Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/2871 E. 2021/7342 K. 24.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2871
KARAR NO : 2021/7342
KARAR TARİHİ : 24.06.2021

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet bakanlığınca hazırlanan göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda 10.000.000 TL ( eski para ) peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.500,00 TL’sının yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 23.265,81 TL.ye yükseltmiştir.
Davalı, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen davanın reddine dair kararın 13. Hukuk Dairesince bozulması üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
13. Hukuk Dairesinin 26.06.2018 tarih ve 2016/23249 Esas, 2018/7294 Karar sayılı ilamı ile “.. Mahkemece, emsal yargıtay kararı, kurumlar arası yazışmalar dikkate alınarak yatırılan peşinatın kesin maliyet bedelinden mahsup edilmiş olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporunda; yatırılan peşinatın kredi borcundan düşülüp düşülmediğinin dosya kapsamından anlaşılamadığı, ancak yargılamanın daha fazla uzamaması için peşinatın mahsup edilmediğinin düşünülerek hesaplama yapıldığı şeklinde görüş bildirilmiş; ek raporda ise davacının borçlandırma maliyetinden daha yüksek borçlandırıldığı, peşinatın başlangıçta ve taksitlerden mahsup edilmediği şeklinde görüş beyan edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacı ile dava dışı banka arasında imzalanan borçlanma sözleşmesinin 1. maddesinde “… borçlu, yukarıda belirtilen miktarın kullandırılmış krediye göre saptanmış olduğunu, borçlanmaya esas kesin maliyetin, inşaatın tamamlanması aşamasından sonra yapılacak kesin hesaplardan sonra tespit edileceğini ve kesin hesap sonucu bulunacak maliyete göre borç miktarının artması halinde, artan miktar için de işbu borçlanma sözleşmesinin aynen takbik edileceğini, bankaca kesin hesap şekline herhangi bir itirazı olmayacağını peşinatın ve taksit tutarlarının artış oranına göre yeniden belirlenecek bu sözleşme hükümlerine göre ödeneceğini, kabul ve beyan eder.” şeklinde düzenlenmeye yer verildiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp borçlandırma sözleşmesi ile 76.709.435 TL, borçlandırma senedi ile 12.230.795 TL olmak üzere toplam 88.940.230 TL kredi kullanıp, ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için 90.000.000 TL (eski para) olarak belirlendiği, kesin maliyet hesabının resmi verilere göre hazırlanması ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmaması nedeniyle bu kesin maliyet hesabına itibar edilmesi gerektiği ve böylece davacının kullandığı kredi miktarı tutarında borçlandığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık yapılan maliyet hesaplarında göçmen konutlarının şerefiyelendirmesi de gözetildiğinde maliyetlerin davacı borçlanmasının üzerinde kaldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, borçlandırma işleminin başlangıcında ve ödenmesi gereken taksitlerden mahsup işlemi yapılıp yapılmadığı saptanarak, konutun maliyet bedeli, borçlandırma bedelinden yüksek olduğu ve davacının maliyet bedelinden borçlanmayı kabul ettiği halde ödediği toplam borç tutarının maliyet bedelinden daha düşük olması hususunun açıklaması yaptırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, ….” şeklinde hükmün bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur. Mahkemece, Yargıtay Bozma ilamı doğrultusunda yapılan incelemede davacı tarafından ödenen peşinatın borçtan mahsup edilmediği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne kabulüne karar verilmiş ise de; davacının borçlandığı miktar 88.940.230 TL TL (eski para ) olup bu miktar konutun kesin maliyetinin altında olduğundan ve davacı ile dava dışı banka arasında imzalanan borçlanma sözleşmesinin 1. maddesi gereği de mahkemece davacı tarafından yatırılan peşinatın borçtan mahsup edildiği kabul edilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.