Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/6034 E. 2021/9274 K. 29.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6034
KARAR NO : 2021/9274
KARAR TARİHİ : 29.09.2021

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan … vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; Özel … Polikliniğinden Lazer Epilasyon hizmeti satın aldığını, davalı …’ın polikliniğin sahibi, diğer davalı …’nun ise mesul müdür olduğunu, beş seans epilasyon işlemi yapıldığını, 26/06/2012 tarihinde yapılan uygulama sırasında yüzünün yandığını, davalıların kusurlu davranışları nedeniyle yaralandığını ileri sürerek; şimdilik 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiş, maddi tazminat talebini açıklamak için sunduğu dilekçede; uzun süredir tedavi gördüğünü, bu süreçte ödenilen masraflar ve yanık nedeni ile yüzünde oluşan izin giderilmesi için estetik ameliyat olması gerektiğini bildirmiş, yargılama sırasında alınan rapor doğrultusunda maddi tazminat yönünden 1000 TL olan dava değerini 12.967,02 TL’ye artırarak olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin ticari faaliyetten kaynaklandığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen karar davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 04/11/2013 tarihli ve 2013/27491 Esas 2013/27018 Karar sayılı kararıyla “ taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı, mahkemece uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kısmen kabulü ile 6.593,40 TL maddi tazminat ile 13.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılardan….vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesine göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, aynı Kanunu’nun 26. maddesi hükmüne göre; hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural, sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Dava, yanlış lazer epilasyon uygulaması sonucu oluşan maddi ve manevi zararın tahsili talebine ilişkin olup, davacı maddi tazminata esas zarar kalemlerinin uzun süredir gördüğü tedavi nedeni ile yaptığı harcamalar ve yanık nedeni ile yüzünde oluşan izin giderilmesi için yapılacak olan estetik ameliyata ilişkin masraflar olduğunu açıklamış ise de; mahkemece hükmün gerekçesinde davacının talebinin yüzünde oluşan yara izinin giderilmesine ilişkin estetik ameliyat masrafları olduğu değerlendirmesi ile sadece bu konuda rapor alındığı ve hüküm verildiği anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla davacının tedavisinin uzun süredir devam etmesi nedeniyle yaptığı diğer giderler hakkında hüküm kurulmamıştır.
O halde, mahkemece; davacının tedavisinin uzun süredir devam etmesi nedeniyle yaptığı masraflar yönünden gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Bundan ayrı hakim manevi tazminat miktarını belirlerken TBK’nın 56. maddesi gereğince; hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalmalı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmelidir. Takdir edilecek manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı, ne var ki mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı da olmamalıdır.
Dava konusu olayda; olayın gelişim biçimi tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve özellikle davacının vücudunda 3. dereceden yanık meydana gelmesi karşısında, davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı azdır.O halde, mahkemece; az yukarıda bahsedilen ilkeler çerçevesinde, somut olaya uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması da doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 334,61 TL bakiye harcın istek halinde davacıya iadesine, 1.003,80 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı …’na yükletilmesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.