Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/2111 E. 2021/12329 K. 01.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2111
KARAR NO : 2021/12329
KARAR TARİHİ : 01.12.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşme davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılarla … Mah. 5719 sayılı parsel üzerinde yer alan 1 nolu bağımsız bölümde yer alan fırında müşterek malik olduklarını, davalıların müşterek mülkiyete son vermek için ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını, taşınmazda yer alan fırın, eklemeler, teçhizat, iki baca, tuvalet, yer seramiği, mermer ve muhtelif fayansların kendisi tarafından inşa edildiğini ancak davalılar tarafından itiraz edildiğini belirterek; belirtilen muhtesatın kendisine ait olduğunun tespitini talep etmiş, 06/07/2015 tarihli dilekçesiyle davasını tamamen ıslah ederek belirsiz alacak davası olarak muhtesatların bedeli için şimdilik 21.200,00 TL’nin davalılardan dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 23/12/2019 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile de talebini 8.800,00TL arttırarak 30.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar, murisleri …’ın 1995 yılında vefatı üzerine davacının taşınmazı tek başına kullandığını, davacının ek müştemilat inşa etmediğini, murisin vefatında da ev fırınının mevcut bulunduğunu, fırının zilyetliği davacının elinde olduğu için dava açmakta kötü niyetli olduğunu, hukuki yararı bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile 22.800,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ve davalılar vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, davaya konu taşınmaza, davacı tarafından yapıldığı iddia olunan faydalı ve zorunlu masrafların sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, diğer paydaşlardan tahsili istemine ilişkindir.
Bozma öncesi Mahkemece, dinlenen anlatımlardan iyileştirme giderlerinin davacı tarafından meydana getirildiğinin anlaşılması karşısında alınan 22/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda, yapılan işler bedelinin 21.200,00 TL olduğunun belirtildiğini, işbu rapor doğrultusunda davanın kabulüne, 21.200,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükmün taraflarca temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 18/10/2017 tarihli ve 2016/4076 E. 2017/14131 K. sayılı ilamı ile; yöntemine uyulmadan sadece yapılmış masrafları dava tarihi itibariyle hesaplayan yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bu bozma ilamına uyularak, bozma ilamında belirtilen yöntem doğrultusunda yapılan hesaplama sonucunda davalı tarafın zenginleşme miktarının 22.800 TL olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile 22.800,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
… 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 14/04/2016 günlü, 2013/912 E. 2016/366 K. sayılı kararında: …, …, …, …, … ve …’in, …’a karşı işbu davaya konu 1 nolu fırının da içinde olduğu bağımsız bölümler için ortaklığın giderilmesi(paylı mülkiyette) davası açtıkları, dava konusu taşınmazların aynen veya ivaz ilavesi suretiyle dahi aynen taksimin mümkün olmadığından, davanın kabulüne, … ili … ilçesi … Mahallesinde kain 5719 parsel 1 ve 4 nolu bağımsız bölümlerdeki ortaklığın satış sureti ile giderilmesine, satışın açık artırma usulü ile İ.İ.K. hükümleri uyarınca yapılmasına, satış bedellerinden elde edilecek gelirin tapudaki pay durumları göz önüne alınarak paydaşlara hisseleri oranında ayrı ayrı ödenmesine karar verilmiş, verilen işbu 14/04/2016 tarihli hüküm, 10/06/2016 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacının davaya konu fırının kendi hissesine düşen kısmını, yukarıda bahsedilen ortaklığın giderilmesi davasının kesinleşmesinden sonra davadışı 3. bir kişiye sattığı anlaşılmıştır. Davaya konu fırının satışına ilişkin 29.06.2017 tarihli resmi senet incelenecek olursa: …/Gazi Mah., 2112 ada, 18 parsel, 350.00 m2 tarla olan taşınmaz üzerinde ; ¼ arsa paylı, zemin kat, 1 nolu niteliği fırın olan bağımsız bölümde ½ paylı mülkiyet(müşterek) hisse maliki …’ın, hissesinin tamamını bizzat 15.000,00TL bedelle davadışı …’na sattığı görülmüştür.
Mahkemece yargılama sırasında davacının sebepsiz zenginleşmeye konu olan fırının kendi hissesine düşen kısmını davadışı 3. bir kişiye sattığı hususu hiç değerlendirilmeden, davalının beyan ettiği satış bedeline oranlama yapılarak belirlenen bedel doğrultusunda hesaplama yapılan bilirkişi raporuna göre karar verilmiştir. Bu durumda davacının sattığı taşınmazın gerçek satış bedelinin tespiti gerekir. Sebepsiz zenginleşme sebebiyle hükmedilecek miktar, fırına yapılan iyileştirmelerin satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır. Diğer bir anlatımla, taşınmazın davacıya ait eklemeleri, teçhizatları yapılmamış olsa idi kaç liraya satılabileceği, iyileştirmelerle birlikte kaç liraya satılabileceği bilirkişiye tespit ettirilmeli, taşınmazın eklemeler hariç belirlenen satış değeriyle onlar dahil belirlenen satış değeri birbirine oranlanmalı, bu oranın taşınmazın üçüncü kişiye satış bedeline uygulanması suretiyle elde edilecek fark bedel kadar davalıların paylarına düşen miktarda fırına yapılan iyileştirmeler nedeniyle zenginleştiği kabul edilmelidir.
O halde, mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığın sağlıklı olarak çözümü için dava konusu taşınmazın davacının hissesine düşen kısmının davadışı üçüncü kişiye satışına ilişkin bedel araştırması yapılıp, yukarıda açıklanan orantı kurulmak suretiyle davacının yaptığı giderlerin satış bedeline yansıma miktarı belirlenmeli, bulunacak bu miktardan davalıların payına isabet eden miktara hükmedilmelidir.
Mahkemece; açıklanan yöntem izlenmeksizin, davacının hissesine düşen miktarı davadışı üçüncü bir kişiye sattığı hususu gözetilmeden, salt davalının satış bedeline yönelik beyanı doğrultusunda hesaplama yapılan yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına HUMK’nın 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu her iki taraf için kapalı olmak üzere, 01/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.