YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4806
KARAR NO : 2021/8919
KARAR TARİHİ : 23.09.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki uyarı cezası, reçete bedeli ve cezai şart tahsili işlemlerinin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Duru Eczanesi’nin sahibi olduğunu, Kurumca yapılan soruşturma neticesinde 2010, 2011 ve 2012 yıllarında faturalandırdığı 9 adet reçete arkasındaki imzanın reçete sahibine veya yakınına ait olmadığının tespit edildiğini belirtilerek Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2012 Yılı protokolünün 5.3.2 ve 4.3.6. maddeleri gereğince uygulanan uyarı ve 58.726,73 TL tutarında para cezasının iptalini istemiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; cezaya dayanak olarak gösterilen 9 adet reçetenin arka tarafında ilgili ilaçların reçete sahipleri tarafından alındığının yazılı olması, davalı kurumca bu konuda hastalardan bir ifade alınmaması, eczanelerin kimlik tespiti yapma kimlik fotokopisi isteme gibi bir yetkilerinin olmaması sebebiyle davanın kabulüne, davalı Kurum tarafından davacıya uygulanan 09/07/2014 tarih 3536312 sayılı yazılı uyarı ve 58.726,73 TL para cezası verilmesine dair işlemin iptali ile sözleşmenin aynı koşullarda devamı suretiyle muarazanın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kuruma fatura ettiği dokuz adet reçete arkasındaki imzanın reçete sahibine ait olup olmadığına ilişkindir.
Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2012 Yılı Protokolü’nün 5.3.2. maddesinde “Eczacının Kuruma fatura ettiği reçetelerde (e-reçete olarak düzenlenenler hariç) bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
SGK tarafından yapılan soruşturma sonucunda; birçok eczaneden Kuruma fatura edilen reçetelerin arkasında, ilacı teslim alan kişi olarak Mithat Uzun isminin yazılı olduğunun tespit edilmesi üzerine, hastalar ve yakınları dinlenerek ilgili eczanelere cezai işlemler uygulanmıştır. Davacı eczane hakkında da, kurum mensubu … ve annesi … dinlenilmiş ve …, … ve …’a ait 9 adet reçete nedeniyle uyarı cezası verilmesi ile reçete bedeli kesintisi ve cezai şartın tahsili işlemleri uygulanmıştır. Mahkemece bu hastalar tekrar dinlenmek istendiğinde sadece …’in beyanı alınabilmiş, hasta … rahatsızlıkları nedeniyle dinlenememiştir. Ancak … hem Kurumda, hem de mahkemedeki beyanında, … ise Kurumdaki beyanında; kendisi adına yazılan dava konusu reçetelerdeki ilaçları almadığını söylemiş, … ise kendisine ulaşılamadığı için hiç dinlenememiştir. Hal böyle olunca … ve … isimli hastaların reçeteleri nedeniyle uygulanan cezai işlem, uyarı cezası ve reçete bedeli tahsili işlemlerinin yerinde olduğu anlaşılmışsa da, …’e ait reçetelerin arkasında hastanın ismi ve imzası bulunup, bu hasta tarafından imzanın kendisine ait olmadığına ve ilaçları almadığına dair bir beyan da ileri sürülmediğine göre …’e ait reçetelerle ilgili cezai işlem uygulanması, reçete bedeli tahsiline karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Davaya konu 2012 protokolünün 5.3.2. maddesi uygulanan eylemle ilgili 01.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolünün 5.3.2. maddesinde “Eczacının Kuruma fatura ettiği reçetelerde (e-reçete olarak düzenlenenler hariç) bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da ilacı alana teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilacı alana ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın veya ilacı teslim alan kişinin ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü düzenlenmiştir. Yine aynı protokolün 6.10. maddesinde “Bu protokolün yürürlük tarihinden önceki dönemlerde geçerli olan protokol hükümlerine göre Kuruma fatura edilen ve kontrolleri Kurum tarafından bu Protokol yürürlük tarihinden sonra yapılan reçeteler için, ya da reçete kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih uyarı ve cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiil/fiiller için Kurumca bu Protokol hükümleri uygulanır. Ancak eczacı tarafından Kurumdan tebligat tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep edilmesi halinde, ilgili protokol hükümleri uygulanır.” denilmiştir.
Dava konusu cezai işlemin dayanağı olan protokol maddesinde değişiklik olduğu sabit olup, mahkemece … ve …’a ait 3 adet reçete nedeniyle 2016 yılında yürürlüğe giren protokolün ilgili maddesinin olaya uygulanması suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.