Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/7655 E. 2021/4550 K. 22.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7655
KARAR NO : 2021/4550
KARAR TARİHİ : 22.04.2021

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, ihtiyaç duyulan defibrilatör ve aksesuarlarının 28/05/1998 tarihinde firmalarla imzalanan protokol kapsamında temin edildiğini, protokolün 9- D maddesinde cihaz aksesuarlarının gümrükçe tasdikli ithalat faturalarım ve gümrük giriş beyannamelerini istendiği anda kuruma ibrazla yükümlü olduğu ve kurumun belgeleri doğrudan kamu kuruluşlarından isteyebileceği, bu belgelere göre kurum aleyhine farklılığın tespiti halinde aradaki fiyat farkının kurumun talebi halinde nakilen tazmin etmeyi kabul edeceği hükmünün yer aldığını, buna istinaden firmaların ithalat faturalarını protokol ve indirim oranlarının belirlendiği görüşmeler sırasında ve 2001 yılında topluca ve her ödeme aşamasında kuruma ibraz ettikleri ancak faturaların gerçek fiyatını yansıtmadığını ,fiyatların yüzde yüze varan oranlarda şişirilmiş olduğunu, firmaların fiyat yükseltmeyi üretici firmalarla anlaşarak yüksek fiyatlı fatura temin edilmesi, üretici firmalara ait boş faturaların yüksek fiyat olarak tanzim edilmesi veya serbest bölgelerde firma kurup ithalatlan bu firmalar üzerinden yaparak sağladıklarının tespit edildiğini, bununda DGM CBS tarafından yürütülen “neşter operasyonu” ile ortaya çıktığını, bu nedenle kurumun zararı olarak hesaplanan 126.644.155.500 (eski) TL ile 30/09/2004 tarihine kadar hesaplanan 224.645.739.400 (eski) TL yasal faizin toplamı olan 351.289.894.900 (eski) TL’nin 01/10/2004 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Mühendislik Ltd. Şti. davanın reddini dilemiş,diğer davalı davaya herhangi bir cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş; hüküm,davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının, tıbbi sarf malzemesi temini konusunda taraflar arasında 28/05/1998 tarihli sözleşme imzalandığı davalıların 2001 yılında topluca ve her ödeme aşamasında kuruma ibraz ettikleri faturaların gerçek fiyatını yansıtmadığını belirterek fiyat farkından kaynaklanan söz konusu bu alacağın tahsili amacıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Bölge Adliye Mahkemesince, davacı Kurumun 1998 yılında davalıdan satın aldığı malzeme bedelinin fahiş olduğu iddiası ile 2008 yılında dava açtığı, satış tarihinden dava tarihine kadar yaklaşık 10 yıl geçtiği,davacı Kurumun Teftiş Kurulu Başkanlığınca 2003 yılında yapılan soruşturma neticesinde hata hile iddiasına dayanarak söz konusu davayı açtığı, davacı taraf hile ve hatayı öğrendiği tarihten 1 yıl içerisinde ileri sürmek ve dava açmakla yükümlü olup, söz konusu süre geçildikten çok sonra açıan davanın hakdüşürücü süre geçtikten sonra 818 sayılı BK m.31 ve devamı maddeleri gereğince hak düşürücü sürede nazara alındığında davanın reddine dair karar sonuç itibariyle isabetli olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir. Oysa ki ilk derece mahkemesinin karar gerekçesinde belirtildiği gibi davalı şirket yöneticisi Atilla Kaya hakkında herhangi bir ceza davasının bulunmadığı, davacının defbrilatör cihazını pahalı fiyattan satın aldığına yönelik kriterleri ortaya koyan herhangi bir hesap bilgisinin sunulmadığı, kurumun kendi müfettiş raporunun hüküm için yeterli olmayacağı, başka hastanelerin satın alma ve ihale dosyalarının bu dosya yönünden ölçü olarak nazara alınmasına ve hesap yapılmasına imkan bulunmadığı şeklindeki gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediğinden, gerekçede bir düzeltme yoluna gidilmeksizin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca kararın gerekçesinin ilk derece mahkemesi karar gerekçesine uygun şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi yönünden 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 22/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.