Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/8954 E. 2020/8157 K. 23.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8954
KARAR NO : 2020/8157
KARAR TARİHİ : 23.12.2020

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı borçlunun dava dışı … Turizm Otelcilik San. ve Tic. A.Ş tarafından TTK 402-403 maddesine dayanılarak ihdas edilen intifa senedi sahibi olduğunu, senedin 15.06.1996 tarihli intifa satış vaadi sözleşmesine istinaden düzenlendiğini ve …,… Club’da 916 apart suitin davalıya teslim edildiğini, davalı ile dava dışı … Turizm Otelcilik San. ve Tic. A.Ş arasında imzalanan 11.08.1996 tarihli kullanım esasları ve şartları sözleşmesinin III. maddesine göre borçlunun her yıl için intifa hakkı sahibi olduğu 916 nolu apart villa için yıllık 2.500 USD kullanım bedeli ödemekle yükümlü olduğunu ve her yıl % 5 oranında ilave edileceğinin belirtildiğini, davalının 2006-2011 yılları arasında ödemesi gereken 18.045 USD kullanım bedelini ödemediği, şirketleri ile dava dışı … Turizm Otelcilik San. ve Tic. A.Ş arasında imzalanan 01.01.2012 tarihli temlikname ile … Turizm Otelcilik San. ve Tic. A.Ş’nin 3. şahıslardan olan doğmuş ve doğacak tüm alacaklarının şirketlerine temlik edildiğini, temliknamenin 01.01.2012 tarihli ihtarname ile davalıya bildirildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı hakkında başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 15.06.1996 tarihli sözleşme ile 916 nolu apart villanın 2040 yılına kadar kullanım hakkını 240.000-USD bedel ödeyerek satın aldığını, kullanım bedelini ödediğini düşünürken imzalatılan Apart Suitleri Kullanım Esasları Sözleşmesi ile her yıl 2.500-USD’lik ek kullanım bedeli ödeme külfeti altına sokulduğunu, davacının apart suit sahiplerinden kullanıp kullanmadıklarına bakılmaksızın ve giderin dayanağı olan herhangi bir belge ibraz etmeksizin merkezi sistem kullanım bedelleri adı altında aylık ödemeler talep ettiğini, davacı şirketten dayanağı belgeler ve hesapların istendiği, çağrılara cevap
verilmediğini, 2002 yılında başlamak üzere defalarca düzenlenen genel kurul toplantılarında dava konusu hususların karara bağlanmasının talep edildiğini, mahkemeden genel kurul toplantısı düzenlenebilmesi için izin talebinde bulunulduğunu ve Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.12.2009 tarih 2009/133 E.-760 K. sayılı kararı ile genel kurul toplantısı izni verildiğini, ancak adres listesinin davacı şirketten temin edilememesi nedeniyle genel kurul toplantısının düzenlenemediğini, davacı şirketin apart suit sahiplerinin taleplerini karşılamak yerine tüm apart suitlerin kullanım hizmetine son verdiğini ve icra takibi başlattığını, davacı şirkete ödenen apart suit satış bedeli dışında tüketiciyi ekstra yükümlülük altına sokan kullanım bedeline yönelik sözleşme hükümlerinin haksız şart niteliğinde olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile dava dışı temlik eden … A.Ş. ile imzalanan sözleşme gereğince intifa hakkı sahibi davalının 11.08.1996 tarihli kullanım esasları ve şartları sözleşmesinin III. maddesine göre ödemekle yükümlü olduğu yıllık 2.500 USD kullanım bedelini 2006-2011 yılları arasında ödememesi nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece, davacının intifa senedi satış vaadi sözleşmesi ile 916 apart villa ve aktivitelerden yararlanmak amaçlı bir adet intifa senedini 240.000 USD bedel ile satın aldığı, standart sözleşmede yer alan ve her yıl % 5 oranında artacak şekilde 2.500 USD kullanım bedeli alınmasına ilişkin düzenlemenin anılan hükümler gereğince haksız şart niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; somut olayda kullanım bedeline ilişkin sözleşme hükmünün haksız şart niteliğinden olduğunun kabulü hatalı olup, davacının belgeli, makul, hakkaniyete uygun ve denetlenebilir masraflarını isteyebileceğinin kabulü gerekir. O halde Mahkemece, davacının kullanım bedeline ilişkin belgeli, makul, hakkaniyete uygun ve denetlenebilir masraflarını isteyebileceği gözetilerek davacıdan bu yönde delillerinin sorulması ve hasıl olacak sonuca göre bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.