Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/9487 E. 2020/6586 K. 16.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/9487
KARAR NO : 2020/6586
KARAR TARİHİ : 16.11.2020

MAHKEMESİ : ANKARA 13. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen abonelik tesisi davasında yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne dair karar verilmiş olup, davalı vekilinin istinaf kanun yoluna müracaat etmesi üzerine, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde davalının istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; … İli, … İlçesi, … Mah. 1693. Sokakta bulunan binanın 1/17 No’lu bağımsız bölümünün maliki olduğunu, binanın müteahhidi tarafından iskan raporu alınmadığından abonelik işlemlerinin yapılmadığını beyan ederek elektrik abonelik sözleşmesinin yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; yapılan işlemin yasal düzenleme ve mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; inşaatın fenni gereklere uygun yapıldığı, ibraz edilen diğer abonelik faturaları ve tapu kaydına göre yasada öngörülen hizmetlerden birinin götürüldüğü anlaşılmakla; İmar Kanunu’nun 30, 31 ve geçici 11. madde hükümleri dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince; abonelik tesisi istenen dairenin bulunduğu binanın yapı (inşaat) ruhsat tarihinin 12.01.2010 olduğu, ruhsat tarihi itibariyle İmar Kanununun geçici 11. maddesinin yürürlük tarihi olan 26.07.2008 tarihinden sonrasına ait olduğu anlaşılmakla mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece
mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, geçici elektrik aboneliği tesisi istemine ilişkindir.
3194 sayılı İmar Yasası’na, geçici 16. maddenin eklenmesine dair, 7143 sayılı yasanın 16. maddesinde “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir. Yapının bulunduğu arsanın 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa göre belirlenen emlak vergi değeri ile yapının Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen yaklaşık maliyet bedelinin toplamı üzerinden konutlarda yüzde üç, ticari kullanımlarda yüzde beş oranında alınacak kayıt bedeli başvuru sahibi tarafından genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilmek üzere merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır. 6306 sayılı Kanun kapsamında kullanılmak üzere kaydedilen gelirler karşılığı Bakanlık bütçesine ödenek eklemeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödenek, dönüşüm projeleri özel hesabına aktarılarak kullanılır. Kayıt bedeline ilişkin oranı iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar azaltmaya, yapının niteliğine ve bölgelere göre kademelendirmeye, ayrıca başvuru ve ödeme süresini bir yıla kadar uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir.” denilmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; ilk derece mahkemesinin karar tarihi olan 14/03/2017 tarihinden sonra 18.05.2018 tarihinde yürürlüğe girip geçmişe etkili sonuçlar doğuran ve usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturan 3194 sayılı İmar Yasası’na, geçici 16.maddenin eklenmesine dair, 7143 sayılı yasanın 16. maddesinde düzenlenen İmar Barışı Yasası uyarınca eldeki davada inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
Temyiz aşamasında Dairemizin 31.10.2019 tarih ve 2018/3202 Esas, 2019/8574 Karar sayılı geri çevirme ilamı üzerine bölge adliye mahkemesi tarafından … ili, … İlçesi, … Mah. (30491 Ada, 9 Parsel) nolu bağımsız bölümünde bulunan taşınmaza ait, getirilen bu olanaktan yararlanma (yapı kayıt belgesi alarak abonelik tesisi) konusunda, davacının yaptığı bir başvurunun olup olmadığı, var ise ne gibi işlem yapıldığının tespiti ile bilgi verilmesi için davalı Enerjisa’ya yazılan yazıya “davacı … adına 25.01.2018 tarihinde … Mahallesi 1670 Sok. No: 10-5 Keçiören Ankara adresinde abonelik başlatılmış olup halen aktif olarak kullanılmaktadır” şeklinde cevap verildiği ve müşteri bilgilerinin yazı ekinde gönderildiği anlaşılmaktadır.
Davacının dava dilekçesinde belirttiği, davaya konu taşınmazın tapu senedinde gözüken ve dosyaya sunulan diğer abonelik faturalarındaki adresi Ankara İli, Keçiören İlçesi, … Mah. 1693. Sokak 1/17 olmakla birlikte davalı kurum tarafından davacı adına yapıldığı bildirilen abonelik adresinin … Mahallesi 1670 Sok. No: 10-5 olduğu, adresler arasında çelişki bulunduğu görülmektedir.
Bu kapsamda, davacının İmar Barışı Yasasından yararlanıp yararlanmadığı hususu araştırılıp sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK’nın 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, HMK’nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.