Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/6519 E. 2020/8154 K. 23.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6519
KARAR NO : 2020/8154
KARAR TARİHİ : 23.12.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar … ve …, tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, murisleri … ait olan Kuşadası 1603 parsel no’lu taşınmazın, davalı … Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi tarafından, 08/10/1990 tarih ve 6 sayılı yönetim kurulu kararıyla murislerinden satın alındığını, ödenmesi gereken satım bedelinin vadelere bağlandığını, davalı Kooperatif ve yönetim kurulunun, sözleşmede belirtilen vadelerde ödenmesi gereken peşinat ve taksitleri ihtara rağmen ödemeyerek temerrüde düştüklerini, murisleri tarafından Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/271 Esas ve 2001/248 Karar sayılı dosyası üzerinden alacak davası açıldığını, davanın 16/04/2001 tarihinde sonuçlandığını, hükmedilen miktarın Denizli 2. İcra Müdürlüğünün 2001/8350 esas sayılı takip dosyası ile 2002 yılı Ocak ayında hiçbir ekonomik değeri kalmayacak şekilde tahsil edildiğini, davalıların, davanın uzamasına ve alacaklarının değerini kaybetmesine neden olduklarını, davalı … Kumakçı’nın davalı Kooperatifin başkanı, diğer davalıların ise daha önceki ve şimdiki yönetim kurulu üyesi olduklarını, davalı kooperatif yönetim kurulunun 29/06/2001 tarihli olağan genel kurul toplantısında, kooperatif üzerine kayıtlı ve henüz bedeli ödenmemiş 1803 Parsel sayılı taşınmazın 3. şahıslara satılması için karar alındığını, 20/09/2001 tarihinde aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan davalı … taşınmazın satış suretiyle devir ve temlik edildiğini, davalıların birlikte bilinçli olarak yürüttükleri kendi temerrüt ve kusurları nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 150.000.000.000 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişler, 9.6.2009 tarihli ıslah dilekçeleri ile de talep miktarını 387.041,35 TL’ye çıkarmışlardır.
Davalı … , davanın öncelikle zamanaşımı, olmadığı takdirde esastan reddini dilemiş, davalı …, kooperatife 2002 yılında girdiğini, davacılara karşı sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiş, diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, bozma üzerine davanın kısmen kabulü ile 387.041,35 TL’nin reeskont faizi ile birlikte davalılardan …n Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi, …, …, …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kabul edilen 387.041,35 TL’nin 150.000,00 TL’sine dava tarihi olan 04/07/2002 tarihinden itibaren, 237.041,35 TL’sine ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalılar … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, munzam zarardan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, dosyada mevcut İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 29.11.2017 tarihli yazısından davalı Kooperatifin 29.11.2013 tarihinde Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden resen silindiği anlaşılmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinin 2. fıkrasında “Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.” hükmü bulunmaktadır. Devam eden davalar için terkin hükmünün uygulanmayacağı düzenlenmesine rağmen, davalı kooperatif terkin edildiğinden taraf ehliyeti ortadan kalkmış bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Dava şartları davanın başlangıcından sonuna kadar bulunması gereken şartlardır. Bir başka deyişle dava açan ve davalı konumunda bulunan her gerçek yada tüzel kişi bu davanın devamı ve hüküm kesinleşinceye kadar bu ehliyetini korumuş olmalıdır. Dava tarihi itibariyle taraf ehliyeti bulunan davalı kooperatifin davanın devamı sırasında ve hükümden önce terkin edildiği anlaşılmakla taraf ehliyeti ortadan kalkmış durumdadır. Bu durum taraf teşkiline ve dava şartlarına ilişkin bulunduğundan davanın her aşamasında resen nazara alınması gerekir. O halde Mahkemece, davacılara uygun süre verilerek dava açıldıktan sonra resen terkin edildiği anlaşılan davalı Kooperatifin ihya edilmesi ve yeniden sicile kaydının sağlanması suretiyle usulünce taraf teşkili sağlandıktan sonra esas hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre temyiz eden davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz eden davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.