YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8645
KARAR NO : 2022/1407
KARAR TARİHİ : 22.02.2022
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 22/02/2022 tarihinde davacı vekili Av. … geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılar…… İşletmeleri…Medya Ltd. Şti., …Yapı Turizm ve İnş. San. A.Ş. ve…Holding A.Ş.’yi temsilen yetkili olan davalı …’ün …ilçesi…Mahallesi 25 ada 18 parselde kayıtlı taşınmazda inşa edeceği…… 101 olarak adlandırılan projeden 2 adet daireyi anahtar teslim şeklinde teslim etmeyi taahhüt ettiğini ve…… İşletmeleri…Medya Ltd. Şti. adına kendisi ile 22/10/2014 tarihli sözleşme imzaladığını, 22/10/2014 tarihinde 5.000 USD, 23/11/2014 tarihinde 14.800 USD ve 30/11/2014 tarihinde …000 USD olmak üzere 38.800 USD ödeme yaptığını, dairelerin teslim tarihinin sözleşmenin imzalanmasından itibaren 1 yıl sonrası yani 22/10/2015 tarihi olarak belirlendiğini, dava konusu proje inşaatının başlamadığını tespit edince
bu durumun nedenini öğrenmek amacıyla sözleşmede belirtmiş olduğu e-posta adresinden davalıya defalarca e-posta gönderdiğini, ancak davalının bilgi vermekten kaçındığını, ardından davalı şirket yetkilileri tarafından ödemiş olduğu bedelin kendisine iade edileceğinin bildirildiğini, ayrıca ödemenin Haziran 2015 yılında yapılacağının belirtildiğini, ancak Haziran ayında herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının Ankara merkez ofisi ve…şubesine ve sözleşmede belirtilen adresine Beyoğlu …, noterliğinin 22/07/2015 tarih 9295 yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, ancak buna da hiçbir yanıt verilmediğini, taşınmazda inşaat izninin dahi alınmadığını, davalıların yönetim yapısı ve hisselerinin iç içe geçtiğini belirterek, HMK 107. maddesi uyarınca uğramış olduğu menfi zararın bilirkişi marifetiyle tespit edilip davalılardan müteselsilen tahsiline, aksi halde ödemiş olduğu 38.800 USD’nin ödeme tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar döviz satış kuru üzerinden USD alacak için işleyecek mevduata kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık faiz ile davalılardan müteselsilen alınarak ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … ve CCS İnşaat ve Yapı Sanayi A.Ş., davanın sadece sözleşmenin tarafı olan şirket veya şirket yetkilileri aleyhine açılması gerektiğini, menfi zararın tazminine yönelik dava konusu ile hiçbir bağlantıları olmadığından kendileri yönünden davanın husumetten reddini dilemişlerdir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış, davaya cevap vermemişlerdir.
İlk derece mahkemesince, davacı ile…… İşletmeleri Ltd. Şti. arasında düzenlenen sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmediği, Trend … 101 olarak adlandırılan projeden 14 ve 16 numaralı dairelerin satışının kararlaştırıldığı, davacının ödeme edimini yerine getirdiği, davalı tarafça dava konusu dairelerin tesliminin mümkün olmadığı, sözleşmenin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geçersiz sözleşmeye dayalı olarak herkesin verdiğini iade etme yükümlülüğü altında bulunduğu gerekçesiyle, davanın…… İşletmeleri…Medya Ltd. Şti., …Yapı Turizm ve İnş. San. A.Ş. ve…Holding A.Ş. yönünden kabulü ile 38.800,00 USD’nin 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarında USD olarak açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına uygulanan en yüksek faiz oranı ile fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası satış kuru üzerinden hesaplanarak davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine; davalılar …, … ve CCS İnş. Yapı Sanayi A.Ş. aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı … hakkında dava konusu proje kapsamında hayali satışlar gerçekleştirdiği iddiasıyla dolandırıcılık suçundan yürütülen soruşturmalar ve devam eden yargılamalar olduğunu, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 03/04/2019 tarih ve 2017/53 esas, 2019/141 karar sayılı ilamı ile davalı hakkında dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verildiğini beyan ederek, bunların sonucunun beklenmesini talep etmiş, mahkemece soruşturma dosyaları araştırılmadan ve ceza davasının sonucu beklenmeden karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken,
ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” Dolayısıyla ceza mahkemesince verilen beraat kararı; kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacaktır. Ancak hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıyacaktır. Bu doğrultuda maddi vakıanın tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayıcı olup ceza mahkemesince bir maddi vakıanın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-92 E. 2018/1362 K. sayılı kararı).
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; ceza mahkemesinin kesinleşmiş mahkumiyet kararı ve bu yargılama neticesinde varlığı tespit edilen maddi vakıalar hukuk hakimini bağlayıcı olduğundan mahkemece, ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi gerekir. Değinilen bu yön gözetilerek, davalı … hakkındaki soruşturma ve dava dosyaları araştırılıp, söz konusu ceza davasının kesinleşmesinin “bekletici mesele” yapılması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, ceza davası sonucu beklenmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak…9. Tüketici Mahkemesinin 2016/632 esas, 2017/957 karar sayılı kararının BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılar …, CCS İnşaat ve Yapı Sanayi A.Ş. ve …’ten alınıp davacıya verilmesine,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.