YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1122
KARAR NO : 2022/5153
KARAR TARİHİ : 27.05.2022
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
MİRASÇILARI :
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı … adına vasi … … ile 23/05/2006 tarihli avukatlık ücret sözleşmesini imzaladığını ve kısıtlı vekili olarak yetkilendirildiğini, davalı adına açtığı mirastan feragat sözleşmesinin iptali davasının kabülü ile sonuçlandığını, davalının murisine ait terekenin 1/8’i oranında ve en az on milyon değerinde malvarlığı elde ettiğini, aralarındaki avukatlık ücret sözleşmesi uyarınca kendisinin de en az 1,5 milyon vekalet ücreti alacağı olduğunu, vekillik görevini yürütmekte iken iki adet dosya ayrık tutulmak suretiyle haksız şekilde ve sebep gösterilmeksizin davalı vasisi tarafından azledildiğini, aralarındaki sözleşmeye dayalı olarak ödenmesi gereken %15 oranında avukatlık ücreti alacağının ödenmediğini iddia ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 300.000 TL avukatlık ücretinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, talebini ıslahla 645.135,51 TL’ye artırmıştır.
Davalı; henüz kısıtlıya kazandırılmış ve kısıtlının tahsil ettiği bir malvarlığının olmadığını, kısıtlının alması gereken tüm malvarlıklarının halen çekişmeli olduğunu, davaların devam ettiğini, davacının iddialarının geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 41.800 TL’nin azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 16/06/2016 tarihli ve 2016/6674 E. 2016/15353 K. sayılı kararıyla; kısıtlı adına yapılan vekalet sözleşmesi ile avukatlık ücret sözleşmesine ilişkin işlemlerin geçerli olabilmesi için vesayet makamının onayı gerektiği, mahkemece öncelikle vesayet makamı onayının olup olmadığı incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; dosyada davalı kısıtlı adına dava açılması ve avukatlık ücret sözleşmesi için izin aldığına ilişkin bir karar olmadığı, davacı avukatın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği ve husumet izin almadan dava açtığı, aynı şekilde avukatlık ücret sözleşmesini imzaladığı ancak bu sözleşmenin geçersiz olduğu, taraflar arasında geçerli bir avukatlık ücret sözleşmesinden bahsedilemeyeceğinden haksız azil hukuksal nedenine dayalı sözleşmeden kaynaklanan bir alacacağın gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık ücreti” başlıklı 164. Maddesinin ilgili bölümü şöyledir;
“Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır”.
Somut olayda; davacı avukat, davalı kısıtlı adına mirastan feragat sözleşmesinin iptali için dava açmış ve vekil olarak takip ettiği davada davalı lehine verilen karar kesinleşmiş, davacı avukatın hukuki yardımı ile davalı kısıtlı menfaat elde etmiş, kısıtlı lehine işlem tesis edilmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; avukatlık ücret sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle davacının vekalet ücreti alacağının Avukatlık Kanununun 164/4 maddesi kapsamında hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.