Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/3676 E. 2023/1566 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3676
KARAR NO : 2023/1566
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/274 E., 2022/526 K.
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVA TARİHİ : 20.01.2018
KARAR : Asıl ve birleşen davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/12 E., 2020/74 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davada davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalıların istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz ile incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

21.03.2023 günü davacı tarafın hazır olmaması nedeniyle, Cumhurbaşkanlığının 11 Şubat 2023 tarih (mükerrer) 32101 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 120 numaralı “Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Kararnamesi” kapsamında verilen 06.02.2023 tarihinden başlamak üzere 06.04.2023 tarihine kadar durma kararına istinaden Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulunun 13.02.2023 tarih ve 4 sayılı kararının 4 üncü ve 5 inci maddeleri gereği duruşmanın 23.05.2023 Salı gününe ertelenmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen asıl davada davalı … ve birleşen davada davalılar … İnş. Ltd. Şti. ile … vekili Avukat …’ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili; davacının Muğla ili, Fethiye ilçesi, Kesikkapı mahallesi 1948 ada 11 parselde bulunan 4 nolu bağımsız bölümün satılması için, emlakçılık yapan davalıya 18.08.2016 tarihinde noterden vekalet verdiğini, davacının bilgisi ve yazılı onayı olmaksızın vekalete konu taşınmazı aynı gün üçüncü şahsa sattığını, ancak taşınmazın satış bedelini ödemediğini, yine haberi olmaksızın taşınmazın ikinci defa el değiştirdiğini, davalının taşınmazı gerçek değerinin 1/3 fiyatına sattığını, hesap verme yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek, 98.000,00 TL temlik bedelinin bilirkişi tarafından belirlenecek bedele göre artırılmak üzere 18.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 190.223,55 TL’ye yükseltmiştir.

2. Birleşen Fethiye 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/93 E., 2018/84 K. sayılı dosyasında davacı vekili; davacının Muğla ili, Fethiye ilçesi Kesikkapı mahallesi 1948 ada 11 parselde bulunan 4 nolu bağımsız bölümün satışı için emlakçılık yapan vekil …’ya vekalet verdiğini, vekil …’nın almış olduğu vekaletin üzerine taşınmazın satılmasından dolayı … İnşaat Ltd. Şti. ve …’un sorumlu olduğuna dair yazı alarak daha sonra taşınmazı … İnşaat Ltd. Şti.’ye sattığını, bu yazının vekilin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, satışın, davalılar ile el ve işbirliği içerisinde yapılmış olması, kendisine herhangi bir ödemenin yapılmamış olması karşısında sorumluluğu değerlendirme mahkemeye ait olduğundan bu davayı açtığını, vekil ve davalıların taşınmazı gerçek değerinin 1/3 fiyatına sattığını ve kendisine karşı hesap verme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, vekilin hesabını yazılı belge ile vermesi gerektiğini ve temlik edilen taşınmazın temlik tarihinden itibaren işleyecek faiziyle sorumlu olduğunu ileri sürerek; 10.000,00 TL temlik bedelinin bilirkişi tarafından belirlenecek bedele göre artırılmak üzere 18.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
1. Asıl davada davalı vekili; dava konusu taşınmazın daha önce dava dışı … İnşaat Ticaret ve Turizm Ltd. Şti.’ne ait iken 13.08.2014 tarihinde davacıya satıldığını, ancak davacının satış bedelini şirkete ödemediğini, davacının daha sonra taşınmazı dava dışı … İnşaat Ticaret ve Turizm Ltd. Şti.’ne iade etmek istediğini, şirketin yaptığı villalardan satın almaya karar verdiğini, … İnşaat Ticaret ve Turizm Ltd. Şti.’ne ait villaya taşındığını, bahsi geçen villaya taşındıktan sonra davaya konu bağımsız bölümün şirkete devrinin yapıldığını ancak davacının villanın parasını ödemeyip sürüncemede bıraktığı için davacı aleyhine Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/269 E. Sayılı dosyası üzerinden alacak davası açıldığını, tapudaki tüm işlemlerin davacının bilgisi ve talimatıyla yapıldığını, ayrıca davacının tapudaki işlemden sonra vekaletnamenin arka sayfasına “bu vekaletnameden …’nın hiçbir sorumluluğu yoktur, sorumluluk … İnş. …’undur.” diye kendi el yazısı ile yazıp imzaladığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Birleşen Fethiye 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/93 E., 2018/84 K. nolu dosyasında davalılar vekili; davacının, davalı …’un eski nişanlısı olduğunu, birlikte yaşarken davaya konu ve şirket adına kayıtlı 4 no’lu bağımsız bölümü şirketten almak istediğini, 13.08.2014 tarihinde davacıya bu taşınmazın tapuda devrinin yapıldığını ancak satış bedelinin şirkete ödenmediğini, davacının bu evi istemeyip yine şirketin yaptığı Muğla ili, Fethiye ilçesi, … Mah. Çayır mevkisinde bulunan 1420 Ada, 2 parsel no’lu taşınmazda bulunan A/I Blok zemin kat 1 no’lu bağımsız bölümün (villa) inşaatı bitince 2016 yılı Temmuz ayında kendilerine haber vermeden çalışan ustalardan villanın anahtarlarını alarak şirkete ait villaya taşındığını, bahsi geçen villaya taşındıktan yaklaşık 1 ay sonra, dava konusu 4 nolu bağımsız bölümün … İnşaat Ticaret ve Turizm Ltd Şti’ ne iadesi için şirket çalışanı …’ya noterden düzenleme şeklinde vekaletname verdiğini ve bu yeri aynı gün … İnşaat Ticaret ve Turizm Ltd. Şti’ ne tekrar satış işlemi ile iade ettiğini, davacının devir işleminden sonra da bahsi geçen vekaletnamenin arka sayfasına satış işleminden vekilin sorumluluğunun olmadığını kendi el yazısı ile yazıp imzaladığını, 22.02.2017 tarihinde … İnşaat Ticaret ve Turizm Ltd. Şti.’ne ait villanın tapuda satışının davacı adına yapıldığını, ancak davacının satış bedelini şirkete ödemediğini, davacı aleyhine Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/269 E. sayılı dosyası üzerinden alacak davası açıldığını, davacı tarafın Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmekte olan dava nedeniyle ve bu davada kendi lehine delil oluşturmak için bu davayı kötü niyetle açtığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; davacı tarafça imzası inkar edilmeyen düzenleme şeklindeki vekaletname üzerindeki ibrada “bu vekaletnameden … hiçbir sorumluluğu yoktur. Sorumluluk … inş. ….” yazılı olup davacının davaya konu satıştan haberdar olduğu ve davalı …’yı ibra ettiği anlaşıldığından, davalı … yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine; birleşen dosya yönünden davacı tarafça davalılar … ve … İnşaat Ltd. Şti. Aleyhine vekilin hesap verme yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden bahisle davanın açıldığı, dosya kapsamında dinlenen tanıklar ve toplanan delillerden davacı ile davalı … arasında özel bir arkadaşlık ilişkisi olduğu bu kapsamda tarafların karşılıklı güvene dayalı işlem yaptıkları, davacıya davalı şirket tarafından bedelsiz olarak bir villa verildiği ve bu villa karşılığında da davaya konu taşınmazın davacı tarafından verilmiş olan vekaletname ile satışının gerçekleştiği, söz konusu satışlar nedeniyle taraflar arasında bir para alışverişinin gerçekleşmediği, …’nın da arada bu ilişki nedeniyle ibra edildiği, tarafların tüm bu işlemler yapılırken bilgi sahibi olduğu, davaya konu işlemin gerçekte bir satış olmadığı, davaya konu taşınmaz ile Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/269 E. sayılı dosyasına konu taşınmazın takas edildiği anlaşılmakla birleşen dava yönünden de davanın esastan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davacının rızası olmaksızın temlik yapıldığını, davalı …’nın 190.223,30 TL eden taşınmazı 98.000,00 TL bedel ile diğer davalıya sattığını, satış bedelinin toplam bedelin 1/2’si olduğunu, davalı …’ın vekaleti aldıktan sonra yine diğer davalılar ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini, vekilin yapmış olduğu işlerde ağır kusurlu olduğunu, bu durumun aleyhine delil ibraz edilmediğini, tanık dinlenmediğini, kendisi ile davalı … arasında yapılmış olan sorumsuzluk sözleşmesinin davalının ağır kusurundan dolayı kesin olarak hükümsüz olduğunu, davalı tarafından kendisine bedelsiz villa verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, alım satım tarihinin vekaletname vermesinden 1 yıl sonra olduğunu, her iki taşınmazın tasarruf işleminin aynı anda ifa edilmesi durumunda takastan bahsedilebileceğini, davalıların satış bedelini ödediğini ispat etmesi gerektiğini ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2. Davalılar vekili; yerel Mahkemenin asıl dava ve birleşen dava yönünden tek bir vekalet ücretine hükmettiğini, asıl dava ve birleşen davada davalıların vekille temsil edildiklerini, ret sebeplerinin farklı farklı olduğunu, asıl davada … vekili lehinede ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek vekalet ücretine yönelik olarak hükmün düzeltilerek onanmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; davacının maliki olduğu Muğla ili, Fethiye ilçesi Kesikkapı mahallesi 1948 ada 11 parsel numaralı taşınmazında bulunan 4 nolu bağımsız bölümün satışını yapmak üzere davalıya 18.08.2016 tarihli vekaletname verdiği, davalı vekilin birleşen dosya davalısı … İnşaat Ticaret ve Turizm Ltd. Şti.’ne 18.08.2016 tarihinde davacıya ait taşınmazı vekaleten sattığının anlaşıldığı, ana dosyada davalı vekil tarafından, davacı müvekkil adına satışı yapılan taşınmazın satış tarihi ile aynı tarihli olan ve davalı vekil tarafından sunulan 18.08.2016 tarihli belge ile vekil tarafından vekaleten davacıya ait taşınmazın satışının yapıldığının belirtildiği, belgenin bu kısmının altında yazılı olan “Bu vekaletnameden Nihat Gürboğanın hiçbir sorumluluğu yoktur. Sorumluluk … İnş. Ertunç Uçkunundur.” ibaresinin davacı tarafça imzalanmış olduğu, davacı vekil eden satış işleminden sonra imzaladığı ve imzası inkar edilmeyen belge ile davalı vekili ibra etmiş olduğundan, satış bedeli yönünden davalı vekilin davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu kalmadığı, bu durumda ana davanın bu gerekçelerle esastan reddi yerine pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede; ana dosya davalısı olan … davacıya vekaleten 4 nolu bağımsız bölümü davalı … Ticaret ve Turizm Ltd. Şti.’ne 18.08.2016’de tarihinde sattığı, davacı tarafın satış işlemini yapan vekili …’yı ibra etmiş bulunduğundan ve tapu satış senedi uyarınca satış bedeli ödenmiş olduğundan davacının davalı şirkete satış bedelinin ödenmediğinden bahisle başvurma olanağı bulunmadığı gibi davacının, resmi tapu satış sözleşmesinin aksine olarak ileri sürdüğü satış bedelinin ödenmediği iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği, davacı tarafın, davalı şirketin satış bedelini ödemediğine ilişkin yazılı belge sunamadığı, vekil …’nın davacı tarafından ibra edildiği, 18.08.2016 tarihli yazılı belgede sorumluluğun davalı …’a ait olduğu yazılı ise de bu belgede davalı …’un imzası bulunmadığı gibi satış sözleşmesinin tarafı olmayan davalı …’un sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğu bulunmadığından davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi yerine esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 nci maddesindeki; “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” şeklinde düzenleme gereğince, İlk Derece Mahkemesince ana davanın pasif husumet yokluğundan, birleşen davanın ise esastan reddine karar verilmiş olmakla ayrı ret sebepleri nedeniyle ana dava ve birleşen dava için ayrı ayrı vekalet ücreti yerine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun reddine, davalıların istinaf başvurusunun değinilen yönlere ilişkin olarak kabulüne, HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak asıl davanın esastan reddine, birleşen davanın davalı … yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, birleşen davanın davalı … İnş. Ltd. Şirketi yönünden esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davacı vekili; davalı …’nın almış olduğu yazıda, davaya konu taşınmazın satımından … ve … İnşaatın sorumlu olduğu yazılı olmasına karşılık, davalı …’ın davaya konu taşınmazı üçüncü şahsa satmak yerine … İnşaat Ldt. Şti.’ne sattığını, vekalette davaya konu taşınmazın diğer davalıya satılacağının yazmadığını, davalı …’ın kendisine verilen yetkiyi kötüye kullanarak ve diğer davalı ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini, … İnşaat Ltd. Şti. ve … tapu devrinde düzenlenen senette bedeli aldıklarını beyan etmelerine karşılık, bedeli ödediklerini ispat edemediklerini, rızası olmaksızın temlik yaptığını, davalı …’a verilmiş olan talimatta davalı … Ltd. Şti.’nden bedel tahsil etme durumu söz konusu iken talimat aleyhine işlem yapıldığını, yapılan işlemlerle ilgili bilgi verilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekâlet sözleşmesine dayanılarak yapılan taşınmaz satışından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 508 inci maddesi; “vekil, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği her şeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya zorunludur. “

2. Aynı Kanunun 132 nci maddesi; “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir. ” şeklindedir.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tapu satış sözleşmesinde bedelin alınmış olduğunun yazılı olması ve satış nedeniyle vekilin sorumluluğunun bulunmadığının vekil eden davacının imzalı beyanıyla sabit olması, vekaletnamede dilediği bedel ile dilediği kişiye satış için yetki verildiğinin anlaşılmasına göre de davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.