Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/4828 E. 2023/489 K. 07.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4828
KARAR NO : 2023/489
KARAR TARİHİ : 07.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/35 E., 2022/450 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/296 E., 2019/280 K.

Taraflar arasındaki yönetim kurulu kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat …’ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalı ile imzaladığı 15.09.2014 tarihli arsa tahsis sözleşmesi gereği davaya konu arsanın adına tahsis edildiğini, tahsis bedelini ödediğini, söz konusu arsa üzerine gerçekleştirmeyi planladığı projenin hazırlık çalışmalarına devam ettiği sırada, davalının 23.01.2018 tarihli yazısı ile OSB Uygulama Yönetmeliği’nin 110 uncu maddesini dayanak göstererek arsa tahsis işleminin iptal edildiğini bildirdiğini; ülkede yaşanan 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminin ve beraberinde getirdiği olağanüstü halin (OHAL) yatırımcı olarak kendisi açısından mücbir sebep teşkil ettiğini, bu nedenle tahsis işlemi ile ilgili yapı ruhsatını yönetmelikte belirtilen süre dahilinde alamadığını, mücbir sebeplerin varlığı halinde bu sürenin uzatılabileceğini, süre uzatım talebinin haklı bir gerekçe gösterilmeksizin davalı tarafça reddedildiğini, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek; tahsisin iptali hakkındaki davalı yönetim kurulu kararının iptali ile tahsise konu arsanın adına kayıt ve tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; süresinde davaya cevap vermemiş, 30.10.2018 tarihli beyan dilekçesinde; arsa tahsisinin davacıya 29.05.1998 tarihinde yapıldığını, davacının yaklaşık 20 yılı aşkın süredir taşınmazda yatırıma başlamadığı gibi yatırıma esas projelerini de onayına sunmadığını, makul sürenin çoktan aşıldığını, Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 4 üncü maddesindeki düzenleme uyarınca, OSB’lerin nihai kuruluş amacının; yatırımı teşvik etmek ve sanayicilerin üretim ve işletme aşamasında yaşadığı sorunların çözümüne katkıda bulunmak olduğunu, yatırım yapmak için hiçbir adım atmayan katılımcıların tahsis işlemlerinin mevzuatın belirlediği yetkiler ve sorumluluklar çerçevesinde iptal edilerek sanayi parsellerinin atıl durumda kalmasının önüne geçildiğini, bu parsellerin yeniden yatırım yapma niyetinde olan katılımcılara tahsis edilmesinin zorunluluk arz ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imzalanan 15.09.2014 tarihli sözleşme ile davaya konu arsanın davacıya tahsis edildiği, akabinde davalı tarafından davacıya gönderilen 01.12.2016 tarihli yazı ile iptal kararının verildiği tarihte yürürlükte olan OSB Uygulama Yönetmeliği’nin 108 inci maddesinde belirtilen 1 yıllık süre içerisinde arsa üzerine inşa edilecek yapıya ait ruhsatın alınması gerektiğinin; 08.01.2018 tarihli yazı ile de aynı madde hükmü gerekçe gösterilerek süresinde yapı ruhsatının alınmadığından bahisle tahsis kararının iptal edildiğinin bildirildiği, davacının arsa tahsis tarihinden mücbir sebep olarak dayandığı 15.07.2016 tarihine kadar yatırımla ilgili herhangi bir işlem yapmadığı gibi söz konusu darbe girişiminin davacı açısından mücbir sebep de sayılamayacağı, nitekim anılan olayın davacının yükümlülüklerini yerine getirmesine engel teşkil etmediği; tahsise konu arsa tapusunun davacıya devredilebilmesi için davacının yatırımını tamamlayıp üretime geçmesi gerektiği, dolayısıyla bu aşamada davacının mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden de bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; süresinde verilmeyen cevap dilekçesine itibar edilerek davanın esası hakkında hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan uzaklaşılarak karar verilmesine somut bir gerekçe gösterilemediğini, yapı ruhsatını almak üzere verilen sürenin mücbir sebep nedeniyle uzatılması gerektiğini, tahsisin iptali hakkındaki kararın hukuka aykırı olduğunu, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imzalanan 15.09.2014 tarihli sözleşme ile davacı şirkete arsa tahsisinin yapıldığı, tahsis tarihinden itibaren 1 yıl içinde projenin hazırlanıp onaya sunulması gerekirken, bu süre içerisinde davacının edimini yerine getirmediği, her ne kadar 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi davacı tarafça mücbir sebep olarak gösterilmiş ise de, davalı tarafından davacıya 01.12.2016 tarihinden başlamak üzere 1 yıllık ek sürenin zaten verildiği, bu sürede de davacının edimini yerine getirmediği, kaldı ki 15 Temmuz darbe girişiminin somut olay açısından mücbir sebep teşkil etmeyeceği, tahsisin iptali yönünde verilen davalı yönetim kurulu kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tahsisin iptali hakkındaki davalı OSB yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
22.08.2009 tarihli ve 27327 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, iptal kararının verildiği tarih ile dava tarihinde halen yürürlükte olan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin ” İnşaata başlama ve bitirme” başlıklı 108 inci maddesinin ilgili bölümü şöyledir;
“(1) Tahsis edilen arsa ile ilgili olarak;
a) Tahsis tarihinden  itibaren 1 yıl içerisinde gerçekleştireceği yapıya ait projeleri OSB’ye tasdik ettirerek yapı ruhsatını almayan,
b) Yapı ruhsatı tarihinden itibaren 2  yıl içinde üretime geçmeyen,
c) Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre “Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi değildir”, “Çevresel Etki Değerlendirmesi gerekli değildir” veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi olumlu” kararı almayan, katılımcılara yapılan tahsis, yönetim kurulu tarafından iptal edilir.
(2) OSB’ler mücbir sebeplerin varlığı halinde bu süreleri 2 yılı geçmemek şartıyla uzatabilir.”

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken Organize Sanayi Bölgeleri Yönetmeliği’nin 108 inci maddesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre; usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.