YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3970
KARAR NO : 2022/5845
KARAR TARİHİ : 15.06.2022
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ……….
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 12.04.2012 tarihli adi yazılı sözleşme ile davalı yüklenicinin gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaatını üstlediği taşınmazdan iki dükkan ve bir daireyi satın almak üzere davalı ile anlaştıklarını, satın alma bedeli olarak davalı yükleniciye 50.000,00-TL nakit ödediğini, ayrıca sözleşmede de belirtildiği üzere sahibi olduğu … İlçesi Gaziosmanpaşa Mahallesinde bulunan 382 Ada, 5 ve 6 Parsel sayılı arsa vasfındaki taşınmazlarını satış bedeline mahsuben davalı şirkete verdiğini, söz konusu iki parça taşınmazın devri için o dönemde davalı şirkette çalışan … adına vekaletname verildiğini, taşınmazların vekaletname ile davalı şirket adına 3.şahıslara satıldığını, bilahare davalı şirket ile arasında Vize Noterliğinde 02/05/2012 tarih 1756 yevmiye numarası ile iki dükkan ve bir dairesinin satışı için düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde satış bedeli olarak 250.000,00-TL gösterildiğini ancak gerçek satış bedelinin 50.000,00-TL nakit ve Çerkezköydeki kendisine ait iki arsanın değeri olduğunu, yüklenicinin inşaatı sözleşmede geçen sürede tamamlayamadığını, daire ve dükkanların teslim edilmediğini, tapuların verilmediğini, davalının bazı daireler için birden fazla kişi ile satış sözleşmesi yaptığını, davalı yüklenicinin binayı tamamlama imkanı ve gücünün bulunmadığını, davalının iki yıldan fazla süredir inşaattan el çektiğini, inşaatın yapılma seviyesinin düşük olduğunu, arsa sahiplerinin kat karşılığı inşaat sözleşmesini feshetme ve tapu iptal davası açma ihtimallerinin yüksek olduğundan kendisinin davalı ile yapılan akdi feshettiğini belirterek, satış bedeli olarak ödenen 50.000,00-TL nakit ve yine satış bedeli olarak verilen … ilçesinde bulunan 382 Ada 5 ve 6 Parsel sayılı taşınmazların bugünkü değerleri üzerinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 600.000,00-TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 26.2.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 607.200,00-TL arttırarak 1.207.200,00-TL tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, yapılan keşif ve dosyadaki evraklardan inşaatın %55 oranında tamamlandığı, kat irtifakına geçilmediği bu haliyle davalının sözleşmedeki edimlerini süresi içerisinde yerine getirmediği, davacının ise dosyaya sunulan senet ve makbuzlar ile Çerkezköyde bulunan taşınmazların satışı konusunda verdiği vekaletname de nazara alındığında kendisine düşen edimlerini yerine getirdiği ve TBK 112.madde uyarınca sözleşmeye aykırılık sebebiyle davalıdan müspet zararına karşılık sözleşmeye konu Vize ilçesi Devlet Mahallesinde bulunan iki dükkan bir dairenin dava tarihi itibariyle rayiç değeri olarak bilirkişi raporu ile belirlenen değeri tazminat olarak talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; 318.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı, davacı istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasındaki gayrimenkul satışına ilişkin sözleşmenin, davalı yüklenici durumunda bulunduğundan ayrıca satış sözleşmesi noterde düzenlendiğinden alacağın temliki hükümlerine göre geçerli olduğu, inşaatın bitirilip teslim edilmediği anlaşıldığına göre, davacının satış sözleşmesinin feshini talebe hakkının olduğu, geçerli satışlarda, davacının, ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle satışa konu taşınmazın rayiç değerini isteyebilme hakkının yasalar gereği olduğu, mahkemece bu olguya uygun olarak satışa konu bağımsız bölümlerin dava tarihi itibariyle rayiç değeri hesaplanarak bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı yüklenici şirketin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kararlaştırılan edimlerini yerine getirmediğini belirterek, sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle satış bedeli olarak; sahibi olduğu … İlçesi Gaziosmanpaşa Mahallesinde bulunan 382 Ada 5 ve 6 Parsel sayılı arsa vasfındaki iki adet taşınmazının bugünkü değeri ile ödediği 50.000,00TL’nin toplamı olan 1.207.200,00-TL’nin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 12.04.2012 tarihli sözleşme incelenecek olursa; … … 28 Ada 72 Parsel 3 ve 4 nolu işyeri ile B blok 20 nolu dairenin satış sözleşmesine ilişkin olduğu, 40.000,00-TL’nin nakit, 10.000,00-TL’nin senet olarak müteahhit firmaya verileceği, bakiye için ise … İlçesi, … Mahallesi, tapuda 382 Ada, 5 Parsel, 382 Ada 6 Parsel üzerinde bulunan arsanın müteahhit firmaya verileceği, daire teslimin tarihinin ise sözleşme tarihinden itibaren 12 ay olduğu belirtilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 77 ila 82. maddeleri arasında borcun kaynağının bir türü olan sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkileri düzenlenmiştir. TBK’nın 77. maddesinde; haklı bir neden olmaksızın bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşenin, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğu, bu yükümlülüğün, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğacağı belirtilmiştir. Tarafların aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda iade etmeleri gerekir.
6100 sayılı HMK.’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde açıkça sözleşme gereği ödenen 50.000,00-TL ile kendisine ait 2 adet arsasının dava tarihindeki değerlerinin tahsili talebinde bulunduğu halde, mahkemece emredici nitelikteki anılan yasa maddesi hükmüne aykırı olarak, davacıya verilmesi vadedilen sözleşmeye konu Vize ilçesi Devlet Mahallesinde bulunan iki dükkan, bir dairenin dava tarihi itibariyle rayiç değeri olarak bilirkişi raporu ile belirlenen 318.000,00-TL tazminatın davalıdan tahsiline hükmedilmiştir. Oysa ki, sözü edilen yasa maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün bulunmamaktadır. O halde mahkemece, davacının talebi yönünde sözleşmenin feshi durumunda tarafların aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda iade etmeleri gerektiği gözetilerek inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 02/03/2022 tarih, 2019/1467 Esas, 2022/447 Karar sayılı kararının kaldırılarak Vize Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/89 Esas, 2018/153 Karar sayılı kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 15/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.