Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/5653 E. 2023/1785 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5653
KARAR NO : 2023/1785
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2133 E., 2022/447 K.
DAVA TARİHİ : 03.12.2015
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/1028 E., 2019/578 K.

Taraflar arasındaki alacak (simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle ve temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat … ile davalı Karekök Eğitim Basım Yayın Turizm Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat …’ün sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket adına hareket eden şirket çalışanı davalı … arasında 03.06.2015 tarihinde bir adet taşınmazın satın alınması için yer gösterme tutanağı düzenlendiğini, sözleşme gereğince anılan yerin firma çalışanının ilişkisi olan firma tarafından dahi satın alınması halinde satış bedelinin %3+KDV’si oranında komisyon ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilince davalının çalışanına taşınmazın gösterildiğini, sunum dosyasının davalı şirkete iletilerek toplantılar yapıldığını, ancak davalı şirketin müvekkilini aradan çıkararak satıcı ile ön protokol imzalayarak 26.06.2015 tarihinde satış işlemlerini tamamladığını, satış rayiç değer üzerinden yapılmasına rağmen ön protokolde satış bedelinin 14.900.000,00 TL olarak gösterildiğini, Ankara 24. Noterliğinin 01.10.2015 tarihli ihtarının tebliğine rağmen ücretin ödenmediğini, müvekkilinin TBK’nın 520 nci maddesine uygun şekilde düzenlenen simsarlık sözleşmesiyle ücrete hak kazandığını, davalının çalışanına taşınmazın gezdirildiğini, yerin satımı için her türlü mail ve yazışma işlemini yaptığını ve neticede müvekkilinin fiil ve eylemleri sonucunda alış-satış işlemleri gerçekleştirildiğinden 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 521 vd. maddeleri gereğince müvekkilinin hak etmiş olduğu 447.000TL + KDV bedelin davalılar tarafından müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davalı çalışanın eylemlerinden şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 20.000,00 TL ücretin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Karekök Eğitim Basım Yayın Tur. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin davalı … ile davacı arasında düzenlendiğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin hisseli olan taşınmazı satıcıları ile irtibata geçerek satın aldığını, 26.06.2015 tarihinde 5 adet bağımsız bölümün 3 farklı satıcıdan tapuda devir alındığını, gerek satın alma işleminde gerekse tüm maliklerle beraber yapılan görüşmelerin hiç birinde davacı veya yetkilendirdiği herhangi bir kişinin bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı satın alırken herhangi bir aracı ile görüşmediğini, davalı …’ın müvekkili şirkette kat görevlisi olarak çalıştığını, ihtarname ile Fahrettin’in müvekkili adına yetkisiz şekilde hareket ettiğinin öğrenildiğini, davalı …’in olaya ilişkin açıklama yapamaması nedeniyle iş akdinin feshedildiğini, dosyaya sunulan tellallık sözleşmesinin müvekkili yönünden bağlayıcı olmadığını, sözleşmede müvekkili şirketin yetkilisi veya yetkilendirdiği bir kişinin imzasının bulunmadığını, simsarlık sözleşmesinin yazılı olarak düzenlenmesi gerektiğini, sunulan sözleşmede sadece davalı …’in imzası bulunduğunu, davacının imza ve kaşesinin bulunmadığını bu belge ile alacağa hak kazanılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı … dava dilekçesine cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.04.2017 tarihli ve 2015/1191 E., 2017/324 K. sayılı kararı ile; ”Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkemenin yetkisizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine” karar verilmiştir. Kararın kesinleşmesi ve davacı vekilinin talebi üzerine dosya İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesine gelmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; “… dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davacı yanca taraflar arasında gayrimenkul tellallığı sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşme gereğince simsarlık ücretine hak kazanıldığının iddia edildiği, Türk hukukunda simsarlık sözleşmesinin şekle bağlı olmaması kuralının istisnalarından birinin, TBK. m. 520/3’te hüküm altına alındığı, anılan fıkraya göre, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı, TBK. m. 14/1’e göre, yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunması zorunlu olduğuna göre, gayrimenkul simsarlığı sözleşmesinde de tarafların imzasının bulunmasının şart olduğu, yazılı olmayan/tarafların imzasını ihtiva etmeyen gayrimenkul simsarlığı sözleşmelerinin geçersiz olduğuna hükmedildiği, davacı yanca dosyaya sunulan ‘Satın Alma / Kiralama İçin Yer Görme Belgesi” isimli belgede sadece “Gayrimenkulü gören kişi” kısmı imzalanmış olup, RE/MAX Oluşum’a ait kısımda herhangi bir imza bulunmadığı, davacının, simsarlık hizmeti verdiğini iddia ettiği, davalının ise davacıdan herhangi bir hizmet almadığı savunmasında bulunduğu, yazılı olarak yapılması yasaca öngörülen ve özellikle simsarlık sözleşmesinde olduğu gibi tarafları karşılıklı yüküm altına sokan bir sözleşmenin hukuken geçerlik kazanabilmesinin ancak borç yüklenenlerin imzalarının bulunmasıyla mümkün olduğu, Yargıtayın taşınmaz simsarlığı sözleşmesinde, tarafların (simsar ve iş sahibinin) her ikisinin de imzasının bulunması gerektiğini, aksi halde sözleşmenin geçerli olmayacağını kabul ettiği, TBK. m. 12/son’a göre; öngörülen geçerlilik şekline uygun yapılmayan sözleşmelerin geçersiz olduğu, diğer bir ifade ile şekle aykırı yapılan sözleşmelerin kesin hükümsüz olduğu, ‘Satın Alma / Kiralama İçin Yer Görme Belgesi’ isimli belgede her iki tarafın da imzası bulunmadığından, davacı ile davalılar arasında geçerli bir gayrimenkul simsarlık sözleşmesi bulunmadığı, geçerli bir simsarlık sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceğinden, davacının tellallık ücretine hak kazanamayacağının tespit edildiği ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince simsarlık sözleşmesinin geçerli şekilde kurulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, oysa şirket adına hareket eden diğer davalı ile 03.06.2015 tarihinde dava konusu taşınmaz için satın alma yer gösterme belgesi imzalandığını, sözleşme gereğince taşınmazın şirketçe satın alınması halinde dahi satış bedelinin %3+KDV’sinin yer gösterene ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmeye uygun olarak davalı …’e taşınmazın gösterildiğini, 04.06.2015 tarihinde yerin sunum dosyasının davalı şirkete iletildiğini, davalı şirketle toplantılar düzenlendiğini, ancak müvekkilinin aradan çıkarılarak ön protokol imzalanarak tapuda devir yapıldığını, TBK’nın 520 nci maddesi uyarınca müvekkilinin simsarlık ücretine hak kazandığını, sözleşmenin yazılı olarak hazırlanması nedeniyle geçerli olduğunu, ücretin belirlenmesine ilişkin taraflara geniş takdir yetkisi tanındığını, sözleşmenin yazılı olması koşulu ile simsarın yer gösterme ile ücrete hak kazanacağı hususunun bir çok Yargıtay kararında kabul edildiğini, hükme esas alınan 09.03.2018 tarihli raporda, inceleme konusu sözleşmelerde optik aletler kullanılarak grafolojik, grafometrik ve kaligrafik metotlar dahilinde incelemeler yapılıp, alım satım sözleşmesinin geçerli olduğunun belirlendiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;”TBK’nın 520 nci maddesinin üçüncü fıkrasında sözleşmenin yazılı şekilde yapılması gerektiği açıklanmış olup yazılı şeklin unsurlarının mevcut olup olmadığının genel hükümlere göre belirlenmesi gerektiği, TBK’nın 14 üncü maddesi uyarınca, sözleşmede tarafların imzalarının bulunması şart olup bu şartın gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, dava dilekçesi ile birlikte ibraz edilen ve UYAP ortamında yapılan incelemede 16.07.2016 tarihli beyan dilekçesi ekinde sunulan satın alma için yer görme belgesinde, davacı adına imza atılmadığı, bu nedenle sözleşmede yazılılık koşulunun gerçekleşmediği, diğer yandan, sözleşmede, aracılık edilen taşınmazın tapu bilgileri yer almadığından, sözleşmeden hangi taşınmaz için aracılık yapıldığı anlaşılmadığından bu yönüyle de yazılılık unsurunun gerçekleşmediği, taşınmaz simsarlığının konusu olan taşınmazın, açıkça sözleşmede yer almasının, yazılılık şartı için zorunlu olduğu, diğer bir deyişle, yazılılık şeklinin gerçekleşmesi için sözleşmenin objektif ve sübjektif tüm unsurlarının yazılı belgede yer almasının zorunlu olduğu, bu nedenle Dairece TBK’nın temsil hükümlerine ilişkin bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmediği, istinaf dilekçesinin üçüncü sayfasında III. Kısmında belirtilen istinaf nedeninin somut dosyaya ait olmadığı ve davacı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenlerinin yerinde görülmediği” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 Sayılı Kanun) 12 nci maddesi gereği; Kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmaz.

2. 6098 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin birinci fıkrası; ”Yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunması zorunludur.”,

3. 6098 sayılı Kanun’un 520 nci maddesi; ”Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.
” şeklindedir.

3.Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, 6098 Sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen kuralları gereği taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmasının geçerlilik şekli olarak düzenlendiği, yine aynı Kanun’un 14 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altında girenlerin imzasının bulunmasının zorunlu olduğu, simsarlık sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup ilgili hukuk kuralları gereği sözleşmenin geçerli olabilmesi için davacı simsarın da sözleşme altında imzasının bulunması gerektiği, bu durumda yalnızca davalılardan … tarafından imzalanan sözleşmenin davacı lehine hüküm doğurmayacağı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı Karekök Eğitim Basım Yayın Turizm Tic. Ltd. Şti. ‘ye verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.