Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/9135 E. 2022/3195 K. 05.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9135
KARAR NO : 2022/3195
KARAR TARİHİ : 05.04.2022

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasında davanın reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına yönelik olarak verilen karar, davalı … vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 05/04/2022 tarihinde davacı …. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili Av. … ile davalı …Ş. vekili Av. … geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı emlak komisyoncusu, mülkiyeti davalı …’ a ait olan taşınmazın kiraya verilmesi hususunda davalı …’nın temsilcisi dava dışı … … ve diğer davalı ile tellallık sözleşmesi imzalandığını, kendisinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalıların kendisini devre dışı bırakarak kira akdini imzaladıklarını, böylelikle komisyon ücretine hak kazandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın, davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yerine, davalı …. hakındaki davanın reddine, davalı … hakkındaki davanın kabulüne, 15.000-TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz işletilerek davalı …’dan tahsiliyle davacıya ödenmesine, şeklinde hüküm tesis edilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, simsarlık sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, “ davacının davalı …’ya ait … … Mah. 2158. Sok No:2 … adresindeki taşınmazın kiraya verilmesi için düzenlendiği belirtilen “emlak komisyoncusu ile gayrimenkul sahibi arasında yapılan yetki sözleşmesi ” nin davacı ile davalı … adına dava dışı … … tarafından 15/11/2014 tarihinde düzenlendiği, davalı …’nın sözleşmede bizzat taraf olarak yer almadığı, dosya kapsamına sunulan davalı …’nın dava dışı …’a verdiği vekaletnamede yetki verilmediği, dosya kapsamına sunulan 15/03/2016 tarihli yer gösterme tutanağında diğer davalı Teb bankası yetkilisinin imzası bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ile davalılar arasında usulune uygun düzenlenmiş komisyon ve yer gösterme sözleşmesi bulunmadığı nedenle davacının komisyon alacağını ispatlayamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının karara karşı istinaf kanun yoluna başvurması üzerine ise Bölge Adliye Mahkemesince “Davalı … vekili … … ile davacı şirket yetkilisinin imzalarını taşıyan 15.03.2016 tarihli tutanakta bankaya atfen atılan imza yok ise de ,davalı vekili ve işyerinin müteahhidi … … ile davacının kiralanan yeri davalı banka yetkililerine gösterdiği ,yine 6 nisan 2016 tarihinde banka adına … … gönderilen e-mail ile bankanın fatura bilgilerinin istenildiği , (vergi dairesi mükellef numarası ve adres )karşı tarafca da davacıya yine e-mail ile iletildiği gözetildiğinde davalı bankaya taşınmazın gösterildiği ,davacının davalıya hizmet verdiği ,her ne kadar sözleşme yetkisiz temsilci tarafından imzalanmış ise de ,süreçte hizmet veren davacı ile imzalanan sözleşmenin yetkisiz temsilci tarafından imzalandığının ileri sürülmesi MK 2.ye aykırı görüldüğü” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davalı … aleyhine hüküm kurulmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki simsarlık sözleşmesini düzenleyen TBK 520. maddesinde, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı açıkca hükme bağlanmıştır. Yasa maddesi hükmü buyurucu niteliktedir. Simsarlık sözleşmesi için öngörülen yazılı biçim ispat değil geçerlik koşuludur. O nedenle taraflar ileri sürmeseler dahi mahkemece doğrudan gözetilir. Yazılı olarak yapılması yasaca öngörülen ve özellikle simsarlık sözleşmesinde olduğu gibi tarafları karşılıklı yüküm altına sokan bir sözleşmenin hukuken geçerlik kazanabilmesi ancak borç yüklenenlerin imzalarının bulunmasıyla mümkündür.(T.B.K md 14.) Sadece bir tarafça imzalanmış bulunan bir belge hukuken tek taraflı bir irade açıklanması niteliğini taşır ve hakkın esasına yönelik bulunan biçim eksikliği nedeniyle tarafları bağlayıcılığı kabul edilemez. Bu nitelikte bir belgeye dayanan tarafın iyi niyetli olması dahi az yukarıda açıklanan yazılı biçime ilişkin hukuki esasları etkilemez. O nedenle simsarlık akdinde her iki tarafın imzalarının bulunması şarttır. Dava konusu simsarlık sözleşmesinde ise davacı komisyoncunun imzası bulunmakta olup davalı mülk sahibi Fatma adına temsilcisi sıfatıya, dosyaya kazandırılan vekaletnamenin incelenmesinden anlaşılacağı üzere, taşınmazı kiraya verme yetkisi bulunmayan kişinin imzası bulunmakla bu şekliyle anılan sözleşmenin geçerlilik şartı yerine gelmemiş olmakta ve davalı …’yı bağlayıcı nitelikte değildir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince bu husus göz ardı edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda anılan sebeplerle temyiz olunan hükmün davalı … yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı …’a iadesine, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.