Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/8221 E. 2021/13889 K. 30.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8221
KARAR NO : 2021/13889
KARAR TARİHİ : 30.12.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki uyarı cezası, reçete bedeli ve cezai şart tahsili işlemlerinin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; … Eczanesi’nin sahibi olduğunu, … ile … isimli Kurum mensubu hastalar adına düzenlenen 3 adet reçetedeki ilaçların hastalara ya da hasta yakınına teslim edilmemesi nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2007 yılı protokolünün 6.3.13. maddesi uyarınca 1.317,81 TL reçete bedeli ve reçete bedelinin 5 katı tutarı 6.589,05 TL cezai şart ile 778,05 TL yasal faizinin tahsiline ve uyarı cezası uygulanmasına karar verdiğini, aralarındaki sözleşmeye aykırı bir eylemi olmadığını ileri sürerek; ilaçları hastalara teslim ettiği için davalı kuruma uyarı yazısında belirtilen borcunun bulunmadığının tespitini, kurum cezalarının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; hastaların ilaçları aldıkları kanaatine varılarak davanın kabulüne; davalının 22/04/2008 tarih ve 7361 sayılı uyarı yazısı ile belirlenen 8.684,91 TL para cezası bakımından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine dair verilen ilk kararın davalı vekilince temyizi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin, 02/12/2019 tarihli, 2016/26250 esas, 2019/11993 karar sayılı ilamıyla “…mahkemece, davaya konu reçete sahiplerinden biri olan …’in duruşmaya çağrılarak verdiği ifade hakkında dinlenilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulduğu belirtilerek, müfettiş soruşturma dosyası içinde bulunan, sigortalılardan …’e ait dava konusu reçetenin arkasında …’in imzası bulunmakta olup, sigortalının, müfettiş dosyasında bulunan 08/01/2009 tarihli ifadesinde ilaçları almadığını beyan etmesi ve yargılama sırasında …’in vefat etmesi sonucu dinlenemediğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Kurum mensubu hastalar adına düzenlenen 3 adet reçetedeki ilaçların hastalara ya da hasta yakınına teslim edilip edilmediğine ilişkindir.
Dava konusu reçetelerden …’a ait olan 06.02.2003 tarihli reçetedeki ilaçların hasta tarafından alınıp kullanıldığı, … ve oğlu …’ın Kurum
tarafından alınan beyanları ile sabit olup, tekrar dinlenilmesine gerek olmadığından bu hasta yönünden Kurumun cezai işlem uygulaması yerinde olmamıştır. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı doğrultusunda …’in 11.02.2004 ve 25.02.2004 tarihli reçetelerdeki ilaçları teslim alıp almadığının sorulması için dinlenilmesine karar verilmişse de vefat etmiş olması nedeniyle dinlenilememiştir. Fakat davacı ve ilaçları yazan doktor tarafından, …’in yakını tarafından ilaçların teslim alındığı ve hastanın dava konusu 2 adet reçetedeki ilaçları kullandığı iddia edilmektedir. Hal böyle olunca mahkemece … adına ilaçlarını alabilecek yakınlarından birinin tespit edilerek dinlenilmesi suretiyle bu hasta yönünden uygulanan cezai işlemin de yerinde olup olmadığı belirlenmelidir.
Şayet …’in dava konusu 2 adet reçetedeki ilaçları almadığı tespit edilirse; yürürlükte olan Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2020 protokolünün 6.10. maddesinde yer alan “bu protokolün yürürlük tarihinden önceki dönemlerde geçerli olan protokol hükümlerine göre kuruma fatura edilen ve kontrolleri kurum tarafından bu protokol yürürlük tarihinden sonra yapılan reçeteler için, ya da reçete kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih uyarı ve cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiil/fiiller için kurumca bu protokol hükümleri uygulanır. Ancak eczacı tarafından Kurumdan tebligat tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep edilmesi halinde, ilgili protokol hükümleri uygulanır.” hükmüne göre Kurumca yapılması gereken yeniden değerlendirme işlemi yapılmadığından mahkemece cezai işleme dayanak 2007 protokolünden sonra yürürlüğe giren protokollerden davacı lehine olan protokollerin uyuşmazlığa uygulanması gerekir. Hal böyle olunca davacı hakkında uygulanan 2007 protokolünün 6.3.13. maddesinin 2020 protokolünde karşılığı olan 5.3.5. maddesinde “Kurum, İl Sağlık Müdürlüğü veya Eczacı Odası tarafından eczanede yapılan denetimde, reçete sahibi veya ilacı alan kişiye teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde ilaç bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde ilaç bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 3 (üç) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak, Kurum tarafından yapılacak soruşturma neticesinde hastaya teslim edilmek üzere hastanın ilaç alım tarihinden itibaren 60 (altmış) günü geçmeyecek sürede ilaçların eczanede bekletildiğinin saptanması halinde bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile ceza miktarının düşürüldüğü için yeniden hesaplama yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğine tebliğden itibaren 15 gün içerinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.