Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/3805 E. 2023/1560 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3805
KARAR NO : 2023/1560
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3359 E., 2022/711 K.
DAVA TARİHİ : 15.11.2016
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/67 E., 2018/580 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.04.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde taraflardan bir kısmı gelmediğinden, Cumhurbaşkanlığının 11.02.2023 tarihli ve 32101 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 120 numaralı ” Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Kararnamesi ” kapsamında verilen 06.02.2023 tarihinden başlamak üzere 06.04.2023 tarihine kadar durma kararına istinaden Yargıtay Birinci Başkanlığının 13.02.2023 tarihli ve E-84632637/1786 sayılı yazısı ekinde sunulan Yargıtay Başkanlar Kurulunun 13.02.2023 tarih ve 4 sayılı kararının 4 üncü ve 5 inci maddeleri gereği duruşmanın 23.05.2023 tarihine ertelenmesine karar verilmiştir.

Belirtilen tarihte gelen davacı vekili Avukat …’nin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, taraflar arasında tıbbi sarf malzemesi alım sözleşmesi imzalandığını, teslim edilen malzemelerin teknik şartnameye aykırı olduğu gerekçesiyle davalı tarafından sözleşmenin feshedildiğini, yatırılan teminatın da irat kaydedilerek bir yıl süre ile ihalelerden yasaklandığını, malzemelerin teknik şartnameye uygun olduğunu, fesih işleminin hukuka aykırı bulunduğunu, ihalenin haksız feshi ve ihaleden men nedeniyle şirketin ticari itibarının zedelendiğini, iş ilişkilerinin zarara uğradığını, bankalar nezdinde itibarının bozulduğunu ileri sürerek yoksun kalınan kar kaybı için 10.000 TL ve uğranılan manevi zarar için 20.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL’nin haksız fesih ve ihaleden yasaklanma tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı, idari yargının görevli olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, idarenin hukuka aykırı bir işleminin olmadığını, bu hususun da idare mahkemesinde açılan dava ile kesinleştiğini, manevi tazminat talebinin de mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı şirketin ihalelere katılmaktan yasaklama kararının yetkili mahkemece verilmiş olduğu, sözleşme hükümlerine aykırılık iddiasıyla sözleşmenin feshinden dolayı uğranılan zararlarla ilgili olarak ticaret mahkemesinde görülen dava ile ilgili verilen hükmün aynı fiil nedeniyle istekliler hakkında ihaleye katılmaktan yasaklanma kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği, yasaklama kararının haksız ve hukuka uygun olmayan bir fiil ve eylem nedeniyle yapılmadığının idare mahkemesi kararıyla sabit olduğu, bu kararın hukuka uygun ve haklı olduğu tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi mahkeme kararının da eksik değerlendirmeler içerdiğini, davanın konusunun, şirketlerinin haksız bir şekilde ihalelerden men edilmesi sonucunda alamadığı işler nedeniyle uğradığı kar kaybının tazminine ilişkin olduğunu, haksız bir şekilde ihalelerden men iddiasının soyut bir iddiadan ibaret olmadığını, Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/18 E sayılı dosyasında alınan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda ihalede taahhüt edilen ürünlerin eksiksiz ve şartnameye uygun olduğu, idarenin kusuru ile ihaleden men edildiklerinin çok açık bir şekilde belirlendiğini, anılan kararın maddi anlamda kesin delil niteliğinde olduğunu, mahkemece bu dosyanın değerlendirilmediğini, idare mahkemesi kararında ihaleden men işleminde hukuki usullerin izlenip izlenmediğine bakılarak karar verildiğini, feshin haklı ya da haksız olduğu, haksız ise uğranılan zararın tazmin edilip edilmemesi hususunun yargılama ile ortaya çıkacak bir konu olduğunu, ihalelerden yasaklanmaları nedeniyle kar kaybı yaşadıklarının kurumlar vergisi beyannamelerinde ve defter kayıtlarında çok açık bir şekilde görüldüğü gibi, ihalelerden yasaklanmaları nedeniyle distribütörlüğünü yaptıkları Alman firması ile olan sözleşmelerinin de bu nedenle sona erdiğini delilleri arasında bildirdiklerini, buna göre şirketlerinin gerçekten de bir kar kaybı yaşadığının açıkça görüldüğünü, hükme esas alınan bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli, denetime ve somut olayın özelliklerine uygun olduğu, Ankara 7. İdare Mahkemesinin 19.11.2009 tarih ve 2008/1389 Esas, 2009/1703 Karar sayılı ilamı ile davacı şirket tarafından üstlenilen ”Disposable Kağıt Sürgü” teslimi işinde idarece verilen ek sürelere rağmen teknik şartnameye uygun mal tesliminin yapılmadığı, bu durumun Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi raporu ile de sabit olduğu göz önüne alındığında, herhangi bir mücbir sebep olmaksızın taahhüdün yerine getirilmemesinden dolayı davacı şirketin bir yıl süre ile kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı şirketin 1 yıl süre ile kamu ihalelerinden yasaklanmasına ilişkin işlemin iptali davasının reddine karar verildiği, anılan karara karşı davacı şirket tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine Danıştay 13. Dairesinin 10.02.2006 tarih ve 2010/692 E., 2016/263 K. sayılı ilamı ile mahkeme kararının onanmasına karar verildiği, onama kararının tebliği üzerine taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulmaması nedeni ile kararın 26.11.2021 tarihinde kesinleşmiş olduğu, sözleşme hükümlerine aykırılık iddiasıyla sözleşmenin feshinden dolayı uğranılan zararlarla ilgili olarak ticaret mahkemesinde görülen dava ile ilgili verilen hükmün, aynı fiil nedeniyle istekliler hakkında ihaleye katılmaktan yasaklanma kararı verilmesine engel teşkil etmediği, yasaklama kararının haksız ve hukuka uygun olmayan bir fiil ve eylem nedeniyle yapılmadığının İdare Mahkemesi kararıyla sabit olduğu gerekçesiyle davacının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı, Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.12.2013 tarihli kararı ile sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ile kar kaybı ve teminatın iadesine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, Ticaret Mahkemesinde görülen davada haksız fesih olgusunun kesinleştiğini, ihaleden yasaklanma kararının idari bir işlem olduğunu, ihaleden men yasağı kararı ile alamadığı işlerden dolayı uğradığı kar kaybını eldeki davada talep etmiş olup idarenin kendi kusuru ile ihaleden men edildiğinin adli yargıda sonuçlanan dosya ile sabit olduğunu, Ticaret Mahkemesinde verilen kararın maddi anlamda kesin delil niteliğinde olduğunu, alınan bilirkişi raporunun teknik bir inceleme içermediğini, vergi beyannameleri ve defter kayıtlarında ihalenin feshedildiği yıl ve takip eden yıllarda elde edilen karın azaldığının açıkça görüldüğünü ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan tıbbi sarf malzemesi alımı sözleşmesinin haksız olarak feshedilmesi ve ihaleden men kararı verilmesi nedeni ile davacı şirketin ticari itibarının zedelendiği iddiasına dayalı yoksun kalınan kar kaybı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 112 nci maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 96 ncı maddesi. “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” şeklindedir.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen davada, davacının talebinin ihaleden men yasağı verilmesi nedeniyle yoksun kalınan kar ile manevi tazminat olduğu, bu kapsamda davacı tarafından idare mahkemesine başvurularak ihaleden men yasağı kararının iptali istemiyle açılan davada, davacı tarafından İdare Mahkemesince yasaklama kararına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, şartnameye uygun mal teslimi yapılmadığının Gazi Üniveristesi Mühendislik Mimarlık Fakültesince hazırlanan raporla sabit olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, bu karar 26.11.2021 tarihinde kesinleşmiştir. Hal böyle olunca yasaklama kararının haksız ve hukuka aykırı bir fiil ve eylem nedeniyle yapılmadığının idare mahkemesi kararıyla kesinleştiği dikkate alındığına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin
nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre karar usul ve kanuna uygun olup, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince verilen 17.03.2022 tarihli ve 2021/3359 E., 2022/711 K. sayılı kararın ONANMASINA;

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.