Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2022/2556 E. 2023/1347 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2556
KARAR NO : 2023/1347
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1553 E., 2021/2187 K.
DAVA TARİHİ : 18.03.2013
KARAR : Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/2 E., 2021/237 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde taraflardan bir kısmı gelmediğinden, Cumhurbaşkanlığının 11.02.2023 tarihli ve 32101 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 120 numaralı ” Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Kararnamesi ” kapsamında verilen 06.02.2023 tarihinden başlamak üzere 06.04.2023 tarihine kadar durma kararına istinaden Yargıtay Birinci Başkanlığının 13.02.2023 tarihli ve E-84632637/1786 sayılı yazısı ekinde sunulan Yargıtay Başkanlar Kurulunun 13.02.2023 tarih ve 4 sayılı kararının 4 üncü ve 5 inci maddeleri gereği duruşmanın 09.05.2023 tarihine ertelenmesine karar verilmiştir.

Belirtilen tarihte gelen davacı vekili Avukat Burçe İnceoğlu’nun sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00’te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı, Sena Oto. San ve Tic. A.Ş.’ nin sahibi olduğunu, otomotiv alım satım işiyle uğraştığını, davalının o tarihte evli olduğu eşi Berna Abanazoğlu için, 02.04.2004 tarihinde, 2004 model C200K model, Mercedenes Benz marka binek otomobil satın aldığını, aracın plakasının dahi “34 BER 94” olduğunu, davalının vergi borçları nedeniyle kredi kullanamadığı gerekçesiyle aracın bedelinin ödemesini, daha sonra bu parayı taksitle ödeyeceğini belirterek vadeli çeklerin keşide edildiğini, davalı ve eşinin Mercedes aracı 1,5 yıl kullandığını, daha sonra araçla kaza yaptığını, aracın 2 nci ele dönüşmesi ve kaza nedeniyle bu kez 34 UB 2914 plakalı Land Rover marka yeni bir araç satın almak istediğini, davalının daha önce borç aldığını, vadesinde ödediğinden güvenini kazandığını, alacağın teminatı olarak çek aldığını, davalıdan başlangıçta şüphe etmediğini, davalının aldığı borcu vadesinde ödemeyince işleri bozulduğundan kredi kullanamadığından fabrikasını satacağını ve tüm borcunu toplu olarak ödeyeceğini söylediğini, vergi borçlarından zor durumda olduğunu söyleyerek ayrıca büyük miktarda nakit borç para aldığını, borç verdiği paraları geri alamadığını, sonrasında araçları değerlerinden daha düşük miktarlara sattığını, araçların değer kaybından davalının sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davalının keşide ettiği 16.000 USD bedelli 30.08.2004 tarihli ve 16.450 USD bedelli 30.09.2004 vadeli çeklere dayalı olarak davalı hakkında icra takibi başlatıldığını davalının itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, tazminat ödemesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı; davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını, iki yıllık zamanaşımı süresinin 2006 yılında dolduğunu, tacir olan davacının hiçbir bedel almadan değeri yüzbinlerle ölçülen iki tane lüks sınıf aracı 32.450,00 Amerikan doları karşılığında verebileceğinin mümkün olmadığını, davacı ile anılan anlamda bir ticari ilişkisi içeresinde bulunmadığını, çekleri dahi hatırlamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekler üzerine atılan imzaların davalıya ait olmadığı, emniyet yazısına göre trafik cezasının davalının eşi adına kesilmiş ise de davalı tarafından çeklerin imzalanıp verildiğinin ispat edilemediği, davacının, bu araçların davalıya fatura karşılığı satıldığı, davacının ise davalıya, bu çeklerin davalıya keşide edilmesine sebep teşkil edecek araç satışı veya borç para verme gibi işlemlerin varlığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalının icra dosyasında ve davada imza inkarında bulunmamasına rağmen mahkemenin çeklerdeki imzanın davalıya ait olmadığı yönünde fahiş hata yaptığını, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin tanık beyanları ile ispatlandığını, emniyet trafik cezası kayıtları uyarınca satışa konu araçların davalının eşi ve kayın biraderi tarafından kullanıldığının sabit olduğunu, proforma fatura, borç hesabı belgesi, kredi kayıtlarının diğer yazılı delillerle birlikte davanın esasını ispatlar mahiyette olduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının icra dosyasına yaptığı itirazında ve davaya verdiği cevaplarında “imza inkarı”na yönelik bir savunmasının bulunmadığı, bu nedenle davaya konu çeklerdeki imzanın davalıya ait olmadığının kabulünün hatalı olduğunu, davacının bu araçların davalıya fatura karşılığı satıldığını, davacının bu çeklerin davalıya keşide edilmesine sebep teşkil edecek araç satışı veya borç para verme gibi işlemlerin varlığını ispat edemediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının borçları ve davalıya yapılan araç satışı nedeniyle verildiği iddia edilen çeklere dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. İcra iflas Kanununun 67 nci maddesinin 1 nci fıkrası; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190 ıncı maddesinde “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” düzenlemesi yer alır.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, takibe konu çeklerin taraflar arasında yapılan araç satışına ilişkin olduğu ya da davacı tarafından davalıya verilen borçlara karşılık olduğu hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı dikkate alındığına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen 23.12.2021 tarihli ve 2021/1553 E., 2021/2187 K. sayılı kararın ONANMASINA;

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.