Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/5636 E. 2023/1678 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5636
KARAR NO : 2023/1678
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/993 E., 2022/461 K.
DAVA TARİHİ : 06.10.2017
KARAR : Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/471 E., 2020/131 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 30.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde gelen davacı vekili Av. … İşcan ile davalı vekili Av. …’ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalı idare ile dava dışı … Group Mimarlık Müh. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında 112 Acil Sağlık Hizmetleri istasyon binalarının ücretsiz olarak sponsor aracılığıyla yapımına dair sözleşme imzalandığını, davalı idarenin taraf olduğu işbu sözleşmeye güvenip mağdur edilmeyeceğini düşünerek, kendisinin de bahse konu şirkete ve şirketin taşeron firması olan RFZ firmasına toplam 1.827.14 TL tutarında fatura karşılığı malzeme satışı yaptığını, ancak alacağını tahsil edemediğini, kendisi gibi birçok kişinin mağdur olduğunu, akidini seçerken kusurlu davranan davalı idarenin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, uğradığı zararını gidermekle yükümlü olduğunu, kaldı ki temin ettiği malzemelerin şuan davalı tarafından kullanıldığını, dolayısıyla davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL’nin yazılı müracaat tarihi olan 17.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; davacı ile arasında borç doğuracak şekilde herhangi bir şekilde iş ve işlem bulunmadığını, davacının basiretli tacir gibi davranmayarak kendi kusuru ile zararına sebebiyet verdiğini, sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacının iyiniyetli olmadığını, maddi menfaat temini amacıyla eldeki davanın açıldığını, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı gibi davalı idarenin davacıya yönelik haksız bir eyleminden de bahsedilemeyeceği, somut uyuşmazlıkta kusursuz sorumluluk hallerinden birinin de bulunmadığı, davaya konu malzemelerin davacı tarafından sözleşme kapsamında dava dışı firmaya teslim edildiği, bu nedenle sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olamayacağı, her ne kadar davacı tarafından davaya konu malzemelerin, davalı idare ile dava dışı firma arasında akdedilen sözleşmeye güvenilerek tedarik edildiği ileri sürülmüş ise de, söz konusu protokol hükümleri incelendiğinde davalı idarenin sorumluluğuna dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinin görüleceği, tüm bu nedenlerle davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, fatura kayıtları incelenerek yeniden rapor alınması gerektiğini, 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyon Merkezlerini yaptırmak üzere birçok firma ile sözleşme imzalayan davalı idarenin, akidini seçerken kusurlu davrandığını, mağduriyetine sebebiyet verdiğini, davalı idarenin ağır kusurlu olup zararını gidermekle yükümlü olduğunu, kaldı ki davalı ile dava dışı firma arasında imzalanan söz konusu protokolün (3.7) maddesinde, binaların mefruşat ihtiyaçlarının bakanlıkça karşılanacağı belirtilmesine rağmen, davalının edimini yerine getirmediğini, mefruşat ihtiyacının kendisi tarafından karşılandığını ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (6098 sayılı Kanun), “Borç İlişkisinin Kaynakları” başlığı altında, sözleşmeden doğan borçlar (m.1–48) ile haksız fiilden doğan borçlar (m.49–76) düzenlenmiş; yine aynı başlık altında, borçların üçüncü genel kaynağı olarak sebepsiz zenginleşmeye (m.77–82) yer verilmiştir. Bunların dışında bir de kanundan doğan borçlar bulunmaktadır.

2. Özetle, hukukumuzda borçların kaynağı; sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ya da bir kanun hükmü olarak kabul edilmiştir.

3. Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksız fiil sonucu zarara uğrayan kimse, uğradığı zararın tazminini bu haksız fiilden sorumlu olan kimseden veya kimselerden talep edebilir.

4. Haksız fiilden söz edilebilmesi için 6098 sayılı Kanun’un 49 uncu maddesine göre, şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiili işleyen kusurlu olmalı, kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalı ve sonuçta doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda haksız fiilin varlığından söz edilemez.

5. Kanunda sorumluluğun kaynaklarından bir diğeri olarak öngörülen sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için ise, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.

6. Hukukî işlemden doğan borç ilişkilerinin başlıca kaynağı ise sözleşmedir. Her sözleşme, taraflar arasında bir hukukî ilişki meydana getirir, bu ilişkiye “sözleşmeye dayalı=akdî ilişki” denir. Sözleşme; hukukî bir sonuç doğurmak üzere, iki veya daha ziyade kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının uyuşmasını ifade eder.

3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunmalarına ve dayandıkları belgelere, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği davacı şirket ile dava dışı şirket arasındaki sözleşmenin davalı idare yönünden hüküm ve sonuç doğurmayacağına, davalı idare ile dava dışı şirket arasındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle davaya konu malzemelerin teslim edilmiş olmasına, yukarıda yer verilen Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre davalı idarenin tazminatla sorumlu tutulmasını gerektiren taraflar arasında borç doğuran bir ilişki bulunmamasına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.