Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/2267 E. 2021/5649 K. 27.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2267
KARAR NO : 2021/5649
KARAR TARİHİ : 27.05.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; vasiyetçi … tarafından düzenlenen 02.09.2004 tarihli vasiyetname ile lehlerine mal vasiyet edildiğini ileri sürerek; vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep etmiş, 05.03.2012 tarihli dilekçeleriyle, davanın TMK’nın 600. maddesi uyarınca vasiyete konu taşınmazların tapularının iptali ile adlarına tescili istemine ilişkin olduğunu bildirmişlerdir.
Davalı; vasiyetçinin tasarruf ehliyetinin bulunmadığını, ayrıca vasiyetçiye hata, hile ve baskı uygulanarak vasiyetnamenin tanzim ettirildiğini savunarak; vasiyetnamenin hükümsüzlük nedeniyle iptalini, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; vasiyetnamenin açılması dosyasında mirasçılara henüz tebligatların yapılmadığı ve bu sebeple vasiyetnamenin tenfizi davası açılması için gerekli yasal sürelerin dolmadığı gerekçesiyle, usulüne uygun açılmayan davanın reddine dair verilen karar, davacıların temyizi üzerine Dairece verilen 19.11.2012 tarihli ve 2012/17795 Esas 2012/23824 Karar sayılı kararla; vasiyetnamenin yerine getirilmesi için gerekli olan vasiyetnamenin açılmasına ilişkin şartın gerçekleştiği, vasiyetnamenin davalıya okunduğu tarih ile işbu dava tarihi arasında vasiyetnamenin iptali için öngörülen sürenin dolduğu, davalı tarafça vasiyetnamenin iptaline yönelik dava açıldığının da ileri sürülmemiş olması nedeniyle davanın esasına girilerek taraf delillerinin usulünce toplanılıp değerlendirilmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyan mahkemece; davalı tarafça verilen cevap dilekçesinde vasiyetnamenin iptali ve tenkisi def’i olarak ileri sürülmüş ise de, vasiyetnamenin iptali için öngörülen sürenin dolduğu gerekçesiyle verilen davanın kabulüne dair karar, davalının temyizi üzerine Dairece verilen 01.02.2016 tarihli ve 2015/18115 Esas 2016/995 Karar sayılı kararla; davalı vekili tarafından def’i yoluyla ileri sürülen hükümsüzlük ve tenkis iddialarının incelenmesi gerekirken, uyulan bozma ilamının yanılgılı değerlendirilmesi suretiyle bu iddialar incelenmeden davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozma ilamına uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 849 ve 824 parsel sayılı taşınmazlardaki davalının murisi olan …’den davalıya intikal eden hisselerin 1/2 sinin iptali ile muris … tarafından yapılan … 2. Noterliğinin 02/09/2004 tarih 9021 yevmiye nolu vasiyetname içeriğine göre tenfizi ile davacılar adına eşit oranda tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1) Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
Mahkemece uyulan bozma ilamında; davalı tarafından def’i yoluyla ileri sürülen hükümsüzlük iddiasının, bu iddia kabul görmediği takdirde ise tenkis iddiasının usulünce incelenerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği açıkça ifade edilmesine rağmen; hükümsüzlük def’ine yönelik usulüne uygun herhangi bir inceleme yapılmaksızın tenkis iddiası incelenerek sonucuna göre karar verildiği, eş söyleyişle uyulan bozma ilamının gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; ehliyetsizlik iddiası yönünden, işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti için dava dosyası ile Bafra Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/37 Esas sayılı vesayet dosyasının Adli Tıp Kurumuna gönderilerek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.