YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8536
KARAR NO : 2022/378
KARAR TARİHİ : 25.01.2022
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 1989 yılında …’dan göçmen olarak geldiğini, ilgili Devlet Bakanlığının … projesi kapsamında, davalı Bankadan kredi kullanmak suretiyle konut satın aldığını, tapuda devir işleminin gerçekleştiğini, peşinat ve avans ödemelerinin borçlanma sözleşmesinin imzalandığı anda, kredi borçlarından mahsup edilmesi gerekirken, mahsup işleminin yapılmadığını ileri sürerek 13,00 TL avans ödemelerinin bugüne güncellenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00.-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah ile talebini 24.751,97 TL ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Taraflarca takip edilmeyip süresinde yenilenmeyen davanın HMK’nun 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Vekilin azli ve istifasının şekli” başlıklı 81. maddesinde; “Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur” denilmiş, 82. maddesinde “İstifa eden vekilin vekalet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder” düzenlemesi yer almaktadır. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 41.maddesinde “Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam eder.” hükmü bulunmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca ise, vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, asile yapılan tebligat hüküm ifade etmez. Dosyanın incelenmesinde, davacı vekilleri 10.01.2019 tarihinde vekillikten çekilme dilekçesi vermiş, dilekçenin ve davetiyelerin asile yapılmasını istemişlerdir. Vekilin çekilme dilekçesi tebliğ edilmeden davacı asile duruşma günü davetiyesi tebliğ edilmiş ise de; öncesinde vekilinin istifa ettiğine ilişkin bir ihtar yapılmadığı gibi vekilin istifa dilekçesinin asile tebliğine ilişkin bir belge ve bilginin dosya içerisinde yer almadığı görülmüştür. O halde mahkemece, davacı vekillerinin istifa dilekçelerinin, davacı asile usulüne uygun tebliğ edilmesi ve bu şekilde yargılamaya devam edilmesi gerekirken;
istifa dilekçesi ekli ve duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın usulüne uygun tebliğ edilmeden yazılı şekilde davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.