Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/8255 E. 2021/8003 K. 07.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8255
KARAR NO : 2021/8003
KARAR TARİHİ : 07.09.2021

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 07/09/2021 tarihinde davacı vekili Av….ile davalı vekili Av. …geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı borçlunun 17.10.2006 tarihinde 60 ay vadeli 100.000,00 TL tutarlı tüketici kredisi kullandığını, kredi taksitlerinden 4 adedini ödediğini ancak diğerlerini ödemediğini, 96.187,59 TL alacak ile, sözleşme gereğince kredi mevduat hesabı tanımlanarak eksi bakiyeye düşen hesaba ödeme yapılmaması üzerine takip hesaplarına intikal ettiğini, dava tarihi itibariyle davalının 376,94 TL artı para kredisi ana para borcu bulunduğunu ileri sürerek; tüketici kredisinden kaynaklanan 96.187,59 TL alacağın kredi taksitlerine vade tarihlerinden itibaren % 27,30 oranında hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, artı para kredisinden kaynaklanan 376,94 TL alacağın dava tarihinden hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiştir.
Davalı; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 96.187,59 TL’nin vade tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin 376,94 TL istemin reddine, karr verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Bilindiği üzere, mahkemece verilen kısa karar (hüküm), bir davayı esastan çözümleyen ve uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardandır. Bu kararla, mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş; gerekçeli kararı, kısa karar doğrultusunda ve yasal gerekçeleriyle birlikte hakimin yazmasından ibarettir. Eş söyleyişle, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Esasen, ilamın tefhim edilen kısa karara uygun yazılması ve gerekçe taşıması, kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardan olup, bu kurala yasa koyucu HMK’nın 297 nci maddesiyle varlık kazandırmıştır.
Yine Anayasamızın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlıklı 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, gerekçe, hükümle çelişik olamaz. Aksinin kabulü, mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve yasalarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece, davalının ödeme tablosuna göre 5.taksit tarihinde kalan ana para tutarı 96.187,59 TL’nin gerekçeli kararda gösterilen ödeme planındaki vade tarihlerinden itibaren her bir taksitin %17,55 oranında temerrüt faizi ile birlikte tahsili gerektiği yönünde gerekçe oluşturulmasına rağmen, hüküm kısmında 96.187,59 TL’nin vade tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmış olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yek diğerinden alınıp yek diğerine verilmesine,
6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.