YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4546
KARAR NO : 2021/7576
KARAR TARİHİ : 29.06.2021
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : AYVALIK SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında verdiği kararın, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının kira sözleşmesi süresi sona ermeden kiralananı tahliye ettiğini, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili için takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, % 20’den az olamamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; sözleşmede yer alan cezai şartın geçerli ve taraflar bakımından bağlayıcı nitelik taşıdığı, davacının sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın ödenmesini talep edebileceği, sözleşmede belirlendiği üzere kira başlangıç tarihinden fesih tarihine kadar hesaplanacak bedelin dikkate alınması gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile Ayvalık İcra Müdürlüğünün 2017/3581 esas sayılı dosyasındaki 59.500,00 TL asıl alacak, 425,46 TL işlemiş faiz yönünden itirazın kısmen iptaline ve alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusu esastan reddedilerek, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile; anahtar teslimi yapılmadan feshin geçersiz olduğu ve kira sözleşmesinin ancak anahtar teslimi ile feshedilmiş sayılacağı gerekçesiyle; davalının Ayvalık İcra Müdürlüğünün 2017/3581 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 79.516,12 TL asıl alacak ve 238,54 TL takip öncesi işlemiş faiz yönünden iptaline ve asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Taraflar arasında düzenlenen 01.03.2014 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin hususi şartlarının 4.4.2. maddesinde ” Kiraya verenlerin tüm taahhütleri eksiksiz yerine getirmesi ancak ilgili idarelerin kiralanana işyeri açma ve çalışma ruhsatı vermemesi sebebiyle kiralananda kiracı tarafından faaliyete başlanamaması durumunda (bu süre 10 ayı geçemez) kiracı dilerse sözleşmeyi herhangi bir ihtar ve ihbara gerek olmaksızın tek taraflı olarak fesh edecektir. Bu durumda kiracı, sözleşmenin başlangıç tarihinden fesih tarihine kadar olan sürede her ay toplam 8.500 TL (sekiz bin beş yüz türk lirası) cezai şart ödemeyi (kiraya verenlere hisseleri oranında ödenecektir) kabul ve taahhüt eder…” düzenlemesine yer verilmiştir. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince bu şartın gerçekte bir cezai şart niteliğinde bulunmadığı, bedelsiz döneme ilişkin kullanım bedeli olduğu ve sözleşmede açık bir şekilde düzenlendiği bu nedenle de alacağın likit olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de; kira sözleşmesinin 4.4.2. maddesindeki hüküm, T.B.K’nın 179. ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart niteliğindedir. Cezai şart geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde belirli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edimdir. Tarafların serbest iradesi ile kararlaştırılan bu cezai şart geçerli olup tarafları bağlar. Bu nedenle takibe konu edilen cezai şart alacağının tayini yargılamayı gerektirdiğinden takip tarihi itibariyle davalı tarafından hesaplanabilir ve likit bir alacağın söz konusu olmadığının kabulü gerekir. O halde cezai şart alacağı yönünden davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK’nın 370/2. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (C) bendinde bulunan ‘Asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,’ ifadesinin çıkartılarak yerine “Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, ” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.