Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/5124 E. 2021/13385 K. 22.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5124
KARAR NO : 2021/13385
KARAR TARİHİ : 22.12.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının alacaklı sıfatıyla dava dışı üçüncü kişi aleyhine başlatmış olduğu Konya 4. İcra Müdürlüğünün 2010/1819 ve 2010/1818 Esas sayılı dosyalarındaki haczedilen taşınır mallar açısından yedieminlik görevini üstlendiğini, davalının yediemin ücretini ödememesi üzerine hakkında icra takibi başlattığını, davalının borca itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptalini, takibin devamını ve davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, icra takibinin 7.799,50 TL asıl alacak 177,50 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin ise reddine yönelik verilen karar davacı tarafın temyizi üzerine; Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 30/04/2020 tarihli ve 2017/3797 E. 2020/3626 K. sayılı kararla, hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluştuğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne, icra takibinin 63.489 TL asıl alacak, 3.333,17 TL işlemiş faiz yönünden devamına, takibe konu alacak likit olduğundan asıl alacağın %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından icra inkâr tazminatı yönünden temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu doğabilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir.
Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturmaktadır (04/02/1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece 17/06/2014 tarihli hüküm ile davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; davacı bu karara karşı temyiz taleplerini ileri sürerken icra inkâr tazminatının reddine yönelik her hangi bir itirazda bulunmamış; nitekim Dairenin bozma kararında icra inkar tazminatına ilişkin herhangi bir bozma sebebine de yer verilmemiştir. Bu hâli ile, icra inkâr tazminatının reddi kararı, davalı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturmaktadır. Bu nedenle bozma sonrasında davalının usuli kazanılmış hakkı ihlâl edilerek davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının üçüncü bendinin çıkartılarak yerine “Davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine,” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.