Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/4520 E. 2021/6992 K. 22.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4520
KARAR NO : 2021/6992
KARAR TARİHİ : 22.06.2021

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı tarafından yapılan ihaleyi kazanarak, 14.06.2011 tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi ile yıllık 52.000TL kira bedeli ile taşınmazı kiraladığını, yıllık kira bedelini ödediğini, taşınmazı kullanmakta iken İstanbul Valiliği Defterdarlık Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı tarafından; dava konusu taşınmazda 1 yıl 6 ay 11 günlük süreyle fuzuli şağil olduğu gerekçesi ile 158.206,31 TL ecrimisil tahakkuk ettirildiğini, ecrimisil ihbarnamesine itirazda bulunduğunu, itirazın reddedildiğini, davalı … Belediyesinin yetkisi olmadığı halde taşınmazı ihaleye çıkardığını belirterek, davacıdan haksız olarak tahsil edilen 52.000TL kira bedelinin 13.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; Şile Belediyesi ile Maliye Hazinesi arasında yapılan protokolde yer alan haklarına istinaden davacının kullandığı yerin davacıya ihaleyle kiraya verildiğini, idarenin söz konusu yeri protokolün yürürlükte olduğunu düşünerek kiraya verdiğini, ihale sürecinde ve sonrasında dava dışı Maliye Hazinesi ile protokole ilişkin bir anlaşmazlık bulunmadığını, protokol süresinin bittiğinin Belediyeye bildirildikten sonra davacıdan kira bedeli alınmadığını, davacının ecrimisil talebinden sonrada sözleşmeyi fesih etmediğini, Belediye tarafından açık teras alanı 192 m2, kapalı kullanım alanı 190 m2 olmak üzere toplam 382 m2’lik alanın kiralandığını, davacının kiralanmamış 50 m2’lik alanı kullanarak fazladan gelir elde ettiğini, ecrimisil ihbarnamesine konu alanın toplam 432 m2 olduğunu, İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2013/644 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne yönelik olarak verilen karar Dairemizin 26/11/2019 tarih ve 2018/4832 esas 2019/9284 karar sayılı ilamı ile davalının sair temyiz itirazları reddedilerek ecrimisil alacağına yönelik temyiz itirazları yönünden; ecrimisil ödemelerine ilişkin belgeler de dosyaya getirtilerek davacının ödediği ecrimisil bedelini geçmemek kaydıyla ecrimisil dönemine isabet eden kira bedelinin iadesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile davacının ödediği 52.000,00 TL kira bedelinin, ödendiği tarih olan 13/06/2011’den itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; söz konusu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında kira sözleşmesi gereği kiralananın davacıya teslim edildiği, kira parasının davalı tarafından tahsil edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu TBK.’nun 309. maddesinde düzenlenmiştir. Kiraya veren kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlüdür. Üçüncü kişinin aynî bir hakka dayalı olarak kiralanan üzerinde ileri sürdüğü talepler davalı kiraya verenin tekeffülü altındadır. Davacı her ne kadar taşınmazı kullanmışsa da bunun karşılığında tapu maliki hazineye karşı sorumlu tutulmuş ve ecrimisil tazminatı talep edilmiştir. Bu durumda davacı, zapt dolayısıyla taraflar arasındaki kira sözleşmesini fesih edebilir, ödediği kira bedelini geri isteyebilir. Ne var ki davacı bu dava ile kira sözleşmesinin feshini değil, talep edilen ecrimisilin ve davalıya ödediği kira bedellerinin tahsilini istemektedir. Yukarıda gerekçesi açıklanan bozma ilamı ile davacının, ödediği ecrimisili, kira bedellerini aşmamak kaydıyla, ödeme tarihinden itibaren talep edebileceği dikkate alınarak, ecrimisil ödemelerine ilişkin belgeler de dosyaya getirtilerek ödenen ecrimisil bedelini geçmemek kaydıyla, ecrimisil dönemine isabet eden kira bedelinin iadesine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ancak Mahkemece bozma ilamından sonra yapılan yargılamada bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeyerek Yargıtay denetimine elverişli gerekçe yazılmadığı görülmüştür. Zira uyulan bozma ilamında, davacının ödemiş olduğu ecrimisil tutarını, kira bedellerini aşmamak kaydıyla, ödeme tarihinden itibaren talep edebileceği açıkça belirtilmiş, mahkemece yapılan araştırmada tahakkuk ettirilen ecrimisil ile alakalı olarak davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece; Dairenin bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre, yukarıda özetlenen bozma ilamı doğrultusunda, “ödediği ecrimisil bedelini geçmemek kaydıyla, ecrimisil dönemine isabet eden kira bedelinin iadesine” karar verilebileceği hususu dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bugüne kadar henüz ecrimisil ödemesi yapılmamış olmasının davacının bu borçtan kurtulduğu anlamına gelmeyeceği gibi 6183 sayılı kanun gereğince borcun tahsili için vergi dairesine gönderildiği ve davacının bu tutarı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmek suretiyle davanın kabulüne dair karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle; hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.