YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3509
KARAR NO : 2022/5908
KARAR TARİHİ : 16.06.2022
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
VEK. AV. …
VEK. AV. … ……
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; sayacının % 94.67 eksik kayıt yaptığını, 13/07/2010 ile 12/11/2012 arası 27 aylık dönem için 143.160 TL fatura düzenlendiğini ve davalının kusurlu olduğunu iddia ederek; borçlu olmadığının tespitine, ödeme yapılırsa istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; besleme devresi trafosunun arızalı olduğunu, hafıza bilgilerinin bozulduğunu, eksik tüketim nedeni ile fark faturası düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 21.580,98 TL borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 21.580,98 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairece verilen 16/04/2018 tarihli ve 2016/16139 E. – 2018/4006 K. sayılı kararla, hükme dayanak alınan bilirkişi kurulu raporunda davacının davalıya 121.579.12TL borçlu olduğu, kalan tutar olan 21.580.98 TL’nin davacıya iadesi gerektiğinin belirtildiği ancak taraf vekillerinin ayrıntılarını belirterek yaptığı itirazların karşılanmadığının anlaşıldığı, bu sebeple farklı bir uzman bilirkişi heyetinden taraf vekillerinin itirazları karşılanarak hazırlanacak rapor doğrultusunda karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 32.620,81 TL borçlu olmadığının tespiti ile davalıya ödediği 32.620,81 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazı yönünden;
Karar tarihinde yürürlükte olan 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesinin 2. fıkrasında “Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez” hükmünü içermektedir.
Hal böyle olunca mahkemece, davalı lehine reddedilen 110.540 TL üzerinden 14.451,30 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile 4.983,12 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK’nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (7) numaralı bendinin çıkartılarak yerine “7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddolunan kısım için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi dikkate alınarak hesaplanan 14.451,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu davacı yönünden açık, davalı yönünden kapalı olmak üzere, 16/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.