Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/8073 E. 2020/7220 K. 01.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8073
KARAR NO : 2020/7220
KARAR TARİHİ : 01.12.2020

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 01/12/2020 tarihinde davacı vekili yetki belgesine isitinaden Av. … geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının Bakırköy 40. Noterliğinin 07.03.2011 tarih ve 04960 yevmiye sayılı ihtarnamesiyle aralarındaki sözleşmeyi feshettiğini, sözleşme uyarınca sadece skorboard hizmeti sağlamadığını, sözleşmenin 3. maddesinde düzenlenen tüm hizmetleri de ifa ettiğini, tenis faaliyetleri davalının yükümlülüğünde olduğundan, sözleşmede öngörülen turnuva için Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından Sinan Erdem Spor Salonlarının tahsis edildiği ve bu salondaki tasarruf yetkisinin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ait olduğu yönündeki iddianın feshe haklı bir neden oluşturmadığını, sözleşmenin haklı neden olmaksızın süresinden önce feshi durumunda kararlaştırılan ödemelerin yapılması gerektiğini, bu bağlamda 2009-2014 yılları arasında yapılacak her bir WTA Tour İstanbul Cup için 33.000 Euro + KDV tutarındaki organizasyon hizmet bedelinin ödenmesi gerektiğini, ayrıca sözleşme uyarınca fiilen yapılan giderlerin de ödenmesinin zorunlu olduğunu, davalı ile yapılan anlaşmaya istinaden birçok firma ile sözleşmeler ve masraflar yaptığını ileri sürerek, davalının sözleşmeyi haksız ve hukuka aykırı olarak feshetmesi nedeniyle sözleşmenin 5, 6/2 ve 10/1 maddelerine istinaden fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL’nin haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; ıslah dilekçesi ile 116.820 euronun aynen ödenmesi, her bir organizasyon açısından ödeme yapılması gereken tarihlerden itibaren işleyecek faizlerin tahsilini talep etmiştir.
Davalı, 01.06.2009 tarihinde imzalanan sözleşmenin imza tarihinde Championship Turnuvasını Türkiye’de düzenleme yetkisinin tarafında olduğuna dair hiçbir hukuki anlaşma olmadığını, fesih ihbarının sözleşmenin 10. maddesine dayanmakla haklı bir fesih olduğunu, taleplerin sebepsiz zenginleşmeye neden olacak nitelikte olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 116.820,00 Euro’nun 07.03.2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair hakların saklı tutulmasına, davacının 2014 dönemine ilişkin tespit isteminin davanın açıldığı tarihteki mevcut durum ve koşullara göre değerlendirilip hükme bağlanması zorunluluğu karşısında, atiye yönelik bir talep niteliğinde olmakla, idareyi işlem yapmaya zorlar nitelikte bulunduğundan dava tarihi itibariyle talep yerinde görülmediğinden reddine dair verilen karar, davalının temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesince verilen 12/10/2016 tarihli ve 2015/26002 E.-2016/18343 K. sayılı kararla; davaya konu sözleşmenin 5. maddesinde “yapılacak” turnuvalardan bahsedildiği, sözleşmenin 6. maddesinde de 5. maddeye atıfta bulunulduğu, bu nedenle öncelikle turnuva yapılıp yapılmadığının tespiti ve sonucuna göre davacının sözleşmede belirtilen tazminatlara hak kazanıp kazanmadığı değerlendirilip hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 116.820,00 Euro’nun 07.03.2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair hakların talep doğrultusunda saklı tutulmasına, davacının 2014 dönemine yönelik tespit istemine ilişkin; her davanın açıldığı tarihteki mevcut durum ve koşullara göre değerlendirilip hükme bağlanması zorunluluğu karşısında, bu yöndeki istemin atiye yönelik bir istem olması ve idareyi işlem yapmaya zorlar nitelikte bulunması sebebiyle dava tarihi itibariyle yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Eldeki davada, davacı, davalının sözleşmeyi haksız feshettiği iddiasıyla, sözleşmenin 5, 6/2 ve 10/1 maddelerine istinaden oluşan tazminat haklarını talep etmektedir. Davalı, sözleşmenin haksız feshedilmediğini, Gençlik Spor Genel Müdürlüğü tarafından 2011-2013 yılları arasında yapılacak olan WTA Tour Championship Tenis turnuvaları için Sinan Erdem Spor Salonunun tahsis edildiğini, söz konusu spor salonunda hali hazırda bir skorboard sistemi bulunmakta olup salondaki her türlü tasarruf yetkisinin Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’ne ait olduğunu, bu nedenle sözleşmenin feshinin sözleşmenin 10. maddesinde değinilen mücbir sebeplerden olduğunu, ayrıca 2010 yılından itibaren düzenlenmeyen WTA İstanbul Cup Turnuva bedellerinin talep edilmesinin de sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını savunmuştur.
Taraflar arasında “WTA İstanbul Cup (2009-2014) WTA Tour Championship Tenis Turnuvaları Sözleşme” başlıklı 01.06.2009 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin konusunun Türkiye Tenis Federasyonuna ait 2009-2014 yılları arasında gerçekleştirilecek WTA Tour İstanbul Cup ve 2011-2013 WTA Tour Championship Tenis Turnuvalarında elektronik skor takip tablosu ve aksesuarların davacı tarafından temini organizasyonu olarak belirtildiği, sözleşmenin 5. maddesinde “4.1.1 ve 4.1.2’de belirtilen maddelerin SEAS tarafından yerine getirilmesi kaydıyla, TTF tarafından SEAS’a 2009-2014 yılları arasında yapılacak her bir WTA Tour İstanbul Cup için 33.000 Euro + KDV organizasyon hizmet bedeli ödenecektir. Ayrıca SEAS 2011-2013 yılları arasında yapılacak her bir WTA Tour Championship Turnuvası için TTF ile karşılıklı mütabakat yaparak belirlenecek ekipmanların kullanım bedellerinde %15 indirim yapacaktır. Ödemenin 2/3’si her turnuva başlangıcına 15 gün kala, geri kalan 1/3’i turnuva bitiminden sonraki 7 gün içerisinde TTF tarafından ödenecektir.”, 6. maddesinde “Herhangi bir mücbir sebep (Force Majeure) dışında TTF tarafından kaynaklanan bir nedenle organizasyonun yapılamaması halinde, o tarihe kadar fiilen yapılmış giderler TTF tarafından SEAS’a ödenir. Sözleşmenin TTF tarafından herhangi bir yasal, haklı neden olmaksızın süresinden önce, tek yanlı feshedilmesi durumunda madde 5’teki ödemeler, TTF tarafından kesintisiz olarak yapılmak durumundadır” denilmiş; 10. maddede ise
mücbir sebepler “hava muhalefetleri, tabii afetler, sivil ayaklanmalar, ülke çapında veya lokal grevler, devlet mevzuatındaki değişiklikler, felaketler, taraflardan herhangi birinin kontrolünde olmayan haller” olarak sayılmıştır. Sözleşmenin konusu ve özellikle 5. maddesinden WTA Tour İstanbul Cup Tenis Turnuvası ve WTA Tour Championship Tenis Turnuvası adı altında düzenlenen iki farklı tenis turnuvası olduğu, WTA Tour İstanbul Cup Tenis Turnuvasına ilişkin ödeme usulünün sözleşmenin 5/1 maddesinde, WTA Tour Championship Tenis Turnuvasına ilişkin ödeme usulünün ise 5/2 maddesinde düzenlendiği anlaşılmıştır. Türkiye Tenis Federasyonunun 12.04.2018 tarihli yazısında, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında WTA Tour Championship Tenis Turnuvasının, 2014 yılında WTA İstanbul Cup Tenis Turnuvasının gerçekleştirildiği bildirilmiştir. Mahkemece, her ne kadar TTF tarafından düzenlenen 12.04.2018 tarihli yazı esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, sözleşmenin 5. maddesinden açıkça anlaşıldığı üzere WTA Tour İstanbul Cup Tenis Turnuvası ve WTA Tour Championship Tenis Turnuvası adı altında düzenlenen iki farklı tenis turnuvası olduğu gözetilmeden, sözleşmenin yukarıda açıklanan 5. ve 6. madde hükümleri bertaraf edildiği gibi, ayrıca dava konusu sözleşmenin fesih tarihinden itibaren sözleşme süresi sonuna kadarki dönemde davacının herhangi bir masraf yapmamak suretiyle tasarrufta bulunduğu, davaya konu dönemde başka işlerden elde edebileceği kazançlar ile elde etmeyi ihlal ettiği semereler nazara alınarak, hak ve nesafet ilkeleri doğrultusunda hesaplanan alacaktan makul oranda indirim yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Davacı, dava dilekçesi ile 2009-2014 dönemleri için sözleşmenin fesih tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiştir. Sözleşmenin fesih tarihinin 07.03.2011 olduğu, davacının davadan önce davalıyı temerrüde düşürdüğü iddia ve ispat edilmediği gibi fesih tarihinden sonraki dönem için de fesih tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceği, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiği gözetilmeden, hüküm altına alınan miktara fesih tarihinden itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.