YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4563
KARAR NO : 2022/6068
KARAR TARİHİ : 22.06.2022
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVACILAR : …
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıların maliki olduğu 3 parsel sayılı gayrimenkulün 45.000 m²’lik kısmını 28/10/1986 tarihinde 10.000.000 TL bedelle satın ve teslim aldığını, ancak satış tarihinden itibaren davalıların çeşitli bahaneler ile tapu devrini gerçekleştirmeye yanaşmadıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, arazinin bugünkü değeri üzerinden satın alınan kısma isabet eden bedelin ödenmesini, aksi takdirde sözleşmede belirtilen rakam ve cezai şart tutarının dava tarihi itibariyle ulaştığı değerden şimdilik 8.000 TL’nin tahsilini talep etmiş, 19/03/2012 tarihli ıslah dilekçesiyle; talebine faiz de ekleyerek dava değerini 62.393 TL’ye yükseltmiştir
Davalılardan … ve … duruşmada; davaya konu taşınmazın 40.000 m²’lik kısmını 10.000.000 TL’ye harici olarak davacıya sattıklarını, masraflar sebebiyle davacının bir türlü tapu kaydını üzerine almadığını, satım tarihinden bu yana davacının taşınmazı kullandığını beyan etmişlerdir.
Davalı …; harici satım sözleşmesi ve verilen paradan haberi olmadığını, açılan davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
Mahkemece; davacının 28/10/1986 tarihinde 94 ada 3 nolu parselde tapuda kayıtlı taşınmazı 10.000.000 TL’ye bir kısım davalılardan satın aldığı, sözleşmede davalılar …, …, … ve …’nin isim ve imzalarının bulunduğu, davalı …’ün ise sözleşmede isminin bulunduğu ancak imzasının olmadığı, davacının ödediği bedelin dava tarihi itibariyle ulaştığı değerin iadesi gerektiği gerekçesiyle; davanın davalı … dışındaki davalılar yönünden kabulü ile davacının 28/10/1986 tarihinde ödemiş olduğu 10.000.000 TL (eski para cinsinden)’nin dava tarihi itibariyle ulaştığı değer toplamı 62.393 TL’nin davalı … dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 8.000 TL’lik kısmı yönünden dava dilekçesinde fazlası talep edilmemiş olduğundan bu miktar için faiz yürütülmesine karar verilmesine yer olmadığına, kalan 54.393 TL yönünden ıslah tarihi olan 19/03/2012 tarihinden itibaren, eğer taşınmaz fiilen davacı elinde bulunuyor ise fiilen teslim tarihinden ıslah tarihinden geriye doğru olmamak üzere yasal faiz işletilmesine, taşınmazın fiilen davacının kullanımında ise teslim tarihinden itibaren, eğer taşınmaz davalılara ıslah tarihinden önce teslim edilmiş ise, ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine dair verilen karar, davalılar … ve … vekili tarafından temyizi üzerine, Dairece verilen 13/12/2012 tarihli ve 2012/20979 E. 2012/25811 K. sayılı kararla; dava konusu taşınmazın teslim olgusu tespit edilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararına uyan mahkemece; dava konusu taşınmazın davacının zilyetliğinde ve tasarrufunda bulunduğu gerekçesiyle; davanın davalı … dışındaki davalılar yönünden kabulü ile 62,393 TL’nin müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının faiz talebinin ve davalı … aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, dahili davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davaya konu harici satış sözleşmesi; TMK’nın 706, TBK’nın 237, Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89 uncu maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Bu nedenle, taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebilirler.
Öte yandan, sözleşmeye konu taşınmazın halen davacının zilyetliğinde olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, mahkemece; dava konusu taşınmazın dahili davacıların zilyetliğinde bulunması nedeniyle, satış bedeli olarak ödenen paranın faizsiz, taşınmazın ise bedelsiz olarak iade edileceği gözetilerek, dahili davacıların satış bedelinden ibaret olan alacağı için talep ettiği faizin (ilk hükmü temyiz eden davalı … ve …’in usuli kazanılmış hakları da korunarak) taşınmazın davalılara iade edildiği tarihten işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile faiz talebinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması, HUMK’nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların hüküm fıkrasının (1) numaralı bendi çıkartılarak yerine “1-Toplam 62.393,00 TL’nin davalı … dışındaki davalılardan taşınmazın dahili davacılar tarafından iade edildiği tarihten başlayarak yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak dahili davacılara verilmesine” bendinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.