YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7722
KARAR NO : 2020/7842
KARAR TARİHİ : 15.12.2020
Davacı … ile temlik eden …, temlik alan davalı … arasındaki menfi tespit davasına dair İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12/07/2016 günlü ve 2014/450 E. – 2016/174 K. sayılı hükmün bozulması hakkında Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 20/12/2018 günlü ve 2017/1013 E. – 2018/12510 K. sayılı ilama karşı temlik alan … vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, mali desteğe ihtiyaç duyduğu bir zamanda, davalının bu parayı verebileceğine ve maddi gücünün iyi olduğuna kendisini inandırarak 500.000 USD aldığını belirten yazı getirmesi halinde bu parayı vereceğini söylemesi üzerine 15.03.2013 tarihli belgenin davalıya verildiğini, ancak paranın kendisine verilmediğini ve belgenin de iade edilmediğini, davalı tarafın ihtar gönderilerek söz konusu belge nedeniyle icra takibi başlatılacağı bildirdiğini ve akabinde de ilamsız icra takibi başlattığını, davalı tarafından kandırılmak ve hataya düşürülmek sureti ile hileli davranışlarla icra takibine konu belgenin düzenlendiğini, davalının böyle bir paraya verecek gücü olmadığını, borca batık olduğunu ileri sürerek, borçlu olmadığının tespiti ile, istanbul Anadolu 1. icra müd. 2014/14323 esas sayılı takipin iptaline, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, icra takibine konu belgede, davacının kendi el yazısı ve imzası ile senede konu miktarı elden nakit olarak borç aldığını açıkca yazılmış olduğunu, hata ve hileye ilgili bir yıllık hak düşürüce sürelerin geçtiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, asıl alacak 1.081.400,00 TL’nin %20’si oranında tazminatın İİK 72 maddesi uyarınca davacı taraftan alınarak davalı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hükmün davacı ve alacağı temlik eden … tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 20/12/2018 günlü ve 2017-1013 E. – 2018-12510 K. sayılı ilamı ile ” HMK 124. maddesindeki düzenlemeye göre bir davada İradi taraf değişikliği ancak bunu isteyen tarafın mahkemeden talepte bulunması halinde mümkün olacaktır. Başka bir deyişle, mahkemenin kendiliğinden davanın taraflarını değiştirmesi veya taraf değişikliğinin mümkün olduğunu hatırlatması kanunen mümkün değildir. HMK’nın 124. maddesinde taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası veya mahkemenin izni şartlarına bağlanmıştır. Somut olayda davacı tarafın taraf değişikliğine ilişkin bir talebi olmadığı halde mahkemece davalı taraf değiştirilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. O halde mahkemece davacı tarafa bu konuda beyanda bulunması için süre verilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken talep olmadığı halde davalı …’nin taraf sıfatının kaldırılarak temlik alan …’un davalı kabul edilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmesi üzerine, bu sefer alacağı temlik alan … tarafından karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı, 15.03.2013 tarihli belgeye dayanılarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Yargılama sırasında; …, dava tarihinden önce 23.07.2014 tarihli temlikname ile davaya konu alacağın kendisine temlik edilmesi nedeniyle feri müdahil olarak davaya katılmak istemiş, mahkemece, davalı olarak gösterilen … tarafından
alacağın 23/07/2014 tarihinde …’a temlikinin sabit olduğu, davanın açıldığı 10/11/2014 tarihi itabari ile …’ye davalı olarak husumetin düşmeyeceği temliknamenin 24/03/2015 tarihinde sunulması sebebi ile davacı tarafın daha önceden temlikten haberdar edildiğinin iddia ve ispat edilemediği, alacağı temlik eden …’ye karşı dava açmasında davacı tarafın kusurunun bulunmadığı, alacağı temlik alan …’un davalı sıfatı kabul edilerek yargılamaya devam olunmuş ve HMK 205/1 maddesi uyarınca mahkeme huzurunda ikrar edilen adi senetler aksi ispat edilmedikçe kesin delil niteliğinde olduğu, davacı tarafça kendisi tarafından düzenlendiği beyan edilerek imzasıda ikrar edilen 15/03/2013 tanzim tarihli 500.000,00 USD tutarlı 31/03/2014 vade tarihli adi senet ile davalı tarafın alacağının varlığı kanıtlandığı, hata ve hile ile düzenlendiği davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124.maddesinin 3.fıkrasına göre; maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.HMK 124/3 maddesinde açıkca ifade edildiği gibi yanlış taraf gösterilmesinin dürüstlük kuralına aykırı bulunmaması durumunda, ortaya çıkan dava ilişkisi sebebiyle daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya gerçek tarafla devam etmekte fayda bulunmaktadır. Böyle bir durumda karşı tarafın rızası aranmadan yeni tarafa karşı davaya devam edilebilecektir. Somut olayda; davanın, alacağı dava tarihinden önce temlik alan … yerine alacağı temlik eden …’ye karşı açılması HMK’nın 124/3-4. maddeleri uyarınca husumette yanılma kabul edilerek, yargılamaya davalı sıfatının alacağı temlik alan …’da olduğu kabul edilerek devam edilmesi gerekmektedir. Nitekim mahkemenin kabulü de bu yönde olup, açıklanan nedenle mahkeme kararının onanması gerekirken, zuhulen bozulduğu anlaşılmakla davalı- temlik alanın karar düzeltme talebinin kabulü ile, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 20/12/2018 günlü ve 2017-1013 E. – 2018-12510 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle alacağı temlik alan …’un karar düzeltme talebinin kabulü ile, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 20/12/2018 günlü ve 2017-1013 E. 2018-12510 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının ONANMASINA, fazla yatırılan 38,10 TL peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 15/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.