Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/738 E. 2020/4000 K. 14.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/738
KARAR NO : 2020/4000
KARAR TARİHİ : 14.09.2020

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasının kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı kurumun beş tane reçetedeki imzanın hastalara ait olmadığı gerekçesi ile 2012 protokolünün 5.3.2. maddesi gereğince 191.081.05.- TL cezai şart ile 4.3.6. maddesi gereğince 38.216.21.- TL reçete bedelinin tahsiline yönelik kurum işleminin haksız olduğunu ileri sürerek kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, işlemin yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuş , Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddine karar verilmiş , hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davadaki uyuşmazlık, dava dışı sigortalı kişiler adına düzenlenen reçetelere rağmen , ilaçların hastalara ya da yakınlarına teslim edilmediği iddiasına dayanmaktadır. Bu durumda, cezai şarta konu işlemin dayanağı dava dışı sigortalı kişilerin beyanı olduğuna göre, bu kişilerin de tanık olarak dinlenilmesi gerekmektedir.
O halde, belirtilen eksik yerine getirilerek müfettiş raporunda ifadesi alınan sigortalılar dinlendikten sonra ve alınacak beyanlarla birlikte diğer delillerin değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Somut olayda, reçetelerin arkasında yer alan imzaların hasta veya hasta yakınına ait olmadığı, ilaçları alıp kullanmadıklarının tespit edildiği gerekçesiyle 2012 yılı Eczane Protokolünün 5.3.2 maddesi uyarınca cezai işlem uygulanmıştır. 01.04.2016 tarihli eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokol kapsamından davaya konu eylemlerle ilgili 5.3.2 maddesinde “Eczanenin Kuruma fatura ettiği reçetelerde (e-reçete olarak düzenlenenler hariç) bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da ilacı alana teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilacı alan yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü getirilmiş olup, 6.10. maddesinde “Bu protokolün yürürlük tarihinden önceki dönemlerde geçerli olan protokol hükümlerine göre Kuruma fatura edilen ve kontrolleri kurum tarafından bu Protokol yürürlük tarihinden sonra yapılan reçeteler için, ya da reçete kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih uyarı ve cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen filler için Kurumca bu Protokol hükümleri uygulanır. Ancak eczacı tarafından Kurumdan tebligat tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep edilmesi halinde, ilgili protokol hükümleri uygulanır.” 6.12. maddesinde “Bu protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen ve/veya cezai şart uygulanan eczacının bu işleme karşı dava açmış olması ve açılan davanın Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş olması halinde yazılı talebi ile; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesi ve/veya cezai şart uygulanmasına ilişkin fiil/fiiller için Protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. Ancak Kurumca tahsil edilmiş olan cezai şart ve yersiz ödeme tutarları geri ödenmez, mahsup edilmez…..” hükmünün düzenlendiği yazılıdır. Ayrıca bu protokolde 2012 protokolünün 4. 3. 6. maddesi tamamen kaldırılmıştır. O halde mahkemece; 2016 yılı protokolü değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekli olup, bu husus gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, kesin olmak üzere 14/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.