Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2021/2053 E. 2021/7223 K. 24.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2053
KARAR NO : 2021/7223
KARAR TARİHİ : 24.06.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 13/09/2014 tarihinde ormanlık alanda çıkan yangına derhal müdahale edilerek söndürüldüğünü, 15/09/2014 tarihli suç tutanağının tanzim edildiğini, yangına 3 teknik eleman, 1 orman muhafaza memuru, 29 söndürme işçisi, 20 mükellef, 3 pikap, 4 ilk müdahale aracı, 3 arazöz, 2 su ikmal aracı, 1 minibüs, 1 jandarma aracı, 2 dozer, 2 helikopter, 2 uçak ve 2 itfaiye aracının müdahale ettiğini, 6831 sayılı Kanununa istinaden yangın söndürme giderlerinin 72.533,63 TL olduğunu belirterek olay gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; yangında kusuru olmadığını, elektrik hattı ile yangın arasında illiyet bağının bulunmadığını, davacının önleme ve müdahale noktasında kusurlu davranıp davranmadığı, zararın artmasına neden olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, yine işçilik giderlerinin talep edilemeyeceğini, tazminat tutarını kabul etmediklerini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 29/11/2018 tarihli, 2017/13829 E. ve 2018/12168 K. sayılı ilamı ile, kusursuz sorumluluk ilkesi gereği, olayın meydana gelmesi sonucunda ortaya çıkan zarar ile davalının faaliyeti arasında illiyet bağı bulunduğu gözetilerek davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece; kusursuz sorumluluk ilkesi gereği, dava konusu olayın meydana gelmesi sonucunda ortaya çıkan zarar ile davalının faaliyeti arasında illiyet bağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 72.533,63 TL tazminatın olay tarihi olan 13/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı kuruma verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; orman yangınından kaynaklı maddi zararların tahsiline yöneliktir.
1-)Dosyadaki yazılara ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda; mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamımızda davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak, mahkemece zarar yönünden bir değerlendirme yapılmaksızın davacının talep ettiği zarar miktarına hükmedilmiştir.
3-)Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir.
a-) Dosyanın incelenmesinde; orman muhafaza memurları tarafından düzenlenen yangın sicil fişinde ve yangın tazminat raporunda, yangının örtü yangını şeklinde devam ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, yangının örtü yangını mahiyetinde olduğu anlaşıldığına göre, davalının 6831 sayılı Kanun’un 114. maddesi uyarınca ağaçlandırma giderinden sorumluluğuna karar verilemez. Şu durumda, mahkemece ağaçlandırma gideri konusundaki talebin reddi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde ağaçlardırma giderini de kapsar şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamış kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
b-) Davacının davalılardan istediği tazminat miktarı, orman yangınına müdahale eden helikopter ve uçağa ilişkin gideri de kapsamaktadır. İdarenin sadece dava konusu yangın nedeniyle helikopter ve uçak kullanım bedeli ödeyip ödemediği dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Şu durumda mahkemece; orman yangınına müdahale eden hava araçlarına ilişkin (o yıla ait) kira sözleşmesinin getirtilmesi, bu sözleşme hükümlerinin tarafı olan davacı idareyi bağlayacağı gözetilerek; hava araçlarına ilişkin fiilen kullanım ücretinin ne şekilde belirlendiği, bu araçlar fiilen kullanılmasa bile bir miktar ücretin (garanti edilen bir kira bedelinin) ödenmesinin gerekip gerekmediği, garanti edilen kira bedelinin fiilen kullanım ücretine etkisi olup olmadığı hususlarına ilişkin sözleşme hükümlerini değerlendiren bilirkişi raporu alınması ve ulaşılacak sonuca göre davacı idarenin talep edebileceği tazminat tutarının belirlenmesi gerekmektedir. Belirtilen hususlarda araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.
c-) Orman yangınına müdahale ettiği belirtilen 3 adet arazöz, 2 adet su ikmal aracı, 4 adet ilk müdahale aracına ilişkin giderleri kapsamaktadır. Yangın tazminat raporunda, araçların akaryakıt gideri dışında, belirtilen çalışma araçlarının sürelerine göre ücreti hesap edilmiştir. Mahkemece, zarar kapsamına ayrıca dahil edilen bu araç giderlerinin kullanımına ilişkin ücretin ne şekilde belirlendiği, araçların davacı kuruma ait olup olmadığı, kiralık iseler kira sözleşmeleri değerlendirilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. Belirtilen hususlarda araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.
4-) Orman yangınlarının meteorolojik veriler ışığında incelenmesine ilişkin bilimsel çalışmada; rüzgar hızı açısından 3,0 m/sn ile 8,8 m/sn arasında esen rüzgarların büyük orman yangını oluşturabildikleri gözlenmiştir. Tüm yangınların ortalama rüzgar hızı değeri de 5,7 m/sn’ dir. Rüzgar şiddetinin yanı sıra büyük orman yangınlarının sık sık çıktığı bölgelerdeki hakim rüzgar yönleri de mutlak surette dikkate alınmak suretiyle yangın mücadele planları bu yönde oluşturulmalıdır. Yüksek sıcaklık açısından 28,9°C ila 36,4°C dereceler arasında en çok büyük orman yangını oluşturabildikleri gözlenmiştir. Tüm yangınlar için ortalama yüksek sıcaklık değeride 32,7°C’dir. Nispi nem açısından büyük yangın tehlike endeksinin % 16 ile % 32 bağıl nem değerleri arasında en çok çıkmakta olduğu ve büyük orman yangını oluşturabildikleri belirlenmiştir.
Açıklanan bilgiler ışığında; davaya konu yangının hangi ölçekte bir yangın olduğu (küçük, orta, büyük), olay günü rüzgarın hızı, bağıl nem oranı gibi faktörler dikkate alınarak mahkemece hakkaniyet indirimi hususunda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece; konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan (orman ve elektrik mühendislerinden oluşacak şekilde) yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak zarar hakkında Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor aldırılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporları esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci, üçüncü ve dördüncü bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.