Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/6001 E. 2022/5156 K. 27.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6001
KARAR NO : 2022/5156
KARAR TARİHİ : 27.05.2022

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
DAVACILAR :

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurularının esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; ikamet ettikleri ve kapısında güvenlik bulunan sitede 12/03/2017 günü davacıların evde olmadığı saatlerde hırsızlık olayı meydana geldiğini, hırsızların araçla site içerisine girdiğini, davacılardan …’in siteye döndüğünde hırsızların birinin elinde kendi çantasına benzer bir çanta olduğunu farketmesi üzerine bağırarak koştuğunu, bunun üzerine hırsızların araca bindiklerini ve siteden güvenlik engeline takılmadan çıktıklarını, davacıların kişisel eşyalarının çalındığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … lehine 120.600,00.-TL maddi, 65.000,00.-TL manevi tazminata, davacı … lehine 150.050,00.-TL maddi, 35.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmesine ve olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar özetle; davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; ‘—ziynet eşyaları ve çalınan diğer eşyalar yönünden yapılan hesaplamalar davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile uyumlu olduğundan sözkonusu hesaplamalara mahkememizce itibar edilmiştir. … Davacıların manevi tazminat talebi yönünden ise, dava konusu olayın nitelikleri ile tarafların karşılıklı kusur durumları ve olay günü hırsızlar ile karşılan ve yanında çocuğu bulunan davacı …’in sözkonusu karşılaşma anında korku ve panik yaşadığı, olay sonrası ise evine hırsız gireceği tedirginliği ve korkusunun bir müddet devam etmesinin olağan olduğu göz önünde bulundurularak davacı … yönünden TMK’nın 24 ve TBK’nın 58 maddesinde düzenlenen manevi tazminat koşullarının oluştuğu mahkememizce kabul edilmiş olup, davacı … yönünden tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak 8.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş,..diğer davacı … yönünden ise manevi tazminat koşulları oluşmadığından bu davalı lehine manevi tazminata ..’hükmedilmediği gerekçesiyle ‘Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacı … yönünden, 81.830,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 12/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, Davacı … yönünden, 114.330,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 12/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, Davacı … yönünden 8.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, Davacı …’in manevi tazminat talebinin reddine, Davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine’karar verilmiş, verilen hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince ‘–dava konusu hırsızlık olayının yaşandığı sitenin yüksek güvenlikli olduğunu düşünerek buradan konut satın alan ve ikamet eden, ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olarak kullanacakları kadar ziynetlerinin yanında diğer eşyalarını da duydukları bu güven sebebiyle evde bulunduran davacı taraftan, yüksek güvenlikli olduğu düşüncesiyle satın almış oldukları konutlarında ayrıca koruma tedbiri almaları beklenemeyeceğine göre; davacıların somut olayda ihmallerinin ve müterafık kusurlarının bulunduğundan söz edilemeyeceğine,… mahkemece, somut olayda davalı … şirketinin %80 ve davalı yönetim firmasının %20 oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesinin oluşa ve hakkaniyete uygun olmasına, gerçekleşen hırsızlık olayında çalındığı anlaşılan eşyaların davacıların ekonomik ve sosyal durumuna uygun olduğunun anlaşılmasına ve davacıların denetime elverişli bilirkişi raporlarıyla usulünce belirlenen maddi zararlarının tamamından davalıların sorumlu bulunmasına,…davacıların manevi tazminat talepleri bakımından ise: mahkemece, olay günü hırsızlar ile karşılan davacı … yönünden TMK’nın 24 ve TBK’nın 58. maddesinde düzenlenen manevi tazminat koşullarının oluştuğunun, ancak diğer davacı yönünden manevi tazminat koşullarının oluşmadığının kabul edilmesinde ve davacı … için takdir edilen manevi tazminat tutarında hukuka herhangi bir aykırılık olmamasına ve mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre; tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE’ dair karar verilmiş olup, verilen karara karşı taraflarca temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde ;dosyada mevcut müşteki ifade tutanağında, davacılardan … 250.000 TL maddi zararlarının olduğunu beyan ettiği ancak dava dilekçesinde davacıların toplam 270.000TL üzerinden maddi zarar talebinde bulunduğu, yine davacının evinden çalındığı iddia olunan ziynet ve ziynet dışı eşyaları ile ilgili olarak; dosya içerisindeki davacıların hırsızlık olayının hemen akabinde kollukta verdikleri ifadelerinde çalındığı iddia olunan ziynet ve ziynet dışı eşyalarının miktar ve nitelikleri ile mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamaya dahil edilen ziynet ve ziynet dışı eşyaların miktar ve niteliklerinin farklı olduğu anlaşılmıştır.
Yine mahkemece 07.02.2019 tarihli bilirkişi raporunun hesaplamada dikkate alındığı belirtilmiş ise de hüküm altına alınan bedelin ne şekilde hesaplandığı hususunda kararın gerekçesinde bir açıklık bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece yukarıda değinilen yönler bakımından çelişkiler giderilmeden ve davacıların kollukta vermiş oldukları beyanlarının kendilerini bağlayacağı hususu ile birlikte davacılar tarafından sonradan ilave edilen kalenler yönünden delil sunmadıkları da dikkate alınarak; yanılgılı değerlendirme ile çelişkiler giderilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Somut olayımızda, davalılardan yönetim firmasının beyan ve temyiz dilekçesinde belirttiği ‘hırsızlık olayının meydana geldiği gün davacıların karşı dairesine de girilmeye çalışılmış, kapı üzerinde izler olmuş ancak kapı kilitli olduğu için açılamadığı.. ‘iddiası da araştırılarak bu iddianın doğrulu halinde davacıların evin kapısını kilitlememeleri yönünden kusurlu olduklarının kabulü gerekmektedir. Çünkü dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle dosyada mevcut … tarihli bilirkişi raporunda ‘—davacıların dairesinin dış kapısın iki adet olan alt ve üst iki anahtar kilidinin bulunduğu, üst kilide zorlama olmadığının o nedenle davacılar tarafından evden çıkarken anahtarla kapatılmadığının ve o şekilde eve girildiğinin anlaşıldığının, çalındığı iddia olunan kıymetli eşyaların alındığı şifonyerin kapaklarının kilidinin olmadığı..’ yönünde görüş bildirilmiştir
Sözleşmelerin ifasında herkes kendi yükümlülüklerini özen ile yerine getirmek zorunda olup, Bu durumda mahkemece davacıların da kusurlu olduğu kabul edilmeli ve makul bir indirim yapılmalıdır
Mahkemenin bu yön araştırılmadan kusurun tamamını davalılara yüklemek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
4-)-Kabule göre de; 6100 sayılı HMK’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1. maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Eldeki davada mahkemece her nekadar davacılardan … yönünden, 114.330,00 TL maddi tazminata hükmedilmiş ise de; dosya içerisine davacı vekili tarafından yargılama sırasında uyap üzerinden sunulan 08.07.2019 dasyaya kayıt tarihli belgenin incelenmesinde; davacılardan … lehine 112.480 TL maddi tazminata hükmedilmesi istenilmiş olup, talep olmadığı halde, fazlaya hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak, ilk derece Mahkemesi kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 27/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.