Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/649 E. 2020/1830 K. 28.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/649
KARAR NO : 2020/1830
KARAR TARİHİ : 28.02.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; davacının davalı kurumun 33990 nolu abonesi olduğunu, 26/09/2012 tarihinde 196.246,40 TL borç tahakkuk ettirildiğini, davacının daha önce ödemediği herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek; davacının, davalı kuruma 196.206,40 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, faturanın 730 nolu görgü tespit tutanağına binaen çarpan hatasından dolayı eksik tahakkuk ettirilen bedel ve bu bedele ilişkin gecikme cezası ve KDV bedelinin yansıtıldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; hükme esas alınan 05.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacının borçlu olduğu belirlenen kısım üzerinden davalının da %20 müterafık kusuru olduğu dikkate alınarak davacı lehine hesaplama yapılarak davanın kısmen kabulü ile; davacıya ait 303990 nolu abonelik bakımından tahakkuk ettirilen 26/09/2012 tarihli ve 196.246,40 TL bedelli fatura bakımından davacının davalıya 50.787,11 TL borçlu olmadığının (145.459,29 TL borçlu olduğunun) tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, çarpan hatasından kaynaklı oluşturulan ek tahakkuk bedelinden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
HMK’nın 266.maddesi hükmüne göre; Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hâkimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her hâlde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Bilirkişi raporu, kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor
isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
HMK’nın 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olayda; dosya içerisinde, 14.05.2014 tarihli, davacının, menfi tespit talebinin yerinde olmadığını beyan eden üçlü bilirkişi heyetinden alınmış rapor ile; 05.10.2015 tarihli, davacının, 154.088,24 TL asıl alacak, 27.735,88 TL asıl alacak KDV si olmak üzere toplam 181.824,12 TL borçlu olduğu, 14.422,28 TL borçlu olmadığı davaya konu fark tahakkuku davalı şirketin kendi ihmal ve kusuru sonucu ortaya çıkmış olup uyuşmazlık konusu fark tahakkukunun ortaya çıkmasında davalı şirketin de %20’ye kadar müterafik kusurunun olduğu; ancak, kusur oranına ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirir elektrik mühendisi bilirkişiden alınmış rapor olduğu görülmüştür. Ne var ki; raporların taraflarca itiraza uğradığı ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece; raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile 622 Sayılı EPDK Kurul Kararı çerçevesinde değerlendirilmesi ve söz konusu eylemin oluşturduğu sonuç açısından belirlenmesi için ayrıntılı itirazları da karşılayacak şekilde, taraf ve Yargıtay denetime elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün HUMK’ nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’ nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’ nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.