Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/7570 E. 2021/2885 K. 17.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7570
KARAR NO : 2021/2885
KARAR TARİHİ : 17.03.2021

MAHKEMESİ : …BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ …. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalıdan … plakalı aracı satın aldıklarını, satış bedelinin tamamının taraflarınca ödendiğinden davalıya herhangi bir borçlarının kalmadığını, ancak aracın satış bedelinin tamamının ödenmediği iddiası ile davalının, haklarında Anadolu 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/12773 esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yaptığını, takibin kesinleştiğini, icra takibinin kötü niyetli yapıldığını ileri sürerek; davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya konu aracı satmak üzere davacı iş yerine gittiğini, araç bedelinin tamamının havale yapıldığı belirtilerek noterin iş yerine çağrıldığını, şirket yetkilisinin konuşmaları ile kendisini etkileyerek kendilerine güven duymasını sağladığını, hesabına EFT yapıldığına inanarak noterde resmi satışı gerçekleştirdiğini, ancak daha sonra hesabına sadece 15.000,00-TL para gönderildiğini görünce dolandırıldığını anlayıp şirket yetkilisini savcılığa şikayet ettiğini, araç satış bedelinin 53.000,00-TL’lik miktarı ödenmediğinden icra takibi başlattığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı, davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dava, taraflar arasında 68.000,00-TL bedelle yapılan araç satış sözleşmesinden kaynaklı ödenmediği iddia edilen bakiye bedel olan 53.000,00-TL’nin davacı tarafça davalıya ödenip ödenmediği, araç satımından kaynaklı davacı şirketin bakiye borcunun bulunup bulunmadığı yönünde açılan menfi tespit davasıdır.
Davaya konu Üsküdar 7. Noterliğinin 08/06/2015 tarih 19182 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesine göre … plakalı aracın 68.000,00-TL bedelle davalı tarafından davacı… Tekstil Turizm İnş. Oto. San. Ve Dış Tic. A.Ş’ye satıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket defterleri üzerinde ödemenin tespiti bakımından uzman bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmış olup, bilirkişinin 23/05/2016 tarihli asıl raporu ile 12/07/2016 tarihli ek raporlarına göre, davacı defterleri üzerinde davalı … Topçu hesabına 15.000,00-TL havalenin işlendiği, kalan 53.000,00-TL ödemenin şirket adına şirket ortağı Yusuf Altay tarafından nakit olarak yapıldığının işlendiği ancak bu ödemeyi gösteren hiçbir mali evrakın bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Dosyada bulunan belgelerden davalı tarafın şikayeti ile temyiz talebinde bulunan davacı şirketin yetkili temsilcisi Yusuf Altay hakkında, …. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/1275E numarasında kayıtlı dolandırıcılık suçlaması ile kamu davasının açıldığı, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili… Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği ve yargılamanın…. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/13E numarasında halen devam ettiği anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 74.maddesi uyarınca hukuk mahkemesi ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de, ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ve ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakalar hukuk mahkemesini bağlar. Bu nedenle açılmış bir ceza davası var ise ceza davasının sonucunun …nın 165. maddesi de gözetilerek bekletici mesele yapılması gerekir. O halde Mahkemece ceza davası sonucu verilen kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanu’nun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.