Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/3951 E. 2023/1567 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3951
KARAR NO : 2023/1567
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/460 E., 2021/2149 K.
DAVA TARİHİ : 05.04.2017
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/557 E., 2020/219 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-alacak-tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

21.03.2023 günü davalı tarafın hazır olmaması nedeniyle, Cumhurbaşkanlığının 11 Şubat 2023 tarihli (mükerrer) 32101 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 120 numaralı “Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Kararnamesi” kapsamında verilen 06.02.2023 tarihinden başlamak üzere 06.04.2023 tarihine kadar durma kararına istinaden Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulunun 13.02.2023 tarih ve 4 sayılı kararının 4 üncü ve 5 inci maddeleri gereği duruşmanın 23.05.2023 Salı gününe ertelenmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat …’nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili müvekkilinin; sahibinden.com internet sitesinde gördüğü ilan üzerine, Şen Emlak Ofisi ile irtibata geçerek davalıya ait Kocaeli ili İzmit ilçesi Yenimahalle Soğucak Mevkii 2323 ada 3 parsel 4. Kat 27 nolu bağımsız bölümü (Orta Sok. Çoruh Sitesi) almak hususunda anlaştıklarını, davacının gerek davalı ile gerekse emlakçı ile yaptığı görüşmelerde, gayrimenkulun hafif hasarlı olduğu, ancak güçlendirme yapılıp para almak için orta hasar raporu alınmış olduğunun söylendiğini, daha önceden davalı tarafından yapılan DASK sigorta poliçesine bakıldığında ise deprem kaydı olmadığının, hasarsız olduğunun görüldüğünü, tapu kayıtları incelendiğinde, T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğünce hazırlanmış ve ilgili Belediyece, Tapu Müdürlüğüne sunulmuş hasar şerhinin bulunmadığını, bunun üzerine davacının davaya konu gayrimenkulü satın aldığını, fakat davacının gayrimenkulü satın aldıktan sonra komşuları ile yaptığı görüşmelerde binanın ağır hasarlı olduğunu, sonradan orta hasarlı’ya çevrildiğini, hatta binanın yıkımı için yetkilerin zamanında geldiğini fakat orta hasara çevrildiğinden yıkım yapılmadığını öğrenmesi üzerine T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğünde yapılan araştırmada binanın ağır hasarlı olduğu, itiraz neticesinde orta hasarlıya çevrildiğini tespit etiklerini, bu gizlenen kusur dolayısı ile muvazaaya uğradığını, hata ve hile ile bu taşınmazın kendisine satıldığını ileri sürerek, tapunun iptali ile davalı üzerine tesciline, ayıplı çıkan konutun iade ve teslim alınarak yerine aynı nitelikte ayıpsız bir konutun davacıya verilmesine yahut ödenen bedelin iadesine, aksi durumda satış bedelinden ayıp oranında indirim yapılmasına, şimdilik 2.500 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; taşınmazın ağır hasarlı olarak tespit edildiğini, yapılan kontrol sonrası ağır hasar tespitinin iptal edilerek orta hasarlı olarak tespit edildiğini, onarım gördüğünün resmi kayıtlarda yer aldığını, ayıp ihbarının süresi içinde yapılmadığını, binada ayıp olmadığını, hata ve hilenin bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının olağan muayene sonucu davaya konu konutun kolonlarının genişlemiş olduğu ve belediye ilgili biriminden depremde hasar sonrası güçlendirmeye dair bilgi edinmesinin mümkün olması nedeniyle somut olayda ayıbın bulunmadığı ve olsa bile ayıbın açık ayıp niteliğinde bulunması, taşınmaz satış akit tarihinin 27.01.2017, dava tarihinin ise 05.04.2017 tarihleri olması nazara alındığında, davacının makul sürede gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ettiği, davacının olağana uymayan sübjektif beklentilerinin ortalama alıcının bilgisi dahilinde nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik eksikliğin mevcut bulunmadığı, konutun niteliğinde yanıltılma iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı; dava konusu taşınmazın ayıplı olduğunu, bu ayıbın Mahkemece dikkate alınmadığını, taşınmazdaki söz konusu ayıbın satıcı tarafından gizlenmiş bir ayıp olduğunu, satıcı tarafından yapılan DASK sigorta poliçesinde deprem kaydının olmadığını, hasarsız kaydının olduğunu, tanıkların bu iddialarını doğrular nitelikte şahitlik ettiklerini, davacı söz konusu meskene sahibinden.com sitesinden ulaştığını, ilgili ilanda hasarlı kaydı mevcut olmadığını, söz konusu ayıplı taşınmaz için ederinden çok daha fazla masraf yaptığını, satışa konu yerin gizli ayıplı olduğunu, satıcının ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olduğunu ve satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunduğunu, bu nedenle davacının TBK’nın 219 uncu ve devamı maddelerinde düzenlenen ayıptan sorumluluk hükümlerine göre akidi olan davalıdan uğradığı zararları istemekte haklı olduğunu, bu sebepler sonucunda terditli bir dava açtığını ve eğer esas talebi reddedildiyse feri taleplerini incelenip karara bağlanmasını gerektiğini, ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılmamasının hatalı olduğunu, vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını belirterek, yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ile gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında, davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, dosyada alınan bilirkişi raporunun hüküm tesisi için yeterli olduğu, davaya konu taşınmazdaki ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu, taşınmaz satış akit tarihinin 27.01.2017 dava tarihinin ise 05.04.2017 tarihleri olması nazara alındığında, davacının makul sürede gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ettiği, davacının olağana uymayan sübjektif beklentilerinin ortalama alıcının bilgisi dahilinde nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik eksikliğin mevcut bulunmadığı, taşınmazın niteliğinde yanıltılma iddiasının ispat edilemediği şeklindeki tespit ve değerlendirmelerin, dosya kapsamına ve konuya ilişkin Yargıtay uygulamasına uygun olmasına göre, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istanaf dilekçesinde belirttiği gerekçeklerle, temyiz talebinde bulunarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satım sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali, alacak, manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219 uncu maddesinde; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. “
Aynı kanunun 227 nci maddesinde “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir ”
Aynı Kanun’un 246 ncı maddesinde “taşınmaz satışlarında taşınır satışına dair ayıp düzenlemelerinin uygulanacağı yollamasıyla aynı kanun md. 219 vd maddelerinde; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı taraf ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılmasını talep etmiş ise de; taşınmazda gerekli bakım ve onarımların yapılmış olması nedeniyle davacının temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanmasını gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine.

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.