YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5825
KARAR NO : 2022/7200
KARAR TARİHİ : 03.10.2022
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonucunda, asıl alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, işlemiş faiz talebi yönünden itirazın iptali talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, şirket ile davalı arasında muhtelif tarihlerde Birim Fiyat Mal Alımı Tip Sözleşmeleri imzalandığını, davalı kuruma ekte sunulan faturalarda yer alan ilaçların teslim edildiğini ancak davalı kurumun fatura bedellerini ödemediğini, bunun üzerine davalı kuruma ….Noterliği’nin 30.10.2012 tarih ve 29255 yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiklerini, ihtarnameden de sonuç alınmayınca davalı hakkında Diyarbakır 6. İcra Dairesinin 2012/6842 Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız şekilde itiraz ettiğini, davalının asıl alacağa bir itirazı olmadığını, T.C.Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 2002/24 sayılı genelgesinde ödeme süresinin malın tesliminden itibaren 90 gün olarak belirlendiğini, faturaların kesim tarihi ve malın teslim tarihinin ise 8 ay önce olup gösterilen iyi niyete rağmen ödeme yapılmadığını beyan ederek; takibe itirazın iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacak miktarının asgari %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davası ile ilgili olarak Diyarbakır 6. İcra Müdürlüğünün 2012/6842 esas sayılı dosyasında davaya konu asıl alacak yargılama aşamasında itfa edildiğinden asıl alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Diyarbakır 6. İcra Müdürlüğünün 2012/6842 esas sayılı dosyasında işlemiş faiz yönünden yapılan itirazın iptali talebinin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dava, ödenmeyen ilaç bedellerinin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip dosyasında talep edilen asıl alacak icra takip tarihinden ve davanın açılmasından sonra ödenmiş olup, mahkemece, Diyarbakır 6. İcra Müdürlüğünün 2012/6842 Esas sayılı dosyasında davaya konu asıl alacak yargılama aşamasında itfa edildiğinden asıl alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline ve takibin devamına, alacak likit olduğundan 105.901,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen ilk hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 22.03.2016 tarihli ve 2015/8739 Esas- 2016/8424 Karar sayılı kararıyla; (1). bentte ‘..davacı ile davalı arasında 19.04.2011, 23.09.2011, 28.11.2011 ve 27.04.2012 tarihlerinde imzalanan mal alımlarına ait tip sözleşmelerin Ödeme Yeri ve Şartları” başlıklı bölümünde yer alan 12.2.2 maddesinde; “İdare, muayene ve kabul komisyonunca kabul raporu düzenlenmesinden itibaren yüklenicinin yazılı talebi üzerine en geç üç gün içinde yükleniciye veya vekiline ödeme yapacaktır”, 12.2.3. maddesi 1. fıkrasında; “İşletmenin nakit mevcudunun tüm ödemeleri karşılayamaması halinde giderler, muhasebe kayıtlarına alınması sırasına göre ödenir…” hükümlerinin mevcut olduğu, sözleşme hükümlerinin açık ve net, davacının da tacir olduğu ve tarafları bağlayacağı, davacı tarafından davalı aleyhine 30.10.2012 tarihinde keşide edilen ihtarnamenin de 01.11.2012 tarihinde davalıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu yön göz ardı edilerek faturalara 90 gün vade uygulanmak suretiyle hesaplanan işlemiş faiz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması ve (2) numaralı bentle; ’… Mahkemece davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken 105.901,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi’’gerekçeleri ile bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının icra dosyasındaki faiz talebini aşacak şekilde 44.331,08 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına dair verilen 2.karar ise; Dairemizin 2021/1531 E. 2021/12409 K. Sayılı ilamıyla; ”bozmaya uyulması nedeniyle yapılacak hesaplama neticesinde, usuli kazanılmış hak ve taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin, faiz istemi yönünden yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmasının doğru görülmediği” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmekle birlikte, bozmanın gerekleri yerine getirilmeden, bu kez de davacının faiz talebinin tümden reddine karar verilmiştir.
Mahkemece uyulmasına karar verilen ilk bozma ilamında işaret edilen hususlar dikkate alındığında, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde faturaların ödeneceği tarihin kesin bir vade olarak belirtilmediği ancak davacının fatura bedellerinin ödenmesi konusunda 15 günlük süre verdiği 30.10.2012 tarihli ihtarnameyi davalıya gönderdiği ve ihtarnamenin 01.11.2012 tarihinde davalıya tebliğ edildiği ve davacının 21.11.2012 tarihinde icra takibi başlattığı anlaşılmakla; davacının ihtarnamenin tebliğ tarihine 15 gün eklenmekle 16.11.2012 ile icra takip tarihi 21.11.2012 tarihleri arasındaki dönem için asıl alacağa işlemiş faiz talep edebileceği anlaşıldığından, mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereği yerine getirilmeden, davacının işlemiş faize yönelik talebinin tamamen reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacının, vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; HMK’nun 331/1. maddesi gereğince; ”Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olarak esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderleri hakkında bir karar vermesi gerekir.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesi hükmü “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; icra takibi başladıktan sonra ve dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin, ödeme tarihleri tespit edilerek yukarıda yazılı hükümlere göre yargılama gideri niteliğindeki vekalet ücreti yönünden bir hesaplama yapılması ve sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, hangi miktar üzerinden ne şekilde hesaplandığı belli olmadan ve gerekçeli kararda da herhangi bir açıklama yapılmaksızın davalı lehine icra takip talebindeki toplam tutar üzerinden hesaplanan nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2.bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.