Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/4522 E. 2021/12777 K. 09.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4522
KARAR NO : 2021/12777
KARAR TARİHİ : 09.12.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıya elden nakit borç para verip karşılığında senet aldığını, senedin vadesinde ödenmediğini, alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı; borç olarak elden nakit para almadığını, takibe konu senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, davacı şirketin kayıtları incelendiğinde borçlu olmadığının ortaya çıkacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile takibin 30.000 USD üzerinden devamına dair verilen karar, davalının temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 29/04/2014 tarihli ve 2013/13071 Esas 2014/13966 Karar sayılı kararıyla; davalının delil olarak münhasıran davacının ticari defterlerine dayanılabileceği kabul edilerek davacıya defterlerini ibraz etmesi için süre verilmesi ve defterlerin ibrazı halinde inceleme yapılarak sonuca uygun karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuş, karara karşı davacı tarafça yapılan karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 08/12/2014 tarihli ve 2014/28923 Esas 2014/39031 Karar sayılı kararıyla; bozma kararına davacının katılma yoluyla süresinde verdiği temyiz dilekçesindeki itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına cümlesinin eklenmesine karar verilmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece, davacının takip dayanağı yaptığı senedi ticari defterine kaydetmediği, davalının da delil olarak dayandığı ticari deftere göre davacının davalıdan alacaklı olmadığı gerekçesiyle; davanın reddine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 18/04/2019 tarihli ve 2017/9017 Esas 2019/5113 Karar sayılı kararıyla; takip konusu senedin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasının
senedi geçersiz hale getirmeyeceği, senet altındaki imzanın davalı tarafından kabul edilmiş olduğu, gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulüne, takibe vaki itirazın kısmen iptali ile takibin 30.000 USD asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece, hükümde tahsiline karar verilen yabancı para alacağının, karar tarihi itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığı esas alınarak davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu kurala uyulmadan yapılan vekalet ücreti hesabı doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nın 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin “4.a)” numaralı bendinin çıkartılarak yerine “4-.a) Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 23.003 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” bendinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 2.170,20 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.