Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/984 E. 2020/5705 K. 08.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/984
KARAR NO : 2020/5705
KARAR TARİHİ : 08.10.2020

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesine davacı tarafça yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Bağ-Kur sigortalıları ve hak sahiplerinin KVC tedavilerinde kullanılan iyileştirici tıbbi sarf malzemelerinden… isimli tıbbi malzemenin ve aksesuarlarının fiyatlarının ithalatçı ve/veya mümessil/bayi konumunda olan firmalarca çeşitli yöntemlerle yükseltilerek kurumun zarara uğratılması hususlarıyla ilgili olarak yapılan incelemeler sonucunda, 25.08.1998 günü ile 31.12.2003 tarihli arasında Bağ-Kur Genel Müdürlüğünce bedeli ödenmiş olanlarla ilgili olarak İl Müdürlüklerinden temin edilen faturaların incelenmesi sonucunda, firmalar tarafından Bağ-Kur’a ibraz edilmiş ithalat faturası bulunmadığı için anılan modeller açısından belirlenmiş olan ortalama ithalat bedelleri esas alınmak suretiyle fiyat farklarının çıkarıldığı ve Mutlu Medikim Tıbbi Malzeme Tic. Şti.’den 167.450 USD Kurum alacağının bulunduğunu beyan ederek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 167.450 USD (03.06.2008 tarihi itibarı ile 477.867,43 TL) alacaklarının 03.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tetkik edilen tüm dosyalara göre ceza davasının zaman aşımından düşmüş olduğu ve davalı tarafın sorumluluğunun tespit edilemediği anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; istinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalının lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’nin 13. maddesine göre; (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmü yer almaktadır. Mahkemece; davanın reddine karar verildiğine göre bu hüküm gereğince reddedilen 477.867,43 TL yönünden davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile karar tarihindeki maktu vekalet ücreti üzerinden hüküm kurulması hatalı olmuştur. Davalı lehine karar tarihi itibariyle AAÜT de belirlenmiş oranlar üzerinden 33.064,70 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK’nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ve ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının üçüncü bendi hükümden çıkartılarak yerine “Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13. maddesi uyarınca 33.064,70 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” bendinin eklenmesi ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 08/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.