Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/6888 E. 2021/12248 K. 30.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6888
KARAR NO : 2021/12248
KARAR TARİHİ : 30.11.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dar gelirli ailelere konut edindirmesi kapsamında davalı … ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, tahsis kararının iptal edildiğini, imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek; arsanın rayiç değerinin tahsiline karar verilmesini istemiş, 27/11/2016 tarihli dilekçesi ile talebini 90.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesince 6745 sayılı Kanunun 12. maddesiyle 775 sayılı Gecekondu Kanununa eklenen geçici 10. madde düzenlemesinden bahsedilip, anılan yasa kuralı uyarınca değerlendirme yapılmak üzere bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama ve yasa değişikliği değerlendirilerek davanın reddine dair verilen karar son olarak Yargıtay 13. Hukuk Dairesince anılan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinden söz edilip davadan önce ödeme olgusu olup olmadığı var ise bunun borcu sona erdirip erdirmediği hususuna da atıf yapılarak bu ve diğer hususlar yönünden araştırma bozması yapılmış, mahkemece bozmaya uyulup davanın kabulüne, 90.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş olup, verilen bu son karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.000,00 TL’nin tahsilini istemiş, yargılama aşamasında 27/11/2015 tarihli dilekçesi ile talebini ıslah ./..
suretiyle arttırarak 90.000,00 TL’ye çıkartmıştır. Kısmi ıslah halinde ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulabilir. Mahkemece, bu yön göz ardı edilerek kabul edilen alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükümde yer alan “90.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “3.000,00 TL’nin dava tarihinden, bakiye 87.000,00 TL’nin ise ıslah tarihi olan 27/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.