Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/5721 E. 2023/1780 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5721
KARAR NO : 2023/1780
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/321 E., 2022/111 K.
DAVA TARİHİ : 21.11.2018
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşmasız, davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat …’un sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalının, S.S. Argıncık Mega Kent Yapı Kooperatifi ile … varisleri ve Meliha Topçu’nun kooperatiften alacağı 4658 ada 1 parsel üzerine yapılacak binadan 7.kat 14 numaralı dairenin temliki karşılığında 15.000 Euro peşin ve kalanı da 20.05.2007 tarihinde olmak üzere 32.500 Euro nakit para aldığını, davalının nakit olarak aldığı bu bedel karşılığında daireyi devretmek yükümlülüğü altına girdiğini, ancak daireyi teslim etmediğini, araştırmaları neticesinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin uygulanmadığı ve kendisine verileceği taahhüt edilen dairenin tapu kaydının da davalı yada mirasçılar adına değil, 3.şahıslar adına olduğunu öğrendiğini, ödediği bedelin de iade edilmediğini, bedelin tahsili için yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına alacağın % 20’sinden az olmamak üzere borçlunun icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; Davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müvekkilinin ilgisinin bulunmadığını, öncelikle dava dışı Argıncık Mega Kent Konut Yapı Kooperatifinden sözleşmeden doğan hakları için talepte bulunması gerektiğini, temlik sözleşmesinde temlik bedeli olarak 26.000 TL yazılı olmasına rağmen davacının sözleşme hükümlerine aykırı olarak 32.500 Euro bedel üzerinden takip başlatmasının hukuka aykırı olduğunu, temlik bedeli de dahil olmak üzere tarafına hiçbir ödeme

yapılmadığını savunarak, davanın reddine, davacının alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI
1- Mahkemenin 24.09.2019 tarihli, 2018/416 E.,2019/304 K. sayılı kararıyla; davacı vekilinin yargılama sırasında davacının temlik aldığı daireye yönelik olarak borçlu kooperatife karşı tapu iptal tescil davası açmadığını beyan ettiği, yine dosya kapsamından davacının temlik aldığı daireye yönelik tapu malikine karşı tapu iptal tescil davası açmadığının anlaşılmış olduğu, temlikin ivazlı olduğu da dikkate alınarak temlik alanın alacağını tahsil etmesi bakımından borçlu dava dışı kooperatife karşı her türlü girişimde bulunduğunu ispat edemediği gerekçesiyle, davalıya karşı başvuru hakkı henüz doğmadığından davanın reddine karar verilmiş, davacının kötü niyetli olarak takip başlattığı da dosya kapsamına göre ispat edilemediğinden davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

2- Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur.

3- Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 12.12.2019 tarihli, 2019/35 E., 2019/35 K. sayılı kararıyla; dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, davacının ivazlı olduğu anlaşılan temliknameye dayalı olarak dava dışı borçluya karşı tahsil için her türlü girişimde bulunmasına rağmen alacağını tahsil edemediğini ileri sürüp ispatlayamadığı ve bu doğrultuda temlik eden davalıya karşı başvurma hakkının henüz doğmadığı, davanın reddi yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 07.09.2021 tarihli 2020/8188 E., 2021/8016 K. sayılı ilamıyla; davalının, davacının akidi olduğu, davalının dava dışı yüklenici ile yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile elde ettiği kişisel hakkını TBK’nın 162 nci maddesine uygun olarak davacıya devrettiği ve davacının da devraldığı bu kişisel hakka dayalı olarak bu davayı açtığı, bu nedenle sözleşmenin ifasını veya ifa edilmemesi nedeniyle uğradığı zararını davalıdan talep edebiliceği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alacağın temliki nedeniyle düzenlenen Kayseri 7. Noterliğinin 30.03.2007 tarih ve 10220 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki temlik senedi incelendiğinde, alacağın 26.000 TL karşılığında temlik edildiği, bu senede göre davacının davalıya 26.000 TL para ödediği, her ne kadar davacı alacağı 32.500 Euro ödeyerek temlik aldığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, davacıya bu hususta yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı, davacının da verilen kesin süre içerisinde yemin deliline dayanmadığı, bu durum karşısında davacının 26.000 TL alacağını temlik senedi ile yani yazılı delil ile ispat ettiği ancak bakiye alacağını ispat edemediği, davacı taraf kooperatif yönetim kurulu tarafından düzenlenen belgeye dayanmış ise de, bu belge davalı tarafından düzenlenmediğinden, davalıyı bağlamayacağının anlaşılmış olduğu, bu nedenle belgeye itibar edilmediği, asıl alacak likit olduğundan icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğu, dosya kapsamından davacının kötü niyetli olduğunun açıkça ispatlanamadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüyle, davalının Kayseri 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/12214 Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 26.000 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, 26.000 TL’nin % 20’si oranındaki tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; Mahkeme tarafından bozma kararına uygun yargılama yapılması gerekirken yeterli inceleme yapılmadan satış sözleşmesindeki harca esas bedel dikkate alınarak karar verildiğini, bedeli 32.500 Euro olarak ödenen dairenin tesliminin gerçekleşmediğini, belgede davalının imzasının bulunmamasının taşınmaz için 32.500 Euro ödemediği ya da temlikin geçersizliği sonucunu doğurmayacağını, Yargıtay bozma kararında müvekkilin gerçek zararının ödenmesinin amaçlandığını, gerçek zararın dava konusu taşınmaz için satıcı adına yazılı belge ile hareket eden kooperatife ödenen 32.500 Euro olduğunu, Mahkemenin bedelin müvekkil tarafından ödendiğine dair resmi belge bulunmasına rağmen yemin delili hakkında süre vermesinin de usule ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin iddialar ve Yargıtay bozma ilamı gereği işlem yapmayarak bir nevi örtülü direnme ile yemin ve nihayetinde gerçek zararı belirlemeden 26.000TL bedelin iadesine karar vermesinin hatalı olduğunu, dairenin sözleşme tarihinde ve güncel değeri tespit edilmeden karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; alacağın kaynağı olduğu iddia edilen temlik sözleşmesinin 30.03.2007 tarihli olması nedeniyle 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava dışı kooperatifin sözleşmeden doğan edimi ifa etmemesi sebebiyle alacağın tahsilininin haksız olarak davalıdan istendiğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin edim borçlusunun dava dışı kooperatif şirket olduğunu, kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın da tapu kaydının … adına olması nedeniyle öncelikle dairenin tapu kaydı üzerine olan …’e karşı tapu kaydının iptali ve tescil talepli dava açılması gerektiğini, davacı tarafın yemin etmekten imtina ettiğini böylece iddiasını ispat edemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi için Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temlik bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3.Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine imkan bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede temlik bedeli olarak 26.000 TL olarak yazılı olduğu, davacı tarafın bunun dışında davalı tarafa ödeme yaptığına ilişkin iddiasını yazılı deliller ile ispat edemediği anlaşıldığından taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz eden taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, fazla alınan peşin temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

6100 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi uyarınca dosyanın gönderildiği mahkemece kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde davacı yönünden karar düzeltme yolu açık, davalı yönünden karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.