Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/2747 E. 2022/5758 K. 14.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2747
KARAR NO : 2022/5758
KARAR TARİHİ : 14.06.2022

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
VEK. AV. …

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine ilişkin verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı şirketin Türkiye Taşkömürü Kurumundan redevance karşılığı işletme hakkı alan şirketlerden olduğunu, bu kapsamda Amasra müessesesi sahasını işletmekte olduğunu, davalı şirketin işçilerinin sandığın zorunlu üyeleri olduğunu, sandık yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca üyelik aidatının üyenin brüt ücretinin %3 olduğunu, bunun %2’sini işçi %1’ini işverenin karşıladığını, ilgili yönetmelik gereğince işçilerin aidatlarını ve işveren payına düşen kısmın ödenmesi birçok kez davalıdan talep edildiği halde ödenmediğini ileri sürerek; HMK 107. maddesi gereğince belirsiz olan alacağının 23/11/2006 tarihinden itibaren her ay ve davalı yanında çalışan her bir işçi için ödenmesi gereken üyelik aidatlarının tespiti ile alacağının tam ve kesin şekilde belirlenmesi mümkün olduğu anda artırılmak üzere davalıdan 100,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, 12.03.2019 tarihli dilekçe ile talebini 354.489,35 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 151 sayılı kanun kapsamında davalı şirketin ödemesi gereken üyelik aidatının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, Ereğli … Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı Yönetmeliği’nin sandığa üyeleri düzenleyen 6’ıncı maddesinin 13/11/2009 tarih 27405 sayılı Ereğli … Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirildiği, değişiklikten önce aynı maddede zorunlu üyeler arasında … sınırları içinde kurumlarca redevance ve kiraya verilen iş yerlerinde çalışan diğer işçiler de sayılmış iken yeni düzenleme ile adı geçen kişilerin kapsamdan çıkartıldığı, ancak söz konusu değişikliğin iptali için Zonguldak İdare Mahkemesinde görülen dava sonucunda Zonguldak İdare Mahkemesi’nin 27/04/2012 tarihli 2011/171 Esas, 2012/598 Karar sayılı ilamı ile yönetmelik değişikliğinin iptaline karar verildiği ve bu kararın Danıştay 10.Dairesi’nin 15/03/2013 tarihli 2012/5982 Esas, 2013/2325 Karar sayılı ilamı ile onandığı, kurumlarca redevance ve kiraya verilen iş yerlerinde çalışan diğer işçilerin de zorunlu üye olduğu, işverenin de yine aynı yönetmeliğe göre aidatları kesmek ve sandığa ödemek ile yükümlü olduğu gözetilerek davacının talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı davalı istinaf talebinde bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesince; iptale konu işlemle hukuk aleminden kısmen ya da tamamen kaldırılmış bir düzenlemenin iptal kararı üzerine kendiliğinden yeniden yürürlüğe girmesinin mümkün olmadığı, idare tarafından iptal kararı üzerine yeni bir değişiklik yapılmadığı, yönetmeliğin yürürlükteki halinde redevance ve kiraya verilen iş yerlerinde özel firmalarda çalışan işçilerin sandığın zorunlu üyesi olduğu yönünde bir düzenleme bulunmadığı, şu durumda; İdare Mahkemesinin iptal kararı ile redevance ve kiraya verilen iş yerlerinde çalışan işçilerin zorunlu üye olarak kabul edilmeleri gerektiği sonucuna ulaşılmasının isabetsiz olduğu, ayrıca zorunlu üye olduğu belirtilen ve davalı şirkette çalışan işçilere, davacı sandığın herhangi bir hizmet sunup yardımda bulunmadığı ve anılan işçilerin kim olduklarının dahi dava dilekçesinde belirtilmemiş olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
151 sayılı kanunun 4. maddesinde “… mahsusuna tevfikan amele tarafından teşkil olunacak ihtiyat ve teavün sandıklarına beher mah zarfında istihdam edecekleri amele ücuratı umumiyesinin yüzde birinden dun olmamak üzere muaveneti nakdiyede bulunmağa mecburdurlar.” düzenlemesi mevcuttur. Ereğli … Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı Yönetmeliğinin sandığa üyeleri düzenleyen 6’ıncı maddesinin 13/11/2009 tarih 27405 sayılı Ereğli … Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirildiği, değişiklikten önce aynı maddede zorunlu üyeler arasında … sınırları içinde kurumlarca redevance ve kiraya verilen iş yerlerinde çalışan diğer işçiler de sayılmış iken yeni düzenleme ile adı geçen kişilerin kapsamdan çıkartıldığı, söz konusu değişikliğin iptali için Zonguldak İdare Mahkemesinde görülen dava sonucunda Zonguldak İdare Mahkemesinin 27/04/2012 tarihli 2011/171 Esas, 2012/598 Karar sayılı ilamı ile “151 sayılı Kanun … (Zonguldak) sınırları içinde faaliyet gösteren tüm madencileri kapsadığından ve söz konusu madencilerin kamu veya özel sektörde çalışmasına göre bir ayrım yapılmadığından, dava konusu yönetmelik hükmü ile … sınırları içinde kurumlarca redevance ve kiraya verilen işyerlerinde çalışan diğer işçilerin zorunlu sandık üyeliğinden çıkarılmasında, üst norm olan 151 sayılı yasa hükümlerine aykırı düzenleme yapıldığı” gerekçe gösterilerek yönetmelik değişikliğinin iptaline karar verilmiştir. O halde 151 sayılı kanun hükümlerine göre Zonguldak sınırları içinde faaliyet gösteren tüm madencilerin zorunlu sandık üyeliği kapsamında olduğu, her ne kadar yönetmelik hükmü değiştirilmiş olup bu değişiklik de iptal edilmiş ise de, üst norm olan kanun hükmü yürürlükte olduğundan davacı talebinde haklıdır. Esasen ilk derece mahkemesinin de kararı da bu yönde olup isabetlidir.
Hal böyle olunca; Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı bir şekilde, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması yönünde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 14/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.