Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/6377 E. 2021/5258 K. 21.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6377
KARAR NO : 2021/5258
KARAR TARİHİ : 21.05.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; gözlerindeki rahatsızlık nedeniyle davalı hastanede 30.08.2012 tarihinde diğer davalı doktor tarafından sol gözüne katarakt ameliyatı yapıldığını, aynı gün taburcu edildiğini, ameliyattan sonraki gün gözündeki sıkıntıların devam ettiğini, ağrı ve sızıların oluştuğunu, kendisini ameliyat eden davalı doktora başvurduğunu, ancak yaşadığı sağlık sorununa çözüm bulamadığını, bu nedenle Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurduğunu, yapılan tetkikler sonucunda ameliyat sırasında gözün korneasının kesildiği ve dikiş atıldığı hususlarının tespit edildiğini lazer yöntemiyle yapılan bir ameliyatta dikiş tedavisinin bulunmaması gerektiğini, yapılan muayenede sol gözünün görme duyusunun %20 olduğunun belirlendiğini, davalı doktorun gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle çalışma gücünü kaybettiğini ileri sürerek, 10.000TL maddi, 250.000TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine 13. Hukuk Dairesinin 30/04/2019 tarihli 2016/17921 esas, 2019/5587 karar sayılı ilamı ile davacının temyiz itirazları incelenmeksizin 29.10.2016 tarih ve 29872 Sayılı KHK’nun 16. maddesinin birinci fıkrası gereğince davalı Hastane yönünden bir karar verilmek üzere bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davalı Özel İstanbul Kadın Doğum Cerrahi Hastanesi Ltd. Şti’ne açılmış olan davanın 29.10.2016 tarih ve 29872 Sayılı KHK’nun 16. maddesinin birinci fıkrası gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı … yönünden ise Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 30/04/2019 tarih ve 2016/17921 esas 2019/5587 karar sayılı ilamında davacının temyiz nedenlerinin incelenmediği belirtilmekle dosyanın bu davalı yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi “(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü içermektedir.
Aynı Kanun’un “Hükmün Yazılması” başlıklı 298. maddesinde ise:
“(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır.
(2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
(3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir.
(4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.”
hükmü yer almaktadır.
Açıklanan hükümlerin ortaya koyduğu bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denilebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Yerel mahkeme kararı, bozma kararı ile birlikte ortadan kalkıp hukuki geçerliliğini yitirmekte olup, bozulan karar sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma kararından sonra mahkemece kurulacak yeni hüküm HMK’nın 297. maddesine uygun olarak oluşturulmalıdır. Bu nedenle mahkemece hüküm fıkrasında yer alan ve bozmaya konu yapılmayan bölüm yönüyle de ilk hükümdeki gibi karar verilmesi gerekmektedir (Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/3-3005 Esas, 2017/1491 Karar sayılı kararı).
Yerel mahkeme kararı bu haliyle yukarıda açıklanan ilkelere uygun olmayıp, ortada usulünce oluşturulmuş bir hüküm de bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle; bozma ilamı ile ilk karar ortadan kalktığından bozmadan sonra mahkemece, davalı … hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, bu davalı hakkında daha önce kurulan hüküm ile ilgili olarak değerlendirme yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.