Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/5083 E. 2022/8749 K. 15.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5083
KARAR NO : 2022/8749
KARAR TARİHİ : 15.11.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 15/11/2022 tarihinde davacı vekili Av. … ile davalı asil … ve vekili Av. … geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; kardeşi olan davalı ile müşterek malik oldukları taşınmazda, iki katlı evi yaptırdığını, bahse konu taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi istemiyle açılan davada, ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiğini, taşınmazın satılıp değerinin aralarında eşit olarak paylaştırılması durumunda davalının muhdesat bedeli kadar sebepsiz zenginleşeceğini ileri sürerek; taşınmazın doğu cephesinde bulunan iki katlı evin kendisine ait olduğunun tespiti ile taşınmazın satılması halinde sebepsiz zenginleşmeye konu 50.000 TL alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; ortaklığın giderilmesine konu taşınmazı davacı ile birlikte satın aldıklarını, sonrasında davaya konu evi de birlikte yaptırdıklarını, inşaat yapım masraflarına da eşit olarak katıldıklarını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında, tarafların davaya konu taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ve satış bedelinin taraflar arasında eşit olarak paylaştırılmasına karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, akabinde taşınmazın satış dosyasında davalıya satıldığı, bu kapsamda davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle; davanın reddine dair verilen hüküm, davacının temyizi üzerine; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26/02/2018 tarihli ve 2015/15169 E. – 2018/2697 K. Sayılı ilamıyla; (1) numaralı bentle davacının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra,
“…2-Dosya içeriğinden; taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmaz üzerindeki yapıların arzla birlikte satışına karar verildiği, bu doğrultuda muhdesat ile birlikte tespit edilen bedelin tapudaki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verildiği görülmüş, dava konusu taşınmazın ise; 27.10.2010 tarihli ihalede davalıya satıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davalının, davacı aleyhine sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği noktasında toplanmaktadır…
…Dava konusu binanın zemin katının ve zemin üstü ikinci katının (üçüncü katının) davacı tarafından yapıldığı konusunda (davalı vekilinin 02.11.2011 tarihli celsedeki beyanı da dikkate alındığında) ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın zemin üstü birinci katta toplandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı vekili ve tanık beyanları dikkate alınarak taraf delilleri değerlendirilip beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmesinden sonra hasıl olacak sonuca göre gerektiğinde dosyanın bilirkişiye tevdi ile alınacak rapor çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır…”gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; bilirkişi kök ve ek raporu hükme esas alınarak, davaya konu taşınmazın zemin katı ile zemin üstü birinci katın tuğlalarının örülmesine kadarki mevcut aşamalarının taraflarca yapıldığı, zemin üstü birinci katın tamamının kendisi tarafından yaptırıldığına dair iddianın ispatı yönünde yemin teklif etme hakkı hatırlatılan, davacının yemin teklifinde bulunmadığı, bilirkişi raporu ile zemin üstü birinci katın tuğla dışı imalatının değerinin 27.772,42 TL, zemin üstü ikinci katın değerinin ise 30.858,24 TL olarak hesaplandığı, davalının sebepsiz zenginleştiği miktarın toplam 58.630,66 TL tutarında olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak 50.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Somut olayda; taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ve satış bedelinin taraflara arsa payları uyarınca eşit olarak paylaştırılmasına karar verildiği, satış dosyasında taşınmazın değerinin üzerindeki muhdesatlar dahil belirlendiği, taşınmazın ihale ile davalıya 179.500 TL bedelle satıldığı; öte yandan taşınmazdaki davacıya ait muhdesatların değerinin ise bilirkişi raporu ile toplam 58.630,66 TL olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalının, davaya konu muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın 1/2 oranında paydaşı olduğu, bu nedenle satış bedelinden hissesine düşen muhdesat bedeli kadar sebepsiz zenginleştiği, eş söyleyişle davacıya ait muhdesatların bedelinin yarısının satış bedeli içinde davacıya ödendiği dikkate alınarak, 29.315,33 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden kabulüne karar veriliş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.