Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/5285 E. 2023/1786 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5285
KARAR NO : 2023/1786
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/3033 E., 2022/944 K.
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/304 E., 2019/532 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davalı vekili Avukat Seher Çetin geldi. Sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar; murisleri …’ın 21.01.2014 tarihinde vefat ettiğini, davalının muris vefat etmeden

önce murisin hasta olması nedeniyle kendisine banka işlerinde yardımcı olacağından bahisle Frankfurt Başkonsolosluğu’ndan 02.09.2013 tarihli 6718 belge nolu vekaletnameyi murisi kandırarak aldığını, murisin Ziraat Bankası Cennet Şubesinde bulunan döviz hesabındaki parayı vekalet ilişkisini kötüye kullanarak kendi uhdesine geçirdiğini ve aynı bankada kendi hesabına aktardığını ileri sürerek, murisin hesabından 03.10.2013 tarihinde davalı tarafından çekilen 102.965 Euro’nun işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP
Davalı; davacıların bu vekaletten haberdar olduklarını, huzurdaki davanın alacak davası değil tenkis davası olarak yürütülmesi gerektiğini, tenkis davasına göre davanın zamanaşımına uğradığını, murisin bakımı, hastane masrafları ve cenaze ve defin işleri ile kendisinin ilgilendiğini, alınan paranın murisin tedavi giderleri, sonrasında kalan paranın da hayır işleri için kullanılmak üzere alındığını, bunun murisin vasiyeti olduğunu, muris ile arasında çok ileri derecede dostluk olduğunu, zira o kadar eşi ve çocuğu varken onlara güvenmeyip kendisine güvendiğini savunarak öncelikle zamanaşımı, olmadığı takdirde esastan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafından 03.10.2013 tarihinde ilgili hesaptan 102.969,23 Euro çekilerek söz konusu hesabın kapatıldığı, aynı tarihte davalının kendi adına 100.000 Euro vadeli 47700932-5019 nolu hesabın açıldığı, bu hesabın da davalı tarafından 10.10.2013 tarihinde 20.000 Euro, 06.02.2014 tarihinde de 80.378,02 Euro olmak üzere çekilerek hesabın kapatıldığı, davalı tarafından 21.01.2014 tarihinde vefat eden davacılar murisi …’ın kendisi adına vermiş olduğu vekaletname ile döviz hesabının para çekilmek suretiyle tasfiye edildiği, tasfiye edilen bu paranın davalı adına kendisi tarafından vadeli hesaba aktarıldığı, davalının bu eylemi ile kendisi adına hesap açtırmış olduğu dikkate alındığında müteveffa …’tan aldığı vekalet görevini iyi niyetle kullanmış olduğundan bahsedilemeyeceği, davalı tarafından kendi adına açılan vadeli hesaptan iki ayrı tarihte söz konusu bedellerin çekilmek suretiyle tasfiyesine müteakip davalının davacıların murisi … lehine bu parayı tasarruf ettiğine dair herhangi bir delil gösteremediği, bu hali itibari ile davacıların murisinin vefatı ile oluşan terekeye dahil edilmesi gereken dava konusu bu tasarrufun davacılara iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; müteveffanın sağlığında parasını kardeşi …’e vermek istediğini, hatta ona vekaletname çıkartacağı sırada … işinden çıkamadığı için eşi yani davalı … adına vekalet çıkartıldığını, bu durumun bütün aile tarafından bilindiğini, müvekkilinin ilk önce parayı kendi üzerine aldığını ve derhal …’e bir kısmını teslim ettiğini, kalan kısmını da müteveffaya verdiğini, Ziraat Bankası kanalıyla 80.000 Euro kısmı …’e gönderdiğini, davalının bu davanın tarafı olmadığını, aktif husumet yönünden reddi gerektiğini, açılan davanın bir tenkis davası olduğunu ve hak düşürücü süreye uyulmadığını, saklı paylarının zedelendiğinin mirasçıların öğrenme tarihinden başlayarak bir yıl içinde açılması gerektiğini, müteveffanın ölüm tarihinin 21.01.2014 günü olup dava tarihinin 24.06.2015 olduğunu, zamanaşımı sebebiyle davanın reddi gerektiğini, tanık beyanlarının yok sayıldığını, dinlenen tanıkların dava konusuna değişken beyanlarının yalnızca başkalarından duydukları bilgiler olduğunu, bizzat şahit olunmuş, görgüye dayalı bilgi bulunmadığını, …’ın kardeşi…’nun ilk elden görgü tanığı olduğunu, husumetli tanıkların tanıklıklarına itibar edilemeyeceğini, tanık … ile Almanya’da birden fazla savcılık soruşturması işlemlerinin bulunduğunu, tanık beyanlarının incelenmediğini ve gerekçe de beyan edilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının vekalet ilişkisi gereğince müteveffa …’ın hesabından çektiği parayı hesap verme yükümlülüğü gereğince vekil edene teslim etmediği ve davacı mirasçılarına ödemediği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin hesap verme yükümlülüğüne dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 506 ncı maddesi şöyledir:
“Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.”
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Hesap verme” başlıklı 508 inci maddesi şöyledir:
“Vekil, vekâlet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene vermekle yükümlüdür.
Vekil, vekâlet verene tesliminde geciktiği paranın faizini de ödemekle yükümlüdür.”

3.Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalının muristen aldığı vekaletle onun hesabından çektiği parayı hesap verme yükümlülüğü gereğince vekil edene teslim etmediği gibi davacı mirasçılarada ödemediğinden davanın kabulüne ilişkin karar usul ve kanuna uygun olup, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının hüküm fıkralarında davacılar yerine davacı yazılmasının, ilk derece mahkemesi kararının ve bölge adliye mahkemesi kararının gerekçe kısmında 102.965 Euro yerine 100.000 Euro yazılmasının maddi hataya dayalı ve mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.