Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/3609 E. 2021/12437 K. 02.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3609
KARAR NO : 2021/12437
KARAR TARİHİ : 02.12.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava dışı müteahhit … ile yapılan sözleşme ile tedarik edeceği malzeme karşılığında arsa sahibi tarafından müteahhide bırakılan 5 numaralı dairenin 15.10.2010 tarihinde kendisine devredileceğinin, dairenin kararlaştırılan tarihte teslim edilmemesi halinde de aylık 5.000 TL cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzalayarak sözleşme şartlarının yerine getirilmemesi halinde satıcı gibi yükümlü olacağını taahhüt ettiğini, anılan tarihte dairenin tapuda kendisine devredildiğini ancak fiilen teslim edilmediğini, gecikme tazminatının tahsili amacıyla davalı ve dava dışı … aleyhine icra takibi başlattığını, … yönünden takibin kesinleştiğini, davalının ise haksız olarak borca itiraz ederek takibi durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine, asıl alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatının davacı taraftan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının kötüniyet tazminatına ilişkin temyiz itirazının incelenmesinde;
İcra İflas Kanunun’un 67/2. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının
yanında takip alacaklısının kötü niyetli de olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse, aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez.
Mahkemece hüküm fıkrasında reddedilen asıl alacak bakımından davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedildiği görülmektedir. Ancak yukarıda belirtilen yasa hükümleri de değerlendiğinde eldeki davada davacının icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilememiştir. O halde davalının anılan talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “Asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak % 20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” cümlesinin çıkarılarak yerine “Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.