Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/7563 E. 2021/2664 K. 15.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7563
KARAR NO : 2021/2664
KARAR TARİHİ : 15.03.2021

MAHKEMESİ : …BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı hastanede 11.10.2014 tarihinde kilo kontrolü nedeniyle, davalı doktor tarafından mideye balon koyma operasyonu yapıldığını, ameliyat sonrasında ağrıları sebebiyle tekrar başvuruda bulıunduğunda midenin röntgenini çeken davalı doktorun, mide içine balon bırakan aparatın yarısının kırılarak balon teliyle birlikte mide içinde kaldığını tespit ettiğini, söz konusu parçaların çıkartıldığını ancak midesindeki tel ve parçalar çıkartılırken yemek borusunun 2 cm yırtıldığını belirterek şimdilik 500 TL maddi ve 70.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; Davacının istinaf talebinin esastan reddine, karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın temelini vekillik sözleşmesi oluşturmaktadır. Dava, davalı hastane ve doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de, bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur.
Doktorlar, hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktor, tıbbi çalışmalarda bulunurken, bazı mesleki şartları yerine getirmek, hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak, tedaviyi her türlü tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor, ufak bir tereddüt gösteren durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken, hastanın ve hastalığın özellikleri gözönünde tutulmalı, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan
kaçınmalı ve en emin yolu tercih etmelidir (Bkz. Tandoğan, Borçlar Hukuk Özel Borç İlişkileri, Cild, Ank.1982, Sh.236 vd). Titiz bir özen göstermeyen vekil, T.B.K. 506/II uyarınca vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
Mahkemece, yargılama sırasında; adli tıp kurumu başkanlığı 2. ihtisas kurulundan alınan 03.08.2016 tarihli bilirkişi rapor ile üniversite öğretim görevlilerinden alınmış olan 25.07.2017 tarihli raporlarda ; özetle “mide balonu içerisindeki metal guide’ın balonun dışında olduğu”nun görüldüğü, bunun üzerine hastaya endoskopik olarak balonun çıkarılması önerilerek yatışı yapıldığı, ameliyatında mide içerisinde balon ve ucunda metal guide izlendiği, metal guide yabancı cisim forcepsi ile tutulduğu, ancak balondan ayrılmadığının görüldüğü, bunun üzerine balon çıkarma kiti açıldığı, balonun söndürüldüğü, ——– balon guide’ının bir parçasının kırılarak midede balonla birlikte kalması ve midede kalan guide parçası ile balonun mideden çıkarılırken oluşan özofagus perforasyonu ve mediastinit tablosunun bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmalden kaynaklanmayan “komplikasyon” olarak nitelendirildiği, ‘ —– balon çıkarma işlemi esnasında oluşan yemek borusundaki yırtılma ve göğüs boşluğu iltihabının (perforasyon ve mediastinit) mideye balon takılması/çıkarılması işleminin komplikasyonu olduğu’ yönünde görüş bildirilmiştir.
İlk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesince dosyadaki bilirkişi raporları ve davacının onam formunun mevcut olduğu da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmişse de; söz konusu olayda davacının midesinde balon guide’ının bir parçasının kırılarak kaldığı ve bu parçanın da çıkarılırken davacının yemek borusunun yırtıldığı, sonuç olarak davacının tıbbi tedavi sırasında yaralandığı ve bu yaralanma neticesinde zarara uğradığı açıktır.
Bu durumda mahkemece, HMK’nın 282.maddesinde yer alan; ”Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” şeklindeki hükmü de göz önüne alınarak bilirkişilerin bildirdiği sonuçla bağlı olmaksızın, delillerin değerlendirilmesi, somut olayın özellikleri de esas alınarak, davalıların meydana gelen sonuç nedeniyle sorumlu oldukları kabul edilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun’un 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 15/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.