Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/3525 E. 2022/5390 K. 02.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3525
KARAR NO : 2022/5390
KARAR TARİHİ : 02.06.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
VEK.AV….

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı kurum ile 2011 ve 2012 yılı için … … Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeler kapsamında 2011 yılı için 12.342,74 TL, 2012 yılı için 11.736,40 TL bedelli fatura kestiğini ve faturaların ödenmesi için davalıya teslim ettiğini, ancak fatura bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek her fatura bedelinin sözleşmeye göre ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ileri birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davacı şirketin sahibi olan … …’ün aynı zamanda dava dışı … Şirketi’nin ve davacı … … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin sahibi olduğunu, kurumlarınca … Şirketi’ne toplam 31.139,22 TL cezai işlem uygulandığını, ilgili cezai işlemin davacı şirketin kurumdan olan alacağından mahsup edilmesinin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; farklı şirket olsa da; hakim ortağı … … isimli aynı kişi olan, …..Ltd Şti’ne kesilen cezai şartın, davacı …..Ltd Şti’nden kesilmesi yerinde bir işlem olup, bu anlamda kanıtlanamayan davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin, 04/04/2019 tarihli, 2016/10936 esas – 2019/4556 karar sayılı ilamıyla “…Somut olayda dava dışı … …’ün davacı şirketin ve … Şirketinin ortaklarından olduğu anlaşılmakla birlikte, teoride “tüzel kişilik perdesinin kaldırılması” şeklinde ifade edilen müessesenin uygulanması için yeterli şartlar oluşmamıştır. Bu sebeple ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan … Şirketin davalıya olan borcunun, davacı şirketin davalıdan olan alacağından mahsup edilmesi mümkün değildir…” gerekçesi ile bozulmuş ve bozma kararına karşı davalı tarafın karar düzeltme isteği reddedilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulduğu belirtilerek, dava konusu olayda davalı kurumun dava dışı şirket ve gerçek kişiden olan alacağını tahsil etmek için hukuk düzeninin verdiği diğer hakları kullandığına ilişkin dava ya da icra dosyaları bulunmadığından davalı kurumun açıkça ya da üstü kapalı şekilde aleyhine açılmış bir davada tüzel kişilik perdesinin kaldırılması defini ileri sürmesi hukuk düzenince karşılanamayacağından ve davalı Kurumun davacıya ait iki adet faturanın ödenmemesi olarak gösterdiği başkaca bir somut gerekçe bulunmadığı anlaşılmakla, davalı kurumun davacının alacağını ödememesinde hukuken haklı olmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne davacının 31.12.2011 tarihli faturadan doğan 12.342,74 TL alacağının 15.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 31.01.2012 tarihli faturadan doğan 11.736,40 TL alacağının 15.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı aleyhine yargılama gideri olarak harca hükmedilmesine yönelik re’sen yapılan temyiz incelemesinde;
Davalı … Başkanlığı’nın, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı … Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi hükmüne göre harçtan muaf olması nedeniyle davacı tarafından karşılanan 21,15 TL başvuru harcı ve 357,60 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün, HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının dört nolu bendine “davacının yatırdığı tüm harçların karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine,” cümlesinin eklenmesine, beş nolu bendi hükümden çıkarılarak yerine; “Davacı tarafından yapılan; tebligat, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 155 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, ” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.