Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/5847 E. 2022/7636 K. 11.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5847
KARAR NO : 2022/7636
KARAR TARİHİ : 11.10.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararını bozulmasına karar verilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, … Eczanesinin sahibi olduğunu, kuruma sahte reçete fatura ettiği ve ilaçların teslimi sırasında yanlış kayıt oluşturduğu gerekçesiyle hastalar tarafından yazdırılmayan ve ilaçların hastalar tarafından alınmadığı reçetelere ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 yılı protokolünün 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.10. maddeleri tatbik edilerek hakkında 3 kez uyarı cezası verilmesine ve 9.350,12 TL reçete bedeli ile on katı tutarındaki 94.006,00 TL cezai şart bedeli kesintisinin yapılmasına karar verildiğini beyan ederek, söz konusu işlemlerin iptalini, tahsilat yapılması halinde yasal faizi ile birlikte tarafına iadesini istemiştir.
Davalı, yapılan incelemede reçete ekinde sahte ilaç kupürleri olduğunun, yersiz ve usulsüz düzenlenen reçetelerde yer alan ilaçların kimliği belirsiz kişilere teslim edildiğinin veya hastaya ilaçların teslim edilmemesine rağmen hastaya ilaçlar teslim edilmiş gibi sisteme giriş yapıldığının tespit edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince 30.01.2018 tarihinde davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı tarafların istemi üzerine yapılan istinaf incelemesi sonucunda, bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf talebinin esastan reddine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Dairemizce verilen 16.12.2021 tarihli ve 2021/2389 E. 2021/13088 K. sayılı kararla “1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davacının ve davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-… mahkemece davacının sadece protokolün 5.3.10. maddesini ihlal edip etmediğinin değerlendirilmesi hatalıdır. Zira eczacının ya da çalışanlarının Kurumu zarara uğratma kastı olup olmadığı ve Kuruma kasıtlı olarak sahte reçete fatura edip etmediği, sadece protokolün 5.3.10. maddesinin ihlal edilmesi halinde dikkate alınarak cezai işlemin yerinde olup olmadığına karar verilir. Oysaki somut uyuşmazlıkta ise 14 adet reçetede yazılı ilaçların hasta ya da ilaçları alan kişiye teslim edilmediği, reçete arkasındaki yazıların reçete sahibine ya da ilacı alana ait olmaması nedeniyle de cezai işlem uygulanmıştır. Ancak protokolün 6.17. maddesi uyarınca davacının bu eylemleri nedeniyle tek bir ceza verilmiştir. Her ne kadar davacı tarafından Kuruma kasıtlı olarak sahte reçete fatura edildiği kanıtlanmadığından davacı hakkında 5.3.10. maddenin uygulanamayacağına dair mahkeme kanaati yerinde olmuşsa da aynı reçetelere ilişkin 2016 yılı protokolünün 5.3.2 ve 5.3.5. maddeleri değerlendirilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
İlk derece mahkemesince uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davalı tarafından davacı hakkında uygulanan protokolün 5.3.2 ve 5.3.5 maddesi gereği uygulanan 1. kez uyarı işlemlerinin iptali isteminin reddine, protokolün 4.3.6 maddesine göre 9.350,12 TL’nin yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesi işleminden davacının 15.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda “ihlal yapılan reçeteler” başlıklı kısımdaki reçete bedellerini (toplam 4.675,02 TL) iade etmesi gerekmekle fazlalık kısma dair işlemin iptaline, cezai şarta ilişkin protokolün 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.10 maddelerinden 5.3.10 maddesinin uygulanamayacağı gözetilerek ve 6.17 maddesi değerlendirilmek suretiyle 94.006,10 TL cezai şart işleminin 84.656,06-TL’lik kısmının iptaline karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacının kuruma fatura ettiği dava konusu 14 adet reçete nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 yılı protokolünün 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.10. maddelerini ihlal edip etmediğine ilişkindir.
Davalı tarafça, davacının kuruma fatura ettiği 14 adet reçetenin her biri için Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 yılı protokolünün 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.10. maddeleri uygulanmak istenmiş, ancak yine aynı protokolün 6.17. maddesi uyarınca sadece cezai şart miktarı en yüksek olan 5.3.10. maddesinden ceza miktarı belirlenmiştir.
Davacı eczane hakkında 14 adet reçetenin, sigortalıların bilgisi dışında düzenlenmesi nedeni ile cezai işlem uygulanmış, ilgili cezai işlemin müfettiş raporu esas alınarak tesis edildiği anlaşılmıştır. Ne var ki, dosyada müfettiş raporunun olmadığı, hastaların mahkemece dinlenmediği ve dava konusu olayla ilgili olarak davacı hakkında ceza soruşturması olup olmadığının araştırılmadığı belirlenmiştir. Bu durumda, cezai işleme dayanak 19.02.2016 tarih ve 2016/31 sayılı soruşturma raporunun celp edilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi uyarınca, hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında cezai işleme esas alınan sigortalıların mahkemece tanık olarak dinlenmesi ve davacı hakkında dava konusu uyuşmazlığa ilişkin ceza yargılaması da yapılmış ise bu dosyanın da getirtilip değerlendirilmesi suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcını istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.