Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/3156 E. 2022/4653 K. 17.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3156
KARAR NO : 2022/4653
KARAR TARİHİ : 17.05.2022

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; ihale sonucu davalı ile imzaladığı 15/04/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 15/04/2013 tarihinde sona erdiğini, 2013 yılında yapılan ihaleye, ihale bedeli yüksek olduğundan girilmediğini, davalının sözleşmenin 14. maddesine göre cezai şart bedeli talep ettiğini, kira sözleşmesinin 14. maddesinin TBK’nın 20 vd. maddelerine göre hükümsüz olduğunu ileri sürerek; cezai şartı düzenleyen 14. maddenin sözleşmede yazılmamış sayılmasını veya cezai şarttan hakkaniyet oranında indirime gidilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı kiracının sözleşmenin bitiş tarihini bilmesine rağmen ihaleye katılmadığını, sözleşme süresi bitmesine rağmen taşınmazı kullanmaya devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile kira sözleşmesinin 14. maddesindeki ceza şartın kaldırılmasına dair verilen karar, davalının temyizi üzerine, Dairemizin 14/03/2019 tarihli ve 2017/5777- 2019/2097 sayılı kararıyla; kira sözleşmesinin 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi gereğince süre bitimi itibariyle sona erdiği ve sözleşmenin 14. maddesinde yer alan hükmün geçerli olduğu gözetilerek alacak miktarı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; kararlaştırılan cezai şartın fahiş olması nedeniyle hakkaniyet oranında 1/2 indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle, davacının cezai şartın geçersizliğine karar verilmesi yönündeki talebinin reddine, cezai şartı indirilmesi yönündeki talebinin kabulü ile taraflar arasındaki kira sözleşmesindeki 14. maddesinde yer alan “kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmazın idareye teslim edilmeksizin geçen her gün için cari yıl kira bedeline %1’i oranında ceza itirazsız ödenir. ” cezai şartının geçerliliğinin tespiti ile 25/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen cezai şartan 1/2 oranında indirim yapılarak 10.365,21 TL bedel olarak kabülüne, fazlaya ilişkin talebin reddine ve bu cezai şart nedeniyle davacının davalıya borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Davalı harçtan muaf olduğu halde bakiye karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Bundan ayrı davalı tarafından 20.730,42 TL cezai şart alacağı talep edilmiş, bunun üzerine davacı sözleşme hükmünün iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemiştir. Mahkemece, davacının menfi tespit talebi kısmen kabul edildiğine göre reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması, HMK’ nın 326. Maddesine aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nın 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının ü(3) numaralı bendinde yer alan “Peşin alınan 25,20 TL harçtan alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 708,04 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 682,84 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,” ifadesinin çıkartılarak yerine, “Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacının yatırdığı harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,” ifadesinin yazılmasına, hüküm fıkrasına (5.) numaralı bendinde yer alan “… verilmesine” ifadesinden sonra gelmek üzere “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre hesaplanan 1.740 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.