Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/6627 E. 2022/1976 K. 08.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6627
KARAR NO : 2022/1976
KARAR TARİHİ : 08.03.2022

MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen muarazanın giderilmesi ve kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, bölge adliye mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, Bulut Optik firmasının sahibi ve mesul müdürü olduklarını, 2012 yılı SGK Optik Sözleşmesinin 6.1.18. maddesini ihlal ettikleri gerekçesiyle kurum tarafından haklarında reçete bedelinin 10 katı olan 240.000,00-TL cezai şart ve 2 yıl boyunca fesih cezası uygulandığını, ayrıca anılan sözleşmenin 5.3.9. maddesi uyarınca toplam 43.383,30-TL fatura bedelinin iadesinin istendiğini beyanla, kurum işleminin iptali ile çekişmenin giderilmesini istemişlerdir.
Davalı, sigortalıların beyanından reçetelerdeki noksanlıkların…Optik tarafından giderildiğinin anlaşıldığını, kurum işleminin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile 2012 yılı Optik Sözleşmesinin 6.1.18. ve 7.2. maddeleri gereğince davacılar hakkında kurumca uygulanan 240.000,00-TL cezai şart ve 2 yıl fesih cezası ile toplam 43.383,30-TL reçete bedelinin tahsilinin hukuka aykırı olduğunun tespiti suretiyle çekişmenin giderilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava dışı doktorlar tarafından tanzim edilen ilk reçetelerde normal gözlük camı yazılı olmasına rağmen organik ibaresinin reçetelere sonradan dahil edildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, iş yeri sahibi … kurum müfettişlerine verdiği imzalı ilk ifadesinde, müşterilerin organik cam istemeleri üzerine normal cam yazılan reçete sahiplerine daha pahalı olan organik cam verip, biriktirdikleri reçeteleri aynı gün organik cam yazdırması için hastanede çalışan …isimli personele verdiğini, daha sonra bu ibare yazılmış olarak reçeteleri ondan geri aldığını belirterek başlangıçtaki reçetelerde bu ibarenin mevcut olmadığını ikrar ettiği gibi, kurum soruşturması sırasında ifadelerine başvurulan doktorların da davaya konu bazı reçetelerdeki organik ibarelerinin kendileri tarafından yazılmadığı, bunu yazması için kimseye talimat vermedikleri, kimin tarafından yazıldığını da bilmediklerini beyan ettikleri, reçetelere sonradan yapılan ilaveler üzerinden kurumun zarara uğratıldığı gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine dair verilen karar, davacıların temyizi üzerine Dairemizce verilen 18/02/2021 tarihli ve 2020/2583 E. 2021/1688 K. sayılı ilamla; “…. Reçetelere “organik cam” ibaresinin kim tarafından yazıldığının tespiti için kurumca dinlenen doktorlar; dava konusu reçetelerdeki yazıların kendilerine ait olmadığını söyleseler de reçeteyi yazan doktorun yoğun olması halinde başka doktorlar veya doktor sekreterleri tarafından da reçetelerde düzeltme yapıldığını kabul etmeleri ve davacıların savunmalarında belirttikleri gibi reçetelerin yazıldığı …Göz Merkezi’ne giderek oradaki ilgili doktora “organik cam” ibaresini yazdırdıklarına dair beyanlarını doğrulayan göz merkezi çalışanı ……ın; reçetelerde doktorun bilgisi dahilinde kendisinin de düzeltme yaptığı şeklindeki beyanı karşısında, davacılar veya çalışanlarınca reçetelerde tahrifat yapıldığı davalı SGK tarafından ispat edilemediğinden ve dava konusu cezai şart maddesinde üçüncü kişiler tarafından tahrifat yapılması halinde davacıların sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir: “….Bölge adliye mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosya, kararı veren bölge adliye mahkemesi veya uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderilir.
Bölge adliye mahkemesi, 344 üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir…”
Zira, artık burada ilk derece mahkemesinin bir kararı mevcut değildir; bozulan karar bölge adliye mahkemesinin kararıdır, bu nedenle dosya kararı bozulan mahkemeye gönderilmektedir. Bölge adliye mahkemesi, yaptığı değerlendirmede bozma kararının doğru olduğu kanaatine varırsa bozmaya uyma kararı verecektir. Bu kararın anlamı, bölge adliye mahkemesinin vermiş olduğu önceki kararının hatalı olduğu ve Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda yeniden inceleme yaparak bir karar vereceğidir. Bozmaya uyma kararı ile bozma kararı lehine olan taraf için bir usuli müktesep hak doğar (Pekcanıtez Usul-Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, İstanbul 2017 III.Cilt, Sh.2302 vd.).
Somut olayda; bölge adliye mahkemesi tarafından bozma kararına uyulduğuna göre, bundan sonra yapılacak iş; bozmaya uygun olarak yeniden esas hakkında karar vermekten ibarettir. Buna rağmen, bölge adliye mahkemesince Yargıtay bozma ilamı yanlış yorumlanarak, daha önce kaldırılmasına karar verdiği dolayısıyla hükümsüz hale gelen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalının yaptığı istinaf başvurusunun tekrar incelenerek esastan reddine karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 371 inci maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, HMK’nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 08/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.